Warning: Use of undefined constant wp_cumulus_widget - assumed 'wp_cumulus_widget' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/hellwor/public_html/gamez/wp-content/plugins/wp-cumulus/wp-cumulus.php on line 375
Ağustos « 2008 « Gamez

Ağustos, 2008 için arşivler

Fifa 2008 Hileleri

FİFA 2008’deki tuş kombinasyonlarına ve oyundaki bütün ipuçlarına aşağıdaki yazımdan ulaşabilirsiniz.

Tümü Türkçeleştirlmiştir.

 

 

Fifa 08 Tuş Kombinasyonları (Türkçe)

DK=yön tuşları
Ofansif Tuşlar (Atak halinde):
•Q+DK basarak boşa adam kaçırma .
•W+DK basarak ara pası atma.
•E+DK basılı tutarak koşma
•A+DK ile havadan pas atma(güç göstergesi ile).
•S+DK ile pas atma.
• D+DK basarak şut çekme ya da kendi sahamızdan topu çıkarma D ye top gelmeden basılı tutarak vole ya da rövaşata çekme.
•Z+DK basarak top sürme.
•C ye basılı tutarak top kontrol etme veya son hareketi iptal etme
•Shift+DK basarak top sürme ve top gelmeden basılı tutarak ilk hareketi yapma
•Kaleciyle Karşı karşıyasınız we akıl dolu köşeye plase bırakmak istiyosanız z ye hemen ardından d ye basıp yöntusuyla istediğinz köşeye yopu gönderirsiniz

Defans Tuşları:
•Q ye basılı tutarak ikinci adamı çağırma ve pres yapma
•E ye basılı tutarak koşma.
•A+DK ile ka¤¤¤¤¤ müdahale.
•S ile diğer oyuncuyu seçme
•D ye basarak top çalma ya da top çıkarma
•C ye basılı tutarak yavaşlama ve topu kontrol etme

Kaleci Tuşları:
•Kaleci topu tutarken S ye basılı tutarak pas verir. W tuşu ile topu yere bırakır. A ya da D tuşu ile degaj yapar.
•W tuşuna basılı tutarak kaleciyi çıkarma
•D tuşu ile topu uzaklaştırma

Duran top tuşları:
•E ye basıp frikik için oyuncu seçme
•A ya basıp orta açma.
•S ile top yuvarlama
•D ile şut çekme (güç göstergesi ile) D ye basılı tuttuktan hemen sonra SHIFT+DK ile topa istenildiği yere falso verme.
•C ye basarak adam çağırma
•Z ye basılı tutup yanınıza adam gelir we o topun üstünden atlar siz wurursunuz yada wurucak oyuncu atlar topun üzerinden çağırdığınız adam wurur
•Kaleye frikik çekildiğinde W ile baraj oyuncularının sıçraması sağlanır.Ayrıca D tuşuna basarak düdük çaldıktan hemen sonra seçili oyuncu topa doğru koşar

Korner ve Endirek Serbest Vuruşlar:
•E+DK ile vuracak oyuncu seçilir
•A ile 18 in içine orta yapılır
•S ile en yakın oyuncuya pas verilir..
•D ile şut çekilir. Falso verilmek için D ye bastıktan hemen sonra SHIFT+DK ile istenilen yere falso verilir.Bu sayede çok zor olsada kornerden gol mümkün.
• C ile ikinci oyuncu çağrılır.

İPUÇLARI

Ofansif ipuçları
•Q ye basılı tutarken,W+DK ile havadan koşu yoluna pas verilir.Bunu topu alacak oyuncunun markajda olmadığı ya da koşu yoluna gidebilecekken yapılır.. Bunu ayrıca A ya alternatif olarak kullanılabilir ama kullanırken kalceinin pozisyonunu iyi takip etmek gerekir.Bu sayede kolay gollerde atılabilir
•Q ye basılı tutarken,D+DK ile aşırtma şut çekilir.. Özellikle kaleciyle teke tek kalındığında işe yarayabilir
•Q ye basılı tutarken,S+DK ile basıp oyuncu boşa kaçtıktan sonra tekrar S ye basarak verkaç yapılmış olur. .
•S ye basarak en yakın oyuncuya pas verilir. S ye basılı tutarak uzaktaki oyuncuya verilir
•A+DK ya iki kere basarak alçaktan orta yapılır. rakip oyuncular az sayıdayken etkili olabilir. Erken orta için Q ya basılı tutarken A+DK ya basılır.
•Koşarken, C ye basılı tutup S+DK ile şaşırtma yapılır. aynı yöntemle (W+DK), (A+DK) veya (D+DK).yapılabilir.
•Topu almadan önce, E ye basılı tutup ardından hemen Shift+DK ya basarak topu öne alırız.. First-touch yani topa ilk buluşma anı ile rakip oyuncular . Kontrol iyi uygulanırsa pozisyonlarda oluşur
•E ye basılır tutarken, Shift ile hızlanırız. Bunu sahanın boş olduğu alanlarda rahatça kullanılabilir ama kaleciyle karşı karşıyayken top ayaktan açılacağı için kaleci topu alabilir.
•Z/Shift+DK basarak vole ya da rövaşata atılabilir.. Koşarken( E ye basılır tutarken) bu sadece Z ile işe yarar.Shift+DK in one way (Forward+Left for example) then quickly press Shift+DK to go the other way (Forward+Right).
•Z ye basılı tutarken sol ve hemen ardından sağa çekerek rakip oyuncu geçilir.
•Z ye devamlı basıp yön tuşları ile hızlı geçişler yapılır özellikle rakip karşıdayken.SHIFT+DK ya tek yönde basarak daha iyi top sürülür.Farklı kombinasyonları DK+Z veya Shift ile yapılabilir.
•D ye basıp hemen ardından S+DK ya basarak fake atılabilir. Doğru kullanıldığında çok etkili olur.
•En rahat DK ile rakipler geçilir . Eğer doğru yapılırsa oyuncu hep koşmak durumunda değil . Sola gidecekmiş gibi yapıp sağa çekip ardından E ye basarak rakipler geçilebilir. bol pratikle daha doğru sonuç alınır.

