Hepimizin oynamaya doyamadığı Half-Life modu olan Counter-Strike artık farklı yüzüyle karşımıza çıkıyor. Yıllardır beklenen Condition Zero çıkmadan önce yere göğe sığdırılamamıştı. Hepimiz heyecanla bekledik. Ve sonunda Condition Zero çıktı, fakat CS taraftarlarına çok büyük bir hayal kırıklığı yaşattığı kesin…

Counter-Strike: Condition Zero, 3 yıl önce ilk duyurulduğu zaman, yeteri kadar hoş bir fikir olduğu görülmüştü. O zamanlarda da FPS türündeki oyunlar yüksek polülaritede olduğundan, tek kişilik oynanması temel alınmıştı. Bunun yeni bir çığır açacağı düşünüldü fakat şimdiki gibi oyuncular online oyuna hücum etti. Ama yine de, olanlar geçen yıllarda oyun üzerinde hiçbir değişikliğe yol açmadı. Hatta oyunu geliştirmekle beraber, düşürmeyi de aynı anda becerebildiler. Condition Zero’nun vazifesi pratik olarak Counter Strike’den direkt tek oyunculu sisteme geçmekti. Half-Life’ın yapımcısı Valve Software firması da çabucak Gearbox’a doğru harekete geçti. Ardından Ritual Entertainment’a, ve son olarak da Turtle Rock Studios firmasına. Verilen bu kadar olağandışı çabadan sonra, Condition Zero şaşırtıcı bir şekilde eğlenceli oldu. Özellikle de yapay zekayı hazırlayanlara sonsuz teşekkürler. Fakat bu oyunda bazı kurbanlar gibi gecikmelerle hatırlanacak. Oyun yapımı sırasındaki zaman çok uzundu, ancak Condition Zero’nun yapımı üçüncü teknolojiden ilerlediği için diğer batık oyunlara göre daha az gölgede kaldı.

Bombalama haritaları, Condition Zero’da da klasik oyun birimlerinden bir tanesi. Şimdiye kadar, çok sayıda FPS taraftarı Counter-Strike oyununu muhtemelen severek oynamış veya görmüşlerdir. Bu kişiler için geçtiğimiz haftalarda uzun bir bekleyişin sonu gelmişti, Counter-Strike’da takım ve taktik oyunu ele alınmıştır. Oyunun amacında, iki tür oyun tipi vardır; bombalama ve rehine kurtarma. Takım görevleri, teröristlerde süre içinde bir bombayı patlatabilmek ve alanı counter takımdan korumaktır. Rehine kurtarma görevlerinde ise counter takımı, teröristlerin elinden masum rehinecikleri kurtarmaya çalışır. Pratik olarak, birçok oyun genelde iyiler ve kötüler kapışması halinde geçer.

Oyuncular her round bir önceki round performanslarına göre para kazanır, ve bu parayla, her round başlangıcında sahip oldukları paraya göre silah alırlar. Round sonunda hayatta kalanlar ise; ister yeni silah alır, ister bir önceki rounddaki silahlarıyla devam ederler. Oyunun içeriğinde gerçek hayattaki silahlar temel alınır, tabancalar, pompalı silahlar, kalaşnikov, ve birkaç gerekli ekipmanlar yer alıyor.

Bu kadar gereksiz şeyden sonra oyun hakkında bilgi vermeye başlayalım. Tek kişilik Condition Zero, yıllardır oynanan Counter-Strike’ın uyarlaması gibi. Sadece takım oyununuz ve düşmanlarınız bilgisayar kontrollü botlarla değişirilmiş. Kendinizi counter takımının kumandanı rolünde farz edin ve botların sizin kumandanız altında olduğunu düşünün. Botların oyundaki becerisi ise, saldırgan, silah seçici, ve takımın diğer kalanlarıyla işbirliği yapan biri olmaları olarak düşünün. Bunlarla beraber Counter-Strike’a göre biraz daha yüksek becerili botlar ve daha aktif silahları oyunda görmemiz mümkün, ancak sizin oyunu başından sonuna kadar oyun yapısına uygun bir biçimde bitirmeniz gerekiyor.

