Warning: Use of undefined constant wp_cumulus_widget - assumed 'wp_cumulus_widget' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/hellwor/public_html/gamez/wp-content/plugins/wp-cumulus/wp-cumulus.php on line 375

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/hellwor/public_html/gamez/wp-content/plugins/wp-cumulus/wp-cumulus.php:375) in /home/hellwor/public_html/gamez/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
Oyun Tanıtımları – Gamez https://www.hell-world.org/gamez Oyun Oynamayı Seviyoruz!. Sat, 02 Jun 2012 10:19:22 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.9.9 Point Blank https://www.hell-world.org/gamez/point-blank/ https://www.hell-world.org/gamez/point-blank/#respond Sat, 02 Jun 2012 10:19:22 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1418

Point Blank Güney Koreli Zepetto firması tarafından 2008 yılında geliştirilmiş bir online FPS oyunudur. Üstün grafik motoru, zengin oyun seçenekleri, hiç bitmeyen aksiyonu ve yüzde yüz Türkçe içeriği ile dikkat çekiyor.

Oyunu yükledikten sonra üye olmanız gerekiyor. Üyelik ücretsiz. Dilerseniz ücret ödeyerek (NG satın alarak) daha gelişmiş silahlar alabilir ve karakterinizin görünümünü değiştirebilirsiniz. Ancak hiçbir ücret ödemeden de oyunu başarılı bir şekilde oynayabilir ve yüksek seviyelere gelebilirsiniz.

Oyunun grafikleri oldukça iyi. (Bkz. ekran görüntüleri) Mekanlar, haritalar, karakterler ve efektler gerçekçi ve başarılı. Kolaylığı orta derece diyebiliriz. Her oyun gibi başlangıçta biraz alışmak gerekiyor. Oyunda sadece yazılar değil, seslendirmeler de Türkçe.

 

Oyuna başladığınızda size belli bir puan veriliyor. Bu puanlarınız ile market alanından silah almanız gerekiyor. Standart gelen silahlar tabanca, bıçak ve el bombası. Öncelikle bir tüfek almanız gerekiyor. Oyun tarzınıza göre bir taarruz tüfeği veya keskin nişancı tüfeği alabilirsiniz. Size verilen görevleri (ekranın sol üstünde görünür) veya profil sayfasından sizin alacağınız görevleri yaptıkça deneyim puanları ve madalyalar kazanıyorsunuz. Seviye atladıkça ünvan da alabiliyorsunuz. Ünvanlar oyun kabiliyetlerinize doğrudan etki ediyor. Alacağınız ünvanın özelliklerine göre daha seri hareket etme, daha doğru atış yapma, daha az silah tepmesi gibi özelliklere sahip oluyorsunuz. Ünvan alabilmek için takas koşullarını sağlamanız gerekiyor. Bu koşullar belli bir rütbeye ulaşmak ve belli miktarda istenen madalyalara (görev yaptıkça kazandığınız) sahip olmaktır.

Oyunda iki takım var. Free Rebels ve CT-Force. Yani gerillalar ve polisler karşı karşıya. Savaş genelde şehir içi ortamında geçiyor. Oyunda değişik modlar (patlatma görevi, imha görevi vs.) ve çok çeşitli haritalar (15-20 civarı) var.

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/point-blank/feed/ 0
Grand Theft Auto V Geliyor https://www.hell-world.org/gamez/grand-theft-auto-v-geliyor/ https://www.hell-world.org/gamez/grand-theft-auto-v-geliyor/#respond Sat, 25 Jun 2011 12:36:51 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1260 Grand Theft Auto V GeliyorMilyonların beklediği oyun son viraja girdi! İşte yeni Grand Theft Auto’nun çıkış tarihi ve fazlası…
Oyun dünyasında büyük isim yapmış serilerden olan Grand Theft Auto serisinin yeni oyunu 2012’de piyasaya sürülebilir.
Gamespot’a konuşan Grand Theft Auto serisinin yapımcısı Rockstar, GTA V’in yapım aşamasının yoğun bir şekilde sürdüğünü söyledi. Gamespot.com’da yazan habere göre de GTA V projesinin önümüzdeki birkaç ay içerisinde sonlanacağı ve 2012’de de oyunun piyasaya sürüleceği belirtiliyor.

