Bazen oyun almak için CD dükkanlarına girdiğimde içim sızlar. Raflarda bir sürü FPS ve strateji oyunları dolaşırken, bu raflarda 1-2 tane ralli oyunu olur. Bakın yarış oyunu demiyorum. Need For Speed, Midtown Madness gibi oyunlar kendi içlerinde birçok alternatifler sunsalar da genelde yarış oyunları olarak tanınırlar. Ralli ise yarışmacıların otomobille belli yolları izleyerek ve belli kurallara uyarak bir yere ulaşmalarına dayanan bir yarışmadır. Bu kadar sözlük bilgisinden sonra oyuna bir göz atalım.

RALLİ EFSANESİ

İlk defa geçen yıl kaliteli bir ralli oyunuyla karşılaştım. Bundan önce yapılanlar uyduruk özenilmemiş şeylerdi. Belki de bu yüzden ralli oyunları hala oyun piyasasında soğuk karşılanıyor. Bahsettiğim oyun ise yine Codemasters tarafından çıkarılan, incelediğimiz oyunun önceki versiyonu “Colin McRae Rally” idi. Bu oyun zamanında çok satıldı ve çok konuşuldu ama bir Allah’ın kulu da böyle bir klasiğe özenmedi. Yani bir Half-Life, Age Of Empires gibi oyunlar çıkar ve onlarca firma onlara özenip gerekli-gereksiz oyunlar yapar. Ama neden “Colin McRae Rally” gibi bir ürüne oyun yapımcıları bu kadar az ilgi gösterdi? Bunları bir kenara bırakalım artık öncekinden daha güçlü ve kaliteli bir ralli oyunu var.

İncelemenin detaylarına inmeden önce belirtmeliyim ki oyunun tadı ve oynanabilirliği bir direksiyon ile kat kat artıyor.

CMR2 her Codemasters ürününde olduğu gibi mükemmel bir demo ile başlıyor. Bu bile büyük ölçüde havaya girmenizi sağlıyor. Oyunda ilk edindiğim izlenim gelişmiş arabirimi ile dikkat çeken kullanıcı dostu menüler oldu. İnanın bir ralli oyunu için bundan daha iyi menü ve grafik düzenlemesi yapılamazdı. Oyundan istediğiniz verimi alabilmeniz için birkaç ayar yapmanız gerekebilir. Ayarlar bölümünden sisteminizin gücüne göre gereken grafik, ses ve diğer ayarları yapabiliyorsunuz.

Bu kısımda en çok hoşuma giden şey sistemde kurulu olan SideWinder direksiyonumun oyun tarafından tanınması oldu, yine buradan donanımızla ilgili gereken ayarlamaları yapabiliyorsunuz.

Ana menüde iki yarış tipi göreceksiniz birincisi “Rally” seçeneği diğeri ise “Arcade”. İsterseniz “Drivers” seçeneğini kullanarak kendinize bir yarış kariyeri başlatabilirsiniz.

Oyuna yeni eklenen “Arcade” modu ile en fazla 5 rakibe karşı aynı pistte ve aynı anda başlıyor ve yarışıyorsunuz esasında gerçek rallilerde böyle bir şey söz konusu değil ama “Arcade” modunu bir Training bölümü olarak düşünebilirsiniz. Bu modda hasarları düşünmeden ve araba üzerinde fazla oynama yapmadan daha özgürce ve stressiz bir yarış geçirebilirsiniz ama kesinlikle şampiyonanın heyecanını ve tadını yaşayamazsınız. Genel olarak bu mod oyunu daha renkli hale getirmiş ve monotonluktan uzaklaşmasını sağlamış.

“Rally”de ise karşınıza 5 farklı yarış seçeneği çıkıyor isterseniz hemen şampiyonaya başlayabilir ya da sıradan bir ralliye katılabilirsiniz. Oyuna ilk başladığınızda 13 değişik arabadan sadece 5’i açık durumda oluyor. Pistlerde de durum aynı yarış kazandıkça arabalar ve pistlerde açılıyor. İsterseniz her yarışın başında seviyenize göre zorluk seviyesini ayarlayabilirsiniz.

Oyunda benzerlerinden çok daha üstün bir hasar ve onarım sistemi var. Oldukça detaylandırılmış olan bu sistem sayesinde arabanın bozulabilecek 11 kısmında onarım yapabiliyorsunuz.