Oyun altı bölümden oluşmakta. Tüm bölümlerde 4 parttan oluştuğuna göre 24 partlık bir oyun sizleri bekliyor. Haritaların çoğu Counter-Strike’ın haritalarından toplanmış. Sadece klasik görünümlerinden biraz değişmiş o kadar. Buna örnek olarak Dust, Aztec, ve Italy haritalarını gösterebiliriz. Yine de haritaların bazıları gerçekten berbat. Örnek olarak, Cs hayranları bilir, Militia haritası Counter-Strike’daki haline göre çok farklı. Counter takımı kısıtlı bir alandan, kayalıkları siper alarak eve yaklaşır, böylece terörist nişancılar için hayatı yaşanılmaz hale getirirler. Oyuna bir avuç dolusu yeni harita eklenmiş. Bazıları stadyum gibi. Yıkık evler, dar koridorlar ve merdiven boşluklarının da haritalara eklenilmesi unutulmamış. Çok küçük bomba haritaları çılgın oyuncular için kötü de olmamış hani. Seri oyun anlayışını gerçekten çok güzel sergilemek için ideal. Bölümler, genelde teröristlere karşı olan 3 rounddan oluşuyor. Bu roundların içinde, özel bir silahla adamı öldürme, rehine kurtarma, ve/veya bir süre içinde belirtilenleri uygulamalar bulunuyor.

Oyunun konusuna da değinmeden geçilmez. Fakat bu oyunda konu denen birşey yok. Şunu vur, şuradaki rehineyi kurtar vs.. Klasik Counter-Strike’ın multiplayer oyun stilinden alınmış görevler. Oradan alıp buraya pat diye koyacaklardı ki neden Deleted-Scenes modu yaptılar anlayabilmiş değilim. Condition Zero, Deleted-scenes adı verilen ilerlemeli oynanış tarzıyla kendisine belki bir yer edinebilir. Fakat online oyunlarda CS:CZ’nin pek tutulmayacağı ortada. Offline kullanıcılar için ilerlemeli oyun modu tavsiye edilebilir.

Ve gelelim oyunundaki en büyük fiyaskoya… Yapay zeka! Oyun çıkmadan önce yapımcılar, oyunun yapay zekasının olay yaratacağını söylüyorlardı. Sanırım bunu kastediyorlardı… Oyunun yapay zekası yüz üzerinden sıfır. Oyun 2-3 sene önce çıkarılmış olsa belki bir tolerans gösterilebilir ama zamanımızın oyunlarında böyle şeyler görmek hepimizi üzüyor. Oyun sırasında karşınıza aniden çıkan bir adam görürseniz kesinlikle heyecanlanmanıza gerek yok. Belli bir algılama süresinden sonra jeton düşüyor. Oynadığım süre içinde şuna çok rastladım; düşmanımız bizi görüyor fakat önümüzden geçip, bizi çaprazına alıyor ve bir müddet sonra ateş etmeye başlıyor. Oyunu oynayanlar eminim bunu sık sık farketmişlerdir. Kısacası oyunda zorluk açısından hiçbir madde yok. CS hayranlarını daha fazla üzmemek için yapay zekayı burada kesiyorum.

Oyuncu modellemeleri de yapay zekadan geri kalmamış. Havada yürüyen oyuncular çok komik olmuş. Fakat bölüm kaplamalarıyla bu durum biraz yatıştırılmış. Bölüm kaplamaları bu kadar hatadan sonra bize biraz nefes aldırıyor. Ama yine de Gearbox acaba bu grafikler için çok uğraşmış mı merak ediyorum. CS bu aralar sadece Condition Zero olarak konuşuluyor ve bu oyununda Half-Life’ın bir modu dedikçe kesinlikle artık HL yapımcılarının yüzleri kızarıyordur.

Oyunun zorluk seviyeleri sizi sinirlendirecek kadar zor değil. En kolayda oynarsanız bir düşman için en fazla 3 mermi harcarsınız. CS’yi arada oynayanlar için normal seviye sizi tatmin edebilir. CS için uykusuz kalanlara önerim ise en zorda oynamaları. En zor seviyeyi rehavete kapılıp dikkatsiz oynarsanız, belki bir mucize eseri vurulabilirsiniz.

Günümüzde online oyunun hız kazandığını düşünürsek, online platformun gelişmesinde kimse Counter-Strike’ın yerini tartışamaz. Halen Dünya’da en popüler online oyun olduğuna dair yorum yapmaya bile gerek yok. CS online oyunun yapı taşlarındandır fakat, CZ ile birlikte nerelere gelir bilinmez.

Böyle bir oyunun iki cd içine sığdırılmış olmasına çok şaşırdım. Tek sevindirici şey oyunun sistem özellikleri tatmin olunacak kadar düşük olması. 32 MB’lık bir ekran kartıyla veya 96 MB RAM ile kolayca oynayabilirsiniz.

Artık sona geldik. Oyun hakkında fazla sert şeyler söylemiş olabilirim. Açıkçası hak etmiyor da değil. Counter-Strike taraftarlarından büyük bir tepki alacağı kesin. Zevkler ve renkler tartışılmaz diyerek oyunu çok düşük gördüğümü belirtiyorum. Fakat Counter-Strike hayranlarının edinmesi gereken bir oyun.