Özgür bir oynanış ile birlikte muhteşem grafikleri bir arada bulunduran GTA serisinin son oyunla beraber ününü daha da artıracağı söylenirken, oyuncuların Los Angeles’ta GTA V’in sayesinde özgür bir şekilde dolaşabileceği de bilinenler arasında.

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/grand-theft-auto-v-geliyor/feed/ 0
FIFA 2012’den İlk Bilgiler Ortaya Çıktı https://www.hell-world.org/gamez/fifa-2012den-ilk-bilgiler-ortaya-cikti/ https://www.hell-world.org/gamez/fifa-2012den-ilk-bilgiler-ortaya-cikti/#comments Thu, 05 May 2011 19:12:08 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1254 Ünlü futbol simülasyonu serisi FIFA’nın üreticisi Electronic Arts, Fransız PlayStation dergisine FIFA 2012 hakkında ilk kez konuştu.

Oyunda bulunacak ‘Impact’ adındaki yeni fizik motoru sayesinde futbolcuların çarpışması hesaplanacak, bu sayede örneğin futbolcunun vücudunun çeşitli bölgeleri çarpışmanın etkisine göre hareket edecek. Futbolcuların herhangi bir dış etki olmadan örneğin ters bir hareket sonucu sakatlanması mümkün olacak.

‘Vision Game’ adındaki yeni özellik ise ‘kör’ pasları ortadan kaldırmayı amaçlıyor. EA bu özellik ile ‘görünmeyen’ oyunculara pas atmayı daha zor bir hale getirecek. Ancak burada futbolcunun görüş açısının mı yoksa ekranın mı baz alınacağı henüz bilinmiyor.

Diğer yeni özellikler arasında geliştirilmiş top sürme sistemi, üç yeni stadyum, yeni bir kamera ayarı ve birtakım görsel iyileştirmeler var. FIFA 2012’nin bu senenin sonbaharında PC, Xbox 360 ve PS3 için çıkması bekleniyor.

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/fifa-2012den-ilk-bilgiler-ortaya-cikti/feed/ 1
Fable III https://www.hell-world.org/gamez/fable-iii/ https://www.hell-world.org/gamez/fable-iii/#respond Mon, 04 Apr 2011 15:00:34 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1240 Fable_III

Bir kahramanın soyundan gelen herkes kahraman değildir, fakat bir kahramanın soyundan başka bir kahraman gelir. Fable III bizlere bu sözü ispatlıyor. İkinci oyundaki olayların üzerinden aşağı yukarı 50 yıl geçmiştir ve ikinci oyundaki kahramanımız Albion’un kralı olmuş, şimdiyse tahtta onun büyük oğlu Logan bulunmaktadır. Sanayi çağının Albion’a da uğramasıyla krallığın o güzelim atmosferini kara dumanlar kaplamış, Logan’ın babasına yaraşır bir oğul olamayıp, halkının yaşadığı açlığa, çektiği acılara ve fabrikalarda köle gibi çalıştırılmasına göz yumması, insanları krala karşı isyana sürüklemiş ve bu durumda yeni bir liderin, bir kahramanın ortaya çıkması da kaçınılmaz olmuştur. İşte bu noktada Logan’ın kardeşi olarak biz devreye giriyoruz ve kardeşimizin tiranlığını yıkmak için çıktığımız bu yolculukta Lionhead’in başarılı senaristleri sayesinde hiç ummadığımız olaylarla karşılaşıyoruz.