Savunma İpuçları
•Orta sahada çoğalınması defans için yararlı olur ve top ortasahadayken çok fazla topa kaymamalı,Q ya basılı tutarak pres yapıp topu kazanmalı
•C ye basılı tutarak top almaya çalışın ( D ya da A ya basarak). C ye basılı tutmak hareketlerde kontrol sağlar, fakat hücum oyuncusuna doğru bu şekilde koşamazsınız.
•rakip oyuncu havadan topu attığında A ya da D ile kafaya çıkarsınız.. D ye bi kere bastığınızda topu kesersiniz (göğüs kontrolünden sonra).
•Rakip oyuncuyu durduracak oyuncunuz kalmadıysa W ye basılı tutarak kaleciyi çıkartırsınız ve doğru zamanı düşündüğünüzde tuşu bırakarak kalecinin kurtarmasına çalışırsınız. Fakat dikkatli olun rakip oyuncu kalecinin çıktığını görünce aşırtma yapabilir.Gelen ortalarıda kaleciyi çıkartarak kesebilirsiniz.
•Savunmada Q tuşunu kullanın.Savunma adamları rakip oyunculardan uzaktaysa Q ya basılı tutarak en yakın oyuncuların topa doğru pres yapmasını sağlarsınız.. Ayrıca bu sayede rakip oyuncular ofsaytada düşebilir.

Kornerlerde Savunma:
•Kornerleri savunmanın esası doğru savunmacıyı kontrol etmekte ve gerektiğinde W ile kaleciyi çıkartarak pozisyon önlenebilir.Daha sonra D+DK ile savunma oyuncusu topu uzaklaştırabilir..
•E tuşunu kullanarak savunma oyuncusunu hızlandırabilirsiniz..

•Numpad tuşlarıyla taktik belirlenir..
•2,4,6,8 tuşları taktik tuşlarıdır.
•Q ya basılı tutarak 2,4,6,8 tuşları ise defans tuşları. 8 ve 6 pres ve ofsayt için ideal tuşlardır
•Mantalite için 5 tuşu kullanılır.Atak yukarı oktur bu sayede adamlar ileri daha çok çıkar ama defansta zaaf oluşabilir

************************************************** ************************

Ofansif Tuşlar (Atak halinde):
-Q+Yön Tuşlarına basarak boşa adam kaçırabilirsin
-W+Yön Tuşları basarak ara pası atabilirsin
-E+Yön Tuşları basılı tutarak hızlı koşarsın
-A+Yön Tuşları ile havadan pas atabilirsin(güç göstergesi var).
-S+Yön Tuşları ile pas atabilirsin.
-D+Yön tuşlarıyla şut çekebilir (güç çubuğu var) ya da top senin sahandaysa topu uzaklaştırabilirsin. D tuşuna basılı tutarak gelişine vole/uçan kafa atabilirsin
-Z+Yön Tuşlarına basarak top sürebilirsin
-C tuşu hızı control etmeye yarar ya da son hareketini iptal etmeye.
Shift+Yön Tuşları basarak topu sürebilirsin.Eğer top gelmeden Shift e basılı tutarsan topu önüne alır

Fifa 2005 Hileleri

PASLAR

W: Boş Alana Pas
Q+A: Hızlı Orta
Q+W: Kosu Yoluna Aşırtma Pas
Q+S: Bos Alana Kısa Pas

ÇALIMLAR

C+D: Sut ÇekiyormuŞ Gibi Yapmak.
E+Shift: Topu Ayağında Açar.
Sağ+Shift: Topu Sağa Çekerek Adamı Oyundan Düşürür.
Sol+Shift: Topu Sola Çekerek Adamı Oyundan Düşürür.
Geri+Shift: Topu Sektirerek Geri Döner.
İleri+Shift: Topla Dans Eder.
Sağ-Sol+Shift: Topla Döner.
S+Shift: Pas Attıktan Sonra Top Adama Gelmeden
Shifte Basın Topuğuyla Topa Vurup Arkasındaki Adamın Bacak Arasından Geçirerek Adamı Oyundan Düşürür.İlhan Mansız Hareketi.Vb. Hareketler Yapar.

ŞUTLAR

Q+D: Aşırtma Sut.
Kaleci Nerden Geliyorsa Mesela “Sağdan Sol+İleri” Şeklinde Vurun.
Hava Toplarında D ye Bir Kere Basarsanız Kafa Bir Kaç Kere Üst Üste Basarsanız.Vole Rövaşota vb. Hareketler Yapar.
Top Havada İken Şuta Bir Kaç Kere Basarsanız Topun Gelişine Göre Vurur.

Z‘ye basınca ardından A‘ya basarsan havadan adamın ayağına top atmış olur. z+shift+yön+a ya basarsan oyuncuyu koşturur ve pas atar.

Shift+C yapıp sağa sola çektiğinizde sağa gider gibi yapıp sola çekiyor buda demek oluyorki Ronaldinho‘nun o gözle göremediğimiz insanı maymun edecek hareketi ve birde Penaltılar Rakip penaltı kullanırken hiçbir yere bakmıyorsun sadece ve sadece penaltıyı kullanacak olan rakibin kafasına bakıyorsun tam topa vurmadan önce eğer kafasını sola çeviriyorsa yani sola bakıyorsa sağa atacaktır sağa bakıyorsa sola atacaktır ikiside değilse ortaya bu kadar ve kaleciniz artık bir kahraman..

World in Conflict

[Resim]

Silahını seç ve en çevik RTS’ye başla.

Massive Entertainment’in, hepimizin bildiği kalıplar içerisinde bir RTS yapmadığı açıkça belli. World in Conflict, U.S. ile S.S.C.B. arasındaki soğuk savaşı bu oyunda çözecek gibi gözüküyor.