Hasar modellemesi ise oldukça detaylandırılmış aldığınız hasar aracınızda hem görsel hem de fiziksel değişmeler yaratıyor. Ama asıl önemli oluşan fiziksel değişmeler yani yol tutuşa, çekişe, direksiyon hakimiyetine ve performansa etkisi. Hasar, görsel olarak da aracınızda dökülme, parçalanma, ezilme, yamulma gibi görsel değişmeler yaratıyor. Bu yüzden arabayı dikkatli kullanın, unutmayın bu oyunda amaç hız yapmak değil araca hakim olmak.

EL Mİ YAMAN COLİN Mİ?

Şimdi biraz da oyunun teknik özelliklerinden bahsedelim.

Grafikler bir ralli oyunu için muhteşem düzeyde, araçların modellemesi çok kaliteli ve ayrıntılı. (Öyle ki metalik boyanın parıltısını bile unutmamışlar) modellemede hiçbir eksiklik yok. Oyunun tek sıkıcı yanı ise arka plan efektleri oyunun tek eksik yönü burada. İki boyutlu ağaçlar,ellerinde fotoğraf makineleri ile size bakıp duran kartondan insanlar bazen oyuna olan hevesinizi kaçırabiliyorlar. Bence arka plan efektlerine daha özenilebilirdi.

Sesler için de grafiklerden farklı bir şey söyleyemeyeceğim. Arabaların gerek motor gerekse diğer ses ve efektlerine çok özenilmiş. Farklı arabalarda, pistlerde, yol tiplerinde de değişik sesler duyuyorsunuz. Üstelik pilotunuz da duruma göre konuşuyor, kafa sallıyor, hareketler yapıyor. Bu da oyunun gerçekçiliğini arttırıyor. Oyunda kullanabileceğiniz otomobiller Ford Puma, Ford Focus, Peugeot 205, Peugeot 206, Mini Cooper, MG Metro, Mitsubishi Lancer, Seat Cordoba, Toyota Corolla, Subaru Impreza, Lancia Stratos, Sierra Cosworth gibi güncel ve modern araçlardan oluşmakta.

Bu bebeklerle İngiltere, İsveç, Finlandiya, Avustralya, Kenya, Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi heyecan verici ülkelerde bulunan pistlerde yarışabilirsiniz.

Gördüğünüz gibi oyunda kullanabileceğiniz herşey gerçek ve güncel. Bu ülkedeki pistlerde seyirci özel etapları dahil 100’e yakın etap bulunuyor. Yani oyun düşündüğünüzden çok daha büyük. Hazır yeri gelmişken bir de oyunun multiplayer özelliğinden bahsedelim. Multiplayer kavramı günümüz oyunları için artık bir standart haline geldi. Türü ne olursa olsun pek çok oyun firması oyunlarına gelişmiş multiplayer sistemleri ekliyor ya da bunları sağlayan yeni yamalar çıkartıyor. Kendi oyunumuza dönersek karşımıza 2 seçenek çıktığını görürüz. Bunlardan ilki ekranı iki eşit parçaya ayırarak 2 kişi ile oynamanızı sağlayan “Split Screen” özelliği diğeri ise yerel ağınız üzerinde yani Network’ten oynama imkanı. Özellikle büyük bir yerel ağınız yoksa sizin için oyunda multiplayer diye bir öğe olmayacaktır. Yani kim ikiye bölünmüş ufacık ekranlarda arabaları görmeden “Önümde mi? Arkamda mı?” diye hesaplar yaparak oynamak ister? Bazen bu size zevkli gelebilir ama geniş olarak düşünürsek bu ileride oyunu iyice monotonlaştıracaktır. Belki yerel ağınız yoksa o zaman muhtemelen Internet Café’ye gidersiniz ama orada da Counter-Strike manyakları kesinlikle CMR2 oynamayı reddedeceklerdir. Genel anlamda ne olursa olsun bu oyunda güçlü bir Internet sistemi olsaydı, oyun çok daha iyi olabilirdi.

SON SÖZ

Oyun motor sporlarının vazgeçilmez dallarından biri olan ralli heyecanını görsel ve işitsel bir şölen olarak ayağınıza getiriyor. V-Rally2, Michelin Rally gibi benzerlerinden çok daha üstün olan oyundan istediğiniz verimi alabilmeniz için bir direksiyona sahip olmanız şart. Bunun dışında oyun klavye ile benzerlerinden çok daha akıcı bir şekilde kontrol edilebiliyor.