ZOR ZAMANLAR

İkinci oyunun aksine bu sefer karakterimizi çocukluk çağından itibaren kontrol etmiyoruz. Oyuna başladığınızda kahramanın uykucu bir prens olduğunu düşünebilirsiniz, ancak çok geçmeden onun halkına ne kadar düşkün olduğunu fark ediyorsunuz. Fark edeceğiniz bir diğer şeyse oyunun sizi sıklıkla iyi ya da kötü kararlar arasında bir tercih yapmak zorunda bırakacağı. Daha oyuna başlayalı on dakika olmadan böylesi bir karar aşaması ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Yapımcılar karar verme sistemden bir hayli yararlanmışlar. Şayet tercihlerinizde A tuşuna basılı tutarsanız bu sizi iyi bir kahraman, X tuşuna basarsanız da sizi şeytani biri haline getiriyor. Oyunun sonlarına doğru vereceğiniz kararlar ise gerçekten sizi ikilemde bırakır türden. Şayet oyunu ciddiye alıyorsanız bazı kararlardan önce hangisini seçmeniz gerektiği konusunda uzun bir düşünce içerisine giriyorsunuz.

fable1

Yapımcılar bu kez karşımıza daha fazla hikaye odaklı bir oyunla çıkmışlar. İkinci oyunun aksine bu sefer, peri masallarından daha uzak ve daha derli toplu bir hikaye ile karşılaşıyoruz. Ancak bu onları bizlere başarılı bir Fable evreni sunmaktan alı koymuyor. Oyun anında, şayet ikinci oyunu oynadıysanız, bazı mekanları hatırlayacaksınız. Buna rağmen Albion görmeyeli bir hayli gelişmiş. Artık krallıkta gidilecek daha çok yer, görülecek daha çok mekan var. Üstelik krallık içerisinde hızlı seyahatleriniz de, ikinci oyunda oldukça kolay olmasına rağmen, şimdi daha da kolay bir hale getirilmiş. Aslında oyunun oyuncu için olabildiğine basit bir hale getirildiğini söyleyebiliriz.

Lionhead oyun dünyasında pek rastlamadığımız bir karar alarak oyuna menü eklememiş. Artık silah ve büyü upgradeleri için ya da silah değiştirirken herhangi bir menü kullanmayacağız. Oyunda karargahımız olarak Sanctuary’ı kullanıyoruz ve bazı işlerimizi buradan hallediyoruz. Sanctuary’e geçmek için tek yapmanız gereken start tuşuna basmak ve nerede olursanız olun soluğu Sanctuary’de alıyorsunuz. Buranın ana odasında maketten bir Albion haritası bulunuyor ve buradan krallıktaki diğer şehirleri üç boyutlu olarak görebiliyor, isterseniz bu harita üzerinden görev alarak o şehir içerisinde bir noktadan oyuna devam ediyor, ayrıca şehirlerdeki market ya da evlerin fiyatlarına bakarak onları satın alabiliyorsunuz.

Fable_3_Test_Screenshots_01

Sanctuary’de ana odanın dışında dört oda daha bulunuyor. Dressing Room’da karakterinizin kıyafetlerini ve imajını değiştirebiliyorsunuz. Görev icabı aldığınız eşyaların yanı sıra kendi zevkinize göre dövmeler ve kıyafetler gibi birtakım aksesuarlar alabiliyor, bunun yanında bazı sandıklardan çıkan aksesuarları da kullanabiliyorsunuz. Armoury Room’da yakın dövüş ve ateşli silahlarınızın yanı sıra, kullanacağınız büyüyü de değiştirme imkanına sahipsiniz. Büyü değiştirmek için tek yapmanız gereken kahramanınızın giydiği eldiveni değiştirmek. Bu arada oyunun ilerleyen safhalarında iki farklı büyüyü birbiri ile kombine eden saldırılar yapabilme özelliği de kazanıyorsunuz. Örneğin ben alev ve elektrik büyülerini kombine ettim. Bu şekilde bir yandan düşmanlarımı elektrik sayesinde, kısa süreli de olsa, yerlerinden hareket edemez hale getirirken, diğer yandan da ateş sayesinde onları küle çeviriyordum. Tabi büyülerinizin etkinliğinin düşmanlarınızın gücüne göre değişiklik gösterdiğini de unutmamanız gerek.