Yayınlanan oyun içi videolarına göre, bu kadar bol aksiyon içeren bir RTS ile henüz karşılaşmamıştık. Haritanın her köşesinde bir aksiyon, deyim yerindeyse bir bir savaş karmaşıklığı var. Ağaçların arasından çıkagelen piyadeler, tepenizde dolanan ve silahlarını hazırda bekleten helikopterler, roketlerini dolduran tanklar, yıkık sokakların arasında saklanan düşman Adeta nefes almak için vaktiniz yok. Savaş oyunlarında klasikleşen “bir adım önünüzde” gerçekleşen patlamalar ve havalarda uçuşan el bombaları da bu kaos ortamına büyük etki ediyor. Eğer kıyamet 1989 yılında gerçekleşseydi büyük ihtimal World in Conflict’deki sahnelere benzer sahneler yaşanırdı diyebiliriz.

[Resim]


MULTIPLAYER:

World of Conflict’in multiplayer oynama özelliği klasik RTS’lerdeki gibi ordu kur – yönet – mouse’un sol tuşuna bas mantığından sıyrılıyor Oyundaki tüm oyuncular her üniteye her birime ve her yapıya sahip oluyor böylece birebir savaşlarda tam teçhizatla savaşıyorsunuz. Ordu kur – savaş mantığından ziyade strateji belirlemek yeterli geliyor. Az askere sahip olup da akıllıca bir stratejiyle sayısız askeri son yolculuğuna uğurlayabiliyorsunuz.

[Resim]


EKİP, TOPLANIN

Oyundaki en önemli stratejilerinizden biri takım çalışması olmak zorunda. Bir düzine asker ve birkaç sağlam tank ile akıllı bir saldırı yapmak varken “şu 3 asker önden gitsin ne kadar adam alırsa kârdır” mantığı bizlere sadece askerlerin cesedini kazandıracaktır. Ayrıca oyunda zırhlı ünitelerin komutanları, tek başına kafasına göre ilerleyemeyecek zira kendi ünitesinden bir tank infilak ettiğinde kendini savunması imkansız durumda. Oyunda müttefik güçlerin önemi oldukça fazla. Onlar olmadan tek başınıza koskoca ordulara direnmeniz bir hayli zor. Daha önce de dediğimiz gibi, başarının altın sırrı takım çalışmasında.

[Resim]


Kıdemli RTS oyuncuları için bile bu oyunda öğrenecekleri çok şey mevcut. Düşman ünitelerin ordusunu analiz etmeye ve düşman üssünü işgal etmeye konsantre olunmuşken World in Conflict, savaşı ayakta tutmayı başarıyor ve planlanmadan, amatörce yapılan saldırılarda ordunuzu kaybetmekle kalmıyorsunuz, aynı zamanda kendi üssünüzü de kaybediyorsunuz. Zira üzerine düzinelerce ünitenin yağdığını gören düşman, ya müttefiğine ya da uzaklarda bir birliğine sizin üssünüzü işgal etmelerini söylüyor. Bu yüzden stratejinizi çok iyi planlamanız gerekir.

[Resim]


Oyun esnasında kimi yerlerde kalabalık savaşlar gördüğünüz zaman hiç bu savaşa girmeyip kendi başınıza bir yol çizebilirsiniz. Farklı bir görev ile ilerleyip amacınıza ulaşmak da mümkün. Fakat söylemek zorundayız ki savaşmayı tercih etmezseniz çok sıkıcı görevler sizleri bekliyor.

[Resim]


Gelmiş geçmiş en hızlı oynanan, hareketin bir an bile durmadığı en seri RTS ünvanına aday olan World in Conflict, bu seneki RTS oyun piyasasına büyük soluk getireceği kesin. Özellikle Supreme Commander’ın yeni oyunu da kapıdayken RTS severler için güzel günler geliyor.

Crysis

[Resim]

2004’ün Şubat, Mart ayları oyuncular olarak olabildiğince kendimizi Half Life 2 haberlerine kaptırmışız, başka bir şey düşünemez olmuşuz. Birden FarCry diye bir demo düşüvermiş gökten, aman yarabbim böyle bir oyun yapılacak mıydı? Akabinde oyun gelmiş, başka birşey konuşamaz olmuşuz, tüm beklentiler askıya alınmış öncelik FarCry’a verilmiş. İncelemelerde ödül üstüne ödüller almış. Hatta beklenen oyunların gecikmesi FarCry’ın çıkmış olmasına bağlanmıştı. Birde böyle bir oyunun yapılmış olması yetmezmiş gibi yapanların da Türk kardeşler olduğuyla iyice böbürlenmeye başlamışız. İşte yaptık mı böyle yaparız, Türk’ün gücü sesleri ayyuka çıkmış. Bu kadar gururlanmamız için o kadar fazla sebebimiz vardı ki çok sevinçliydik. Sonrasında ise CryTek ismi bir teknoloji başlangıcı, güç gösterisi olarak sık sık karşımıza çıkacaktı. Beklenen an geldi ve CrySis duyuruldu. Oyun şimdiye kadar görmediğimiz güzellikte grafik ve her zamanki gibi birçok vaat ile ağızlarımızın suyunu akıtmayı başardı. Her yeni görüntü ile daha bir sabırsızlanmaya başlamış, çıkan videolar ile nerede ise uzun metrajlı bir film yapabilecek kıvama gelmiştik. Herkesin sabırsızlıkla beklediği ‘Peki oyun Türkçe olacak mı?’ sorusuna yanıt gecikmedi ve dünya standartlarında bir oyunun %100 Türkçe olacağı CryTek CEO’su Cevat Yerli’den geldi. Artık tek yapmamız gereken sistemlerimizi hazır etmek ve koltuklarımıza yaslanıp beklemekti.