Sanctuary’deki diğer iki odadan biri online oyuncular için hazırlanmış, diğer odada ise achivementlarınız ve maceranız boyunca elde ettiğiniz akılda kalan materyaller sergileniyor. Şayet oyuna en son kaldığınız yerden devam etmek isterseniz, tekrardan start tuşuna basmanız yeterli olacaktır.

Fable_3_Test_Screenshots_03

Upgrade işlemleriniz içinse yalnızca Albion kahramanlarının kabul edildiği “Road to Rule” boyutuna geçiyorsunuz ve yolunuzun üstündeki sandıkları açıyorsunuz. Bu sayede oyunda tek tek silah ya da büyü geliştirmek yerine bu yeteneklerinizi toptan geliştirebiliyorsunuz. Örneğin büyü gücünüze dair sandıklar var ve siz bu sandıkları açtıkça bütün büyülerinizin seviyeleri artıyor. Kılıç gibi yakın dövüş için kullandığınız silahların ve ateşli silahlarınızın levellerini de yine aynı şekilde sandık açarak arttırıyorsunuz. Oyunda toplam beş level sandığı bulunuyor. Ayrıca kahramanınızın özelliklerini tek tek level atlatabileceğiniz gibi isterseniz doğrudan birinci levelden beşinci levele de atlatabilirsiniz, ancak bu durumda değişen bir şey olmuyor, çünkü her açmadığınız önceki sandığın bedeli bir sonrakine eklenerek artıyor. Karakterinizin savaş alanındaki yeteneklerini arttıran sandıkların yanı sıra, insanlarla iyi ya da kötü iletişim kurmanızı sağlayan; demircilik, pasta yapma ve luth çalma işlerinden daha çok para kazanmanızı sağlayan ve gayrimenkul işlerinizi kolaylaştıran sandıklar da Road to Rule’da yer alıyor.

Oyunda Albion vatandaşlarıyla olumlu iletişimler kurdukça, aldığınız görevleri tamamladıkça ve düşmanlarınızın işini bitirdikçe “Guild Seal” kazanıyorsunuz. Bunlar bir nevi deneyim puanı yerine geçiyor ve Road to Rule’da sandık açmak için bunları harcıyorsunuz. Bu arada bu mistik mekanda yolunuz büyük demir kapılarla kapanmış durumda. Siz ana görevlerinizi tamamladıkça bu kapılar da açılıyor ve böylece daha yüksek levelli sandıklara ulaşıyorsunuz. Yani yapımcılar oyunun başından itibaren her şeyi önünüze sunmamışlar, oyuna bir nevi unlock sistemi eklemeyi ihmal etmemişler.

HEP AYNI

Maalesef dövüş sisteminin serinin geçmiş oyunlarına oranla pek bir ilerleme kaydettiğini söyleyemeyiz. X tuşu ile yakın dövüş, B tuşu ile büyü, Y tuşuyla da ateşli silah saldırılarınızı yapıyorsunuz. Klasik RPG oyunlarının aksine büyü ya da saldırı barınızın tükeneceği gibi bir endişeye kapılmanıza gerek yok, çünkü yapımcılar oyunda bu türden herhangi bir sınırlamaya gitmemişler. Bu sınırlı saldırı seçeneklerine rağmen neyse ki oyun sizi pek fazla zorlamıyor. Belki boss savaşları bir nebze sizi zorlayabilir, ancak saldırılarınızı iyi kombine ederseniz bunları da kolaylıkla geçebilirsiniz.

Fable_3_Test_Screenshots_05

SON SÖZLER

Başarılı grafiklere ve seslendirmelere sahip, fantastik kurgu ögeleriyle süslenmiş geniş bir dünyada geçen, başarılı bir hikayenin yanında sunumu da oldukça başarılı olan bu oyunu herkese tavsiye ediyorum. Bu arada oyunun gelecek yıl PC’ye de yayınlanacağını hatırlatalım. Oyunun vasat dövüş tarzı belki biraz sizi sıkacaktır, ancak oyunun diğer sahip oldukları bu sıkıntıyı aşmanızı oldukça kolay bir hale getiriyor ve bir süre sonra kendinizi Albion’un büyülü atmosferine kapılmış bir halde buluyorsunuz.

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/fable-iii/feed/ 0
Spider-Man:Shattered Dimensions https://www.hell-world.org/gamez/spider-manshattered-dimensions/ https://www.hell-world.org/gamez/spider-manshattered-dimensions/#comments Sun, 03 Apr 2011 07:00:26 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1237 shattered_dimensions

Hatırlıyorum, bundan yıllar önce, okula gitmek için önlüğümü giyerken rastlardım televizyonda çizgi filmine. Gayet güzel bir başlangıç müziği vardı, böyle önlüğümü yarım yamalak giymiş atlardım koltuklardan hemen, müziğin verdiği gazla. Hey gidi Örümcek Adam hey, Show TV’deydi sanırım o sıralar. Çocukluğumda en sevdiğim kahraman Batman olduğu için, hep ikinci planda kaldı bu komik kahraman. Superman ve Batman kadar ciddiye almıyordu hayatı, araya sürekli espriler sıkıştırıyor ve dalga geçiyordu sürekli. Ama işini en az onlar kadar iyi yapıyordu bu genç adam.

Son yıllarda sinemalarda dönen filmlerini beğensem de, sanal alemdeki durumunu pek de iç açıcı bulmuyordum Spider-Man’in. Activision’ın ve Beenox’ın ürünü olan son yapım Shattered Dimensions, farklı bir deneyim sunmayı planlıyor. Eylül’de konsollara çıkan ve geçtiğimiz haftalarda PC için raflarda yerini alan Spider-Man: Shattered Dimensions, geç de olsa inceleme konuğumuz oldu.

DÖRDÜ BIR YERDE

Shattered Dimensions’ın neden farklı bir ‘Örümcek Adam’ deneyimi sunacağını daha ‘tutorial’ başladığı an anlayabilirsiniz. İçinde önemli bir güç bulunduran tabletin parçaları, farklı zamanlarda ve boyutlarda kötülerin eline geçmiştir. Ve bize bu serüvende, 4 adet farklı Örümcek Adam arkadaşlık edecek. Boyutlar arası yolculuklarda, bildiğimiz klasik Spider-Man de dahil bu 4 kahramanı kontrol ederken, tabletleri düşmanlarımızın elinden alacağız.

1

Kapsamlı bir ‘tutorial’ hazırlayan yapımcılar, bu bölümde 4 kahramanı da kullanmanızı sağlıyor, böylece her birinin kendine has özelliklerini ve bulundukları zamanı daha iyi tanıyorsunuz. Tabletin tüm gücünü ele geçirmeye çalışan Mysterio’ya karşı koymaya çalışırken, arada birçok farklı düşmanla kapışmak zorunda kalacaksınız. Tabi bu kadar çok düşmanın bulunduğu yerde, size yardımcı olan, Örümcek Adam’ın en güçlü dostlarından Madam Web de yapımda yerini almış.

Bu dört farklı Spider-Man’i tanıtırken tabi ki önceliği klasik ‘Örümcek Adam’ımıza vereceğiz. Kırmızı ağırlıklı kostümüyle yine kötülerin peşinde olan ve oyunda ‘The Amazing Spiderman’ olarak geçen bu dostumuz, zaten bildiğiniz özelliklere sahip. Sağa sola ağ fırlatarak uçuyor, hopluyor ve uzağındaki düşmanları yakalayabiliyor. Ultimate Spider-Man ise, belki de en güçlü olan Örümcek Adam. Koyu kıyafetiyle, sanki etrafına ölüm saçan bir yaratığı andırıyor. Ayrıca ‘Rage’ barı sayesinde, durdurulamaz bir moda giriyor ve hızlı kombinasyonlarıyla kısıtlı bir sürelik de olsa, taş üstünde taş bırakmıyor. Örümcek ağlarının yanında, özel kostümünün sarkaçlarıyla çok etkili darbeler indirebiliyor rakiplerine.