Bir rüya gerçek oldu…

Oyuncular olarak sürekli gerekli desteğin Türkiye pazarına verilmediğinden şikayetçi olduk durduk. Haklı sebeplerimiz vardı. Elin Tanzanyalısı kendi dilinde oyun oynarken biz neden oynayamıyorduk? Suçumuz var mıydı peki? Birçok sorundan kendimizi sadece oyun oynayarak arındıran, rahatlayan oyuncular değil miydik bizlerde? Farklı amaçlarımız var mıydı? Yoktu, bizde herkes gibi kendi dilimizde oyun oynamak istiyorduk, gereken desteği göstermemiz beklendi durdu. Peki neydi bu çifte standart? Diğer ülkelerde kopya oyun yok muydu, milyonlarca insanın netten oyunları indirdiği tek ülke acaba Türkiye miydi? Kopyanın en çok teşvik edildiği, bunu önlemek adına kendi dilinde oyunların çıkarıldığı Rusya’dan daha kötü durumda mıydık? Hayır! Peki eksiklerimiz nelerdi? Bunları görmedik mi? Gördük, beklentilerimiz arttı. İşte beklenen fırsat geldi çattı. Peki şimdi ne olacaktı? ‘Biz tüm zorluklara rağmen içimizden gelerek, kalbimizle yaptık bu işi’ demedi mi Cevat Yerli? Diğer ülkelerde satılan fiyat etiketinden daha aşağıda tutulmadı mı Türkiye fiyatı? İşte artık hiçbir bahaneniz yok arkadaşlar. Artık destek zamanı. Bahaneler arkasına sığınmak için sebebiniz yok. Bu projeye vereceğiniz destek ile bundan sonrası için Türk oyun sektörünün gelişmesinde, insanların dikkatlerinin buraya çekilmesindeki en büyük etken sizler olacaksınız. Parasını gereksiz sponsorluklar için harcayanlar görecek ki Türkiye’de bir oyuncu kitlesi var. Azımsanmayacak bu kitleyi kimse göz ardı edemeyecek. Diğer firmalar işin ciddiyetini görüp evet bizde bu desteği vermeliyiz diyebilecekler. O yüzden bundan sonrası için oyun sektöründeki tek adam siz olacaksınız. CrySis’i Türkçe almalı, orijinal oynamalı ve bu özeni herkesin göstermesini istemelisiniz. Artık bir oyunun kopya oynanmaması gerektiğini insanlara göstermeli onları utandırmalısınız. Bundan sonrası için bizlerin değil firmaların bahanesi olmayacaktır. Eğer bu piyasayı ve Türk oyuncularını bu özveriye rağmen kaybetmeyi göze alacaklar ise o zaman yolumuza bildiğimiz gibi devam ederiz. Peki bir oyun yazısında bunları anlatmalı mıydım? Evet çünkü bunca yıl bende herkes gibi aynı beklentiler ve bahaneler içinde idim, artık Türkçe oyunlara destek verme zamanıdır. Bunu ise bir dünya standardı ile bizlere sunan CryTek’e borçluyuz. Onlar bizlere güvendi, biz de güvenlerini boşa çıkarmayacağız.

Hayatın için dövüş!

Crysis’in konusunu bilmeyen kaldı mı bilmiyorum ama bir kez daha özet geçeyim. 2020 yılında Kuzey Kore açıklarında bir adaya belirsiz bir gök taşı düşer. Gök taşı ile birlikte para normal olarak adanın bir kısmı buzul bir hal alır. Kuzey Kore hükümeti ise olay ile birlikte adayı dışarıyla iletişime kapatır ve Kuzey Kore Halk Ordusu (KHO) bölgeye konuşlanır. Biz de adada bulunan arkeologlar ile iletişimin kopması ile birlikte Amerikan özel hareket ekibiyle birlikte onları arama görevine veriliriz. Görev esnasında ise takım kaptanı Dr. Rosenthal adanın KHO tarafından işgal edildiğini bildirir. Bundan sonra ise öncelikli görevimiz KHO ile sıcak çatışmadan kaçınmak ve rehineleri kurtaramaya öncelik vermek olacaktır. Ama olaylar istenildiği ölçüde gitmez ve KHO müdahalesi ve gizli bir biriminde ele geçirilmesi ile özel donanımlı nano giysilerimiz ile tam yetki verilerek olaya müdahil olmamız istenir. Bundan sonrasını ise anlatmıyorum çünkü bu keyfi Türkçe olarak yaşamak sizlerin hakkı. Söylediğim onca şeyden sonra oyunu oynarken ne kadar İngilizce’niz iyi olur ise olsun Türkçe oynamanın ne kadar zevk verdiğini göreceksiniz. Bazen öyle durumlar oluyor ki tüylerim diken diken oluyor. Kontrollere varıncaya kadar %100 Türkçe bu oyun gözlerimizi yaşartacak kalitede.

Oyunda kullanılan silah listesi:

Tabanca/Pistol: Standart her FPS oyununda genelde oyuna başladığınız düşük kapasiteli zarar verme durumuna sahip silahımız.

Makinalı Tüfek/ Machine Gun: Kısa menzilli seri atışlar yapabilen ve kişiselleştirebileceğiniz ve oyunda bir hayli fazla kullanacağınız taramalı silahınız.

Pompalı/Shotgun: Klasik çifte atar pompalı tüfeğimiz yakın çatışmalarda düşman için kalıcı hasar bırakan bir diğer silahımız.

Scar: Taramalı gibi özelliklere sahip olması ile birlikte özel kuvvetlere özgü güçlü bir silahtır. Modifiye olanağı bir hayli fazla olan bir diğer silahımızdır ayrıca.

FY71: KHO’nun standart silahıdır. Çatışmalar esnasında KHO askerlerinden bol miktarda temin edebilirsiniz.

Keskin Nişancı Tüfeği/Sniper: Uzak mesafeden nokta atışları yapabileceğiniz etkili uzak menzilli tüfeğiniz.

Ağır makineli/Minigun: Taşıması ağır e hızınıza etki eden ama bunun yanında hasar kapasitesi en yüksek silahlardan döner başlıklı ağır makineli silahınız.

Gauss Tüfeği: Sniper gibi uzak mesafe silahı olmak ile birlikte kullandığı elektro mıknatısları ile mermileri ışık hızına yakın bir şekilde düşmana iletir.