2

Geleceğin kahramanı Spider-Man 2099 ise, adından da anlaşıldığı gibi 2099 yılındaki kötülerle mücadele ediyor. Gelişmiş teknolojiyle birlikte adım atılan uzay çağında, çok farklı bir kostümle karşınıza çıkacak geleceğin kahramanı. Kostümünde bulunan pençeleri de, rakiplerine indirdiği darbelerde etkili olacak.

Geleceğe uzanan bu macerada, geçmişe göz atmadan edemezdik elbette. 1930’lu yılların New York’unda, teknolojiden uzak kısıtlı imkanlarla kötülükle savaşan Spider-Man Noir de bu mücadeleye dahil oluyor. Birebir dövüşlerde ve dayanıklılık konusunda bana göre en zayıf olan bu karakterin, kostümü eski uçak pilotu kıyafetlerini anımsattı bana. Darbelere karşı daha hassas olduğu için, Noir için gizlilik her zaman ön planda. Gölgeler, kontrolünüzde o olduğu zaman en iyi dostunuz oluyor. Yakın ve orta mesafelerden yapabildiği gizli ağ saldırılarıyla, kalabalık düşman gruplarına bulaşmadan ve gürültü etmeden ilerleyen Noir, yapımın sunduğu oyun deneyime farklı bir renk katıyor.

3

BITMEYEN AKSIYON

Hemen belirteyim, aşırı hız ve çok fazla hareket sizi rahatsız ediyor, baş dönmesi, halsizlik gibi yan etkilere sebep oluyorsa, Spider-Man: Shattered Dimensions kesinlikle size göre bir yapım değil. Sürekli bir koşuşturmaca içinde olacağınız bu macerada, aksiyonu köküne kadar yaşayacaksınız. Her bölümün farklı ‘boss’larının bulunması, ve bu yaratıklarla bölüm süresince kapışma halinde olmanız, her ne kadar oyun kurgusunun temeli olsa da, bazen olayların kendini tekrar etmesine neden oluyor. Özellikle başlarda ‘boss’ların canını yakmanız, sonra onların sizden bir şekilde kurtulması ve daha da güçlenerek karşınıza tekrar çıkması, önce dayak yiyen ve sonra sinirlenip bir şekilde rakibini alt edecek kapasiteye ulaşan Jean-Claude Van Damme filmi tadı veriyor.

4

Bölümler boyunca sürekli ‘boss’larla kapışmayacaksınız elbette, kovalamaca sırasında onların sadık hizmetkarlarıyla mücadele etmek zorunda kalacaksınız. Bazen kas yığını savaşçılar, bazen robot görünümlü nöbetçiler, bazen de silahlı üç beş çapulcuyla muhatap olacaksınız. İşte Shattered Dimensions’ı oynanabilir kılan en önemli özelliklerden biri de bu. Sadece farklı Örümcek Adam’ları yönetmekle kalmıyor, sürekli farklı boyutlarda, farklı yerlerde, farklı düşmanlarla mücadele ediyorsunuz.

Rakiplerinizi alt ettikçe puan topluyor, bölüm içinde verilen ufak tefek ‘challenge’ları tamamlayarak edindiğiniz puanlarla karakterinize yeni özellikler kazandırıyorsunuz. ‘Upgrade’ sisteminde iki farklı bölüm bulunuyor, biri tüm Örümcek Adam’ların özelliklerine etki ederken, diğeri her biri için farklı kabiliyetler sunuyor. Puanlarınızla aldığınız yeni kabiliyetler ve özellikler sayesinde, farklı kombinasyonlarla dövüşebiliyor, karakterlerinizi daha dayanıklı ve güçlü hale getirebiliyorsunuz. Bölümler ilerledikçe yeni kabiliyetlere ihtiyaç duyduğunuzu fark edeceksiniz, deneyim puanlarının önemini daha iyi anlayacaksınız.