Roket Atar: Yine FPS oyunlarının olmaz ise olmazı roket atarımız CrySis içinde bizleri bekliyor. Gösterdiği etki ve efekt görülmeye değer. Maruz kalmamaya özen gösterin.

Oyunda bu silahlara ek olarak silahlarınızı istediğiniz gibi kişiselleştirme özelliğine sahipsiniz. Örneğin taramalı tüfeğinize sessiz olmanız gerek bir mekanda susturucu takabilir, karanlık alanlarda fener yerleştirebilir, dürbün, lazer yada taktiksel eklenti ile daha da güçlendirebilirsiniz. Bu özelliği kullanabilmek için oyun esnasında “C” tuşuna basarak silahınızı modifiye edebilirsiniz yine aynı işlem ile dilediğiniz modifiye opsiyonunu geri alabilirsiniz. Modifiye olanağı silahların kapasitesi ve aldığınız göreve göre değişiklik gösterebilir. Bu silahlara ek olarak oyunda el bombası, sis bombası, flaş bombası gibi patlayıcılara da sahip olacaksınız.

[Resim]

Silah modifiyesi esnasında arka planın ağırlaşarak blur efekti ile gösterilmesi oyuna ayrı bir hava katmış. Silahların da ne kadar detaylı tasarlandığı bu esnada gayet net görülüyor.

Araçlar:

CrySis evrenindeki bu adada düşman birimlerinin araçları da yanı sıra olmak üzere bot, tank, kamyon, helikopter gibi birçok aracı etkileşimli olarak kullanabiliyorsunuz . Her hangi bir aracın yanına gelip �F� tuşuna basmanız kullanmaya başlamanız için yeterli. Bazı araçların kendinde silahları oluyor bunların kolay kullanımı için aracın içinden görünümün dışına çıkmanız gerekiyor. Bunun için �F1� tuşuna basmanız yeterli böylelikle hem aracı kullanıp hem de aracın silahını rahat bir şekilde kullanabilirseniz. Bu araçların hepsi hasar alabildiği için düşman mevzilerindeki araçlara çok zor durumda kalmadığınız sürece hasar vermemeye çalışın böylelikle araçları dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

[Resim]

Maksimum Oyun!

CrySis sloganını hak eden müthiş bir oyun bunun en büyük etkisini ise sizlere oyunda sahip olduğunuz nano suit yani nano elbiseniz ile sunuyor. Nano suit’e geçmeden önce nano teknolojisi hakkında sitelerden derlediğim kısa bilgileri de aynen ekliyorum.

NanoTeknoloji Nedir?

Sözlük Anlamı:

Nano kelimesi Yunanca nannos kelimesinden gelir ve küçük yaşlı adam veya cüce demektir. Günümüzde nano, teknik bir ölçü birimi olarak kullanılır ve herhangi bir birimin milyarda biri anlamını taşır. Genellikle metre ile birlikte kullanılır. Nanometre, 1 metrenin milyarda biri ölçüsünde bir uzunluğu temsil eder (yaklaşık olarak ard arda dizilmiş 5 ila 10 atom).

Teknoloji kelimesi ise yine Yunanca tekhné ve logia kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Tekhné el işi veya sanat, logia ise bir konunun çalışılması olarak tercüme edilebilir. Teknoloji genellikle çevre üzerinde kontrol sağlamak amacıyla araç yaratılması olarak tanımlanır. Başka bir anlamla ise teknolojiyi, bilimsel metotların ticari amaçlar için kullanılması olarak yorumlayabiliriz.

Genel Tanım:

Nanoteknoloji, çok genel tanımıyla, istisnai şekilde küçük (yaklaşık atom boyutlarında) yapıların ticari bir amaca hizmet edebilecek şekilde düzenlenmesidir. Başka şekilde tanımlamak gerekirse: Maddeler üzerinde 100 nanometre ölçeğinden küçük boyutlarda gerçekleştirilen işleme, ölçüm, modelleme ve düzenleme gibi çalışmalar nano-teknoloji çalışmaları olarak nitelenir.

Nanoteknolojinin Kullanım alanları

Endüstriyel Alanda:Mikrosensörlerin, mikromakinaların, optoelektronik elemanların imalatı ve uygun şekilde bir araya getirilmesi. ii) Medikal Alanda: Mikro cerrahide (göz, beyin vb.), Diagnostik kitlerde, Bilimsel Araştırmalarda, Yüzey karakterizasyonu ve modifikasyonu, Mikroorganizmaların taşınması, DNA modifikasyonu vb.

Nanomanipulator

Nanomanipulator: Bir insana molekülleri görme dokunma ve değiştirme imkanı tanıyan sanal gerçeklik arabirimidir. Virus, DNA iplikleri ve nanotüpleri modifiye etmek amacıyla kullanılabilmektedir. NM datayı almak için AFM kullanmaktadır. Sanal gerçeklik eldivenleri ve gözlükleriyle kullanıcın örneğin yüzeyini görmesini ve hissetmesini sağlamaktadır. Böylelikle kullanıcı eliyle mikroskobik objeleri tutabilir, itebilir, hareket ettirebilir ve sonuçta çıkan kuvveti, etkileşimi hissedebilir. Böyle bir teknolojiyle gen transferi, enzim değişimi , jeller ve yüzeyler üzerinde lokal değişiklikler yapabilmek mümkün olmaktadır.[Resim]

Nano elbisemizin kullanımı oldukça kolay oyun esnasında V tuşu yada Mouse’muzun orta tuşuna bastığımız karşımıza çıkan ekranda durumumuza en uygun olan seçeneği seçerek olaya giriyoruz.

Maksimum Zırh: Zırhı seçtiğimizde düşman ile girdiğimiz çatışmalar esnasında elbisemizin koruyucu özelliği aktif olduğundan diğer seçeneklere nazaran hasar alma seviyemiz düşüyor. Sıcak çatışmalar esnasında kullanımı oldukça işinize yarayacaktır.

Maksimum Hız: Hız belki içlerinde en zevkli olanlardan bir tanesi. Kısa mesafelerde ortamın gerginliğinden ya da çatışmalardan sıvışmak için bire bir. Bunun kullanımı esnasındaki atraksiyonlar ise ayrı bir güzel.

Maksimum Güç: Size ek güçler kazandırıyor. Elbise aktif etkinizi güçlendirerek ağır nesneleri kaldırmanızı, araçlara daha fazla hasar verebilmenizi, yüksek bir yere zıplarken size yardımcı olmanın yanı sıra silahların kullanımında stabil bir performans sunuyor. Tabi tüm bu güçlerin belli bir süresi ve gücünüzden götürüsü olduğunu unutmayın.

Pelerin: Nano elbisenizin en etkileyici özelliklerinden bir tanesi kısa bir süreline sizi görünmez moda geçiriyor ve görünmemeniz gereken ortamlardan kolayca kurtulabiliyorsunuz.

Nano elbisenizdeki güçlerin kullanımı sınırsız değil belli bir süresi ya da enerjinizden götürüsü var. bunu en sağlıklı şekilde kullanmak oyuncunun becerisine bakıyor. Öyle ki her gücün ayrı bir kullanım yeri var. Yüksek bir yerden atlarken maksimum güç işinize fazlası ile yarayacaktır. Bu tarz değişik kombinasyonları oyuncunun keşfetmesi hiç de zor değil. Gösterge panellerinden zaten sağlık durumunuzu takip edebiliyor, görevlerinizi ise haritadan kolayca bulabiliyorsunuz. Oyun bu konuda da oyuncuya fazlası ile kolaylık sağlıyor. Nano elbisenizin seslendirmeleri de gayet başarılı, havaya girmekte hiç sorun yaşamıyorsunuz. Aralara seslendirmeler ile ilgili sürekli bir şeyler sıkıştırıyorum ki oyunun bu konudaki kıymetini bilelim diye.

Oyunun kontrolleri son derece kolay. Bir FPS oyunun rahatlığı tamamı ile oyuncuya sunulmuş. FarCry’dan bu yana gelen CryTek’in bu konudaki başarısı da devam ediyor CrySis ile. Ayrıca son zamanlarda PC oyuncularının oldukça beğenisini kazanan Xbox 360 oyun kolu için desteği de var oyunun. Xbox 360 kolu ile de oyunu titreşim desteği ile gayet rahat oyunu oynayabiliyorsunuz. Oyunun çoklu oyuncu kısmında ise Instant Action ve Power Struggle modları ile 32 kişiye kadar çoklu olarak oyunu oynayabiliyorsunuz. Çoklu oyun deneyimini yaşamak için EA hesabınız ile giriş yapmalısınız.

DirectX 9 vs. DirectX 10

Gelelim oyunun görsel anlamda vaat ettiklerini yerine getirip getirmediğine, herhalde CrySis’in grafiklerine kötü demek beyaza siyah demek gibi bir şey olurdu. Oyun tıpkı FarCry’da olduğu gibi çıkıp etrafa bakmak, adanın güzelliğini görmek için bile oynanabilir. Bazen durup etrafa bakıyorsunuz bu bölümde biraz daha vakit geçireyim diyorsunuz. Tabi tüm bunlar iyi hoşta ne kadarını görebileceğiz sorusu akıllara gelmiyor değil. Şöyle yine Cevat Yerli’den bir alıntı yapayım ‘Monster Inc. yada Shrek gibi grafiksel kalitede oyun yapmamamız için hiçbir sebep yok ama önemli olan bunu oyuncuya hızlı bir şekilde sunmak diyor. Öyle ki bazı yavaşlıklardan dolayı DX 10 API’sinin bazı özelliklerini kullanmamışlar. Oyun Very High detayda görsel manada tam bir şölen sunuyor. Ama Very High’da rahat bir şekilde ve yüksek çözünürlükte oynayabilmeniz için en az çift bir 8800 GT gerekiyor. High’da ise 8800 GT bu oyunu rahat bir şekilde çalıştırıyor. High, Very High karışımında ise hatırı sayılır bir oyun zevki sizlere sunsa da yüksek frame almanız olası değil. Eğer 1440*900 üstü çözünürlüklerde Very High detayda oynamayı düşünüyor iseniz SLI bir anakart ve en az iki adet 8800 GT temin edin. Zaten tavsiye edilen sistem sorusuna ise Cevat Yerli, ‘Daha bizim tavsiye ettiğimiz bir sistem çıkmadı’ diyor ve gülerek şaka tabi deyip çift çekirdekli C2D bir işlemci, 2 GB Ram, 8800 GT diyor. Hatta ben kendim dört çekirdekli bir işlemci ile dört gözle oynuyorum diyor.

[Resim]

Cevat Yerli�nin yapılan röportajlarda sürekli espriler yapması oyun hakkındaki olumlu gelişmelerden bir hayli memnun olduğunu da gösteriyor. Bizim oyunu oynadığımız sistem ise C2D E6420 işlemci, 2 GB Ram ve 512 MB 8800 GT grafik kartı. High ayarlarda 1440*900 çözünürlükte gayet rahat bir şekilde 30 fps üstünde oyunu oynayabiliyoruz. Very High’da ise çok fazla çatışmanın olduğu ve çok komplike sahnelerde 10-15 FPS’ye düşebiliyor. Şunu rahat söyleyebilirim ki bu oyunu High seviyede oynamak bile görsel manada tam bir şölen yaşatıyor oyuncuya. Very High’da ise ışıklandırmalar ve kaplamalar tamamen değişiyor. Bu da daha fazla bellek ve işlemci gücüne sahip ekran kartı ihtiyacı demek oluyor. Ama bu oyunu illaki çok yüksek sistemlerde oynayabileceğiniz anlamına gelmiyor. Oyunu low, medium karışık ayarları ile 8600 GT, HD 2600 XT gibi orta seviye kartlarda rahatça oynayabilirsiniz. Zaten gözünüze en iyi gelen görsel ayarları sisteminize uygun bir şekilde ayarlamak standart gelen ayarlardan çok daha iyi performans verecektir. Ayrıca bu durumda bile FarCry’dan daha iyi bir görsellik vaat ediyor. Birde bunu Türkçe oynadığınızı düşünürsek kaybedeceğiniz bir şey yok. CrySis’in şu anda piyasadaki tek gerçek, yama ile gelmeyen bir DX 10 oyunu olduğunu hatırlatmakta fayda var. Yeni ekran kartı alırken de sitelerin CrySis testlerine de bakmak faydanıza. Lakin CrySis her şeyi ile zamanın ilerisinde bir oyun. FarCry ilk çıktığında zamanın en iyi kartları 9800 Pro’ları bile zorladığını hatırlatırım. Ek alarak eğer bu oyunu High ayarda oynamayı düşünüyor iseniz kesinlikle XP altında oynayın çünkü Vista’ya oranla çok daha iyi performans sunuyor.

[Resim]

Son Sözler

Bunca zaman bekledik ve nihayetinde oyunumuza kavuştuk. CrySis son zamanlarda çıkan en iyi FPS oyunlarından bir tanesi, hatta FarCry ile devam eden FPS dediğimizde ilk aklımıza gelen oyun olma özelliğini de CrySis ile devam ettiriyor. Oyun sunduğu görsellik ve türe kattığı yenilikler ile adından daha uzunca bir süre söz ettirecek gibi. Bu konuda Yerli kardeşleri, CryTek ekibini ve harika hayal güçleri ile böyle bir oyun sundukları içir ayrıca tebrik etmek istiyorum. Bizlere dünya standardında bir oyunu da %100 Türkçe sundukları içinde ayrı bir minnet borcumuz var. Bizlere gösterdikleri bu güven ile kalbimizde ayrı bir yer edindiler. Eğer hala durup oyunu almayı düşünüyor iseniz teesüf eder, hemen yola koyulmanızı tavsiye ederim.

Trackmania United

http://www.releaseinfo.net/ri/cover/new_velka/1166984014-428px-Trackmania_United_Box.jpg

Herhalde Trackmania serisi bugüne kadar en çok eğlendiğim fantezi yarış oyunu serisi olmuştur. Ancak her ne hikmetse diğer simülasyon yarış oyuncularının ve Need for Speed fanlarının eleştirilerine maruz kalmıştır hep. Siz çizginin salt eğlence tarafında olanlar, biraz da yaşınız geçkinse hatta daha önce de Trackmania’yla hiç tanışmadıysanız alın elinize en başından, çok eskilerden bir 4D Stunts Racing sonra onu ince ince kıyıp Mega Race 2 ile çırptıktan sonra Micro Machines’de on dakika kadar yüksek ateşte pişirin. Üzerine Trackmania serisinin önceki oyunlarını da serpin ve pastamız hazır. Trackmania United.

Uçuş modu

Daha önceki serilerden aşina olduğumuz üç mod United’da da kendine yer bulmuş. Race, Puzzle ve Platform. Race modunda belirlenmiş zamanlara karşı check point’lerden geçerek parkuru tamamlamaya ve yarışı kazanmaya çalışırken Puzzle modunda bize verilen sınırlı sayı ve şekildeki parçalarda bir parkur inşaa etmeye çalışıyoruz. Platform ise benim en çok keyif aldığım ordan oraya atlayıp zıpladığımız belirli yeniden deneme sayısını aşmadan parkuru bitirmeye çalıştığımız gerçek dışı ve inanılmaz eğlenceli bir mod. Üç moda da gerçekten başlamadan önce training parkurlarını bitirmek zorundasınız. Her parkurdan bronz, gümüş ve altın madalyalar topluyoruz ki bu oyunun tamamında var olan bir sistem.Training’i bitirdikten sonra Easy, Normal, Hard diye devam eden parkurları sırasıyla açarak oynamaya devam ediyoruz. Parkurlar arasında kullandığımız araçlar değişebiliyor ve bunların kullanım hissi birbirlerinden tamamen farklı. Fantezi bir yarış oyununda buna özenilmiş olması güzel bir durum açıkcası.

Peki buraya kadar herşey iyi, güzel de bu saydıklarım zaten daha önceki Trackmania oyunlarında mevcut olan şeylerdi. Oyuna girdiğinizde solo seçeneğinde görecekleriniz bunlardı. Gelin bakalım yeni ne oyuncaklarımız var.

Manialink

Trackmania United adına uygun olarak Mania deneyimini neredeyse bir Devasa Online genişliğinde sanal aleme taşıyor. Peer2Peer mantığıyla rakiplerimize dadanıp meydanlara çıkıyoruz. Solo modunda yaşadığınız deneyimin aynısını bu kez onlarca oyuncuyla birlikte yaşıyorsunuz. Hatta solo modunda farkedeceksiniz ki her parkurda yaptığınız zamanı kaydetme opsiyonu var ve bu kaydetme opsiyonu ister sadece sizin göreceğiniz training amaçlı isterseniz diğer oyuncularla paylaşılan official şeklinde olup kendinizi sizin gibi diğer oyuncuların içinde nerede olduğunuzu gösteriyor.

Online ortama geçmenizle beraber bir kavramla daha tanışıyoruz, o da para tabiki. Örneğin az önce bahsettiğim parkur zamanınızı kaydedip online olarak yayınlama durumu. Bir parkurda bunu ikinci kez yaptığınızda göreceksiniz ki oyun sizden on bakır istemekte. Peki bu bakırları nasıl kazanacağız? Oyundaki solo zamanlarınızla, yaptığınız ve paylaştığınız parkurlarla, parkur süresince yaptığınız akrobatik hareketlerle, diğer oyuncuların paylaşımına sunduğunuz her türlü oyun içi materyalle kısaca öyle ya da böyle bu bakırları kazanıyoruz. Tabii bu kazandığımız bakırlarla sadece parkur zamanlarımızı yayınlamıyoruz. Bu parayla aynı zamanda diğer oyuncuların replay’lerini, arabalar, parkurlar, puzzle için değişik parkur parçaları gibi pek çok çeşitli şey almak mümkün.

Oynatalım Uğur’cuğum

Bir diğer bahsetmeye değecek özellik ise replay’lerimizi montajlamak. Çok detaylı bir şekilde burada replaylerimiz üzerinde oynayabilmekteyiz. Montaj bölümünde beni en çok şaşırtan ise replay’leri gerçek birer video dosyası olarak kayıt edebilmeniz; üstelik inanılmaz seçeneklerle. Örneğin 25xAA ve kaliteli motion blur gibi. Sakın olaki bu dediklerimi bildiğimiz oyunda mevcut olan anti-aliasing ve motion blur’la karıştırmayın. Ortaya çıkan sonuç öyle kaliteli ki oyundaki grafiklerle alakası dahi yok.

Trek Manyağı

Bu kadar içerik konu bahsinden sonra biraz da oynanışı ele alalım. Bu türde bir oyunun sürüş dinamikleri elbette bir Live for Speed hatta daha arcade olan Need for Speed bile değil. Amaç da o değil zaten. Amaç tamamen eğlenmek ve inanın bana Burnout serisinin sürüş dinamiklerinden bile Trackmania United’dan aldığım keyfi almamıştım. Verilen hız duygusu müthiş. Hele birazdan anlatacağım grafik ayarlarıyla odam resmen küçük bir Arcade Salonuna dönüştü. Bir aksilik olmazsa hazırladığım video klip (bkz. 00:20) ile de bu hız duygusuna nail olabilirsiniz. Yarışlar oldukça eğlenceli olmasının yanında kontroller de hayli basit.Aslında biraz gereğinden fazla basit. Tek tuşla anında yarışı yeniden başlatabilir veya başka bir tuşla en son geçtiğiniz check-point’e dönebilirsiniz. Bunlar oynanışı hızlandıran artı yönler. Ek olarak kamerayı da numpad’deki tuşlar aracılığıyla değiştirebiliyoruz. Yine numpad’den korna ve hud’ı kapatma gibi işlevleri yerine getirebiliyoruz. Gariptir ki ben oyunun hiç bir yerinde bu tuşları gösteren veya değiştirmeye yarayan bir opsiyon göremedim. Zaten maksimum keyfi almanız için bir oyun tablası olmazsa olmaz durumda.

[Resim]

Bazen yarışın tam en heyecanlı yerinde sinematik kameraya geçişler var. Bu durum tamamen otomatik ve sinir bozucu geldi gözüme. Çünkü olmadık kazalar meydana gelebiliyor. Özellikle aniden karşınıza çıkan virajların bol olduğu atlamalı, zıplamalı parkurlarda önünüzü göremiyorsunuz ki problem oluyor. Belli ki oyunu zorlaştırma adına kasıtlı yapılmış bir hareket değil ama uygulanışı pek başarılı olamamış. Son olarak bir de arada sırada maceracı ruhunuzu ortaya çıkarın ve parkur alanının en dışına gitmeye çalışın bakalım neler olacak? Bir başka ilginç detay da sevgili okurlar, oyunun bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi stadyum çimlerine sahip olması. Evet evet ne Pes, ne de Fifa, çimlerin gerçekten var olup tek tek ezilebildiği tek PC oyunu şimdilik Trackmania United.

[Resim]


Pasta, Cila

Eh oyunun hayli arcade havası taşıdığını belirttik değil mi? Grafik ve sesler de tam manasıyla yine bu havada. Her ikisi de tamamen arcade havası taşıyor. Grafiklerden zaten bir GT veya PGR 3 kalitesi beklemek yanlış olur ama seslere bozuldum doğrusu. Hem şarkılar hem sesler çok sentetik olmuşlar, üstelik kayıt kaliteleri de düşük. Neyseki online olarak oyuncuların yaptıkları müzikleri indirebiliyoruz. Şimdi gelelim bilgisayarın bulunduğu odayı arcade salonuna çevirmeye. Oyunun grafikleri çok iyi olmamasına rağmen sahip olduğu ayar seçenekleriyle sisteminize göre istediğiniz şekilde esneklik sağlıyor. Benim tavsiyem tek tek uğraşmaktansa hazır ayarlardan birini seçip seçtiğiniz ayarla bench almanız. Bunu da oyuna girmeden önceki ayarlardan yapmak mümkün. Böylece bir sürü vakti boşuna harcamamış olursunuz. Evet ne diyorduk arcade salonu. Bunun için başta gerekli olan şey tüm grafik detaylarını sonuna kadar açmanız (6xAA ve 16xAF dahil). Eh arcade bunun neresinde diyecek olursanız çözünürlüğünde derim. Şimdi 6x anti-aliasing’in etkisini tamamen kaybetmediği en düşük çözünürlüğe kadar inin. Örnek olarak benim 20 inç geniş ekran monitörümde bu çözünürlük 800×480 idi. Böylece herşey “benim için” daha bir sinematik havaya büründü ve aldığım tad iki kat arttı. Siz de deneyebilirsiniz.

Otomobil uçar gider…

Baştan anlaşalım. Trackmania United her yarış severin sevebileceği türden bir oyun değil. Daha ziyade salt ve anlık eğlence düşkünlerini tatmin edebilcek kapasitede. Hatta bu kapasitesi sağladığı görsellik ve içerik açısından hayli geniş. Serinin öncellerinin üzerine eklediği pek bir şey olmasa da online opsiyonundaki çeşitlilik serinin takipçilerini fazlasıyla tatmin edecektir. Daha önceden bilmeyenler, oynamamış olanlar için de Trackmania United seriyle tanışmak için güzel bir fırsat. Üstelik fiyatı da diğer yarış oyunlarına göre daha hesaplı. Unutmayın ki oyuncularının içerik sağladığı oyunlar her zaman daha uzun ömürlü olmuştur. Trackmania’da bunlardan biri. Herkese iyi yarışlar…