BOYUTLAR ARASI YOLCULUK

Az önce de söylediğim gibi, olayların sürekli olarak farklı yerlerde geçmesi ve her bir bölümde farklı bir boyutta mücadele etmek, oyunu daha keyifli hale getiriyor. Bundan önceki Spider-Man yapımlarında, genelde belli bir şehir içinde ağ atıp, hoplayıp zıplardık. Shattered Dimensions’ta ise, bir bölümde balta girmemiş ormanlarda can derdine düşerken, sıradaki bölümde 1930’lu yılların puslu havasında, New York’un ücra köşelerinde kötülere ders veriyorsunuz. Sonrasında geleceğe doğru yol alarak, uçan araçların arasında teknolojik bakımdan gelişmiş düşmanlarla mücadele ediyorsunuz.

6

Karanlık New York’un tenha harabelerinden, 2099’un sunduğu teknoloji ile parlayan ve ışıklarıyla hem gözleri alan, hem de onları yoran geleceğin metropolüne yapılan geçişler, işini sessiz sakin halleden Noir’den sonra, her türlü gürültüye sebep olan ‘Ultimate’ı kullanmak zorunda bırakan olaylar, sadece çevre çeşitliliğini artırmakla kalmıyor, oyunu daha renkli hale getiriyor.

Çok fazla detaya girilmeden hazırlanan harita tasarımları, her bir konsepte uygun olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca yapımın çizgi roman tadındaki grafikleri de, kesinlikle Örümcek Adam oyununa yakışmış. Bu tarz grafikler, düşmanlarıyla sürekli dalga geçen ve ciddiyetten uzak olan kahramanımızı çok iyi şekilde yansıtıyor. Tamamen çizgisel olarak hazırlanan bu sevimli grafikler sayesinde, kaplama, efektler ve diğer detaylara fazla takılmadan, oyunu rahatlıkla oynayabilirsiniz. Gerçi ara videoların çizgi roman tarzında olmadığını söylemeliyim, kesinlikle çok kaliteli bir şekilde sunuluyor oyun içinde.

7

SONUÇ

Bölümlerin işleyişi ve olayların gelişimi, birbirine benzediği için oyunun bir süre sonra kendini tekrar ettiğini göreceksiniz. Hatta iki üç bölüm sonra, artık nelerin olacağını önceden kestirebilir duruma geleceksiniz. Bir de oyuncuyu yıldırmak için her türlü zorluğa başvurmuş yapımcılar, bazen sinirlenebilirsiniz bu nedenle, özellikle en zor seviyede oynarken. Ama yapımın sunduğu farklı boyutlarda, farklı Örümcek Adam’larla mücadele etme imkanı, Spider-Man hayranlarına oldukça keyifli dakikalar yaşatabilir. Ara videolarla birlikte senaryoda neler olacağını merak ettiriyor oyunun kurgusu. Spider-Man’in hızlı oynanışı ve renkli grafikleri belli bir zaman sonra gözleri yorduğu için, ekran başında çok uzun süre aralıksız kalmamak kaydıyla yapımı oynamanızı tavsiye ederim.

Spider-Man: Shattered Dimensions, yıl sonu nedeniyle durgun olan oyun piyasasında hemen öne çıkabilecek bir yapım olduğundan, arşivlerde yerini alması muhtemel.

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/spider-manshattered-dimensions/feed/ 1
Bulletstorm https://www.hell-world.org/gamez/bulletstorm/ https://www.hell-world.org/gamez/bulletstorm/#respond Sat, 02 Apr 2011 12:00:19 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1234

Reklamlarını Call of Duty’e sataşarak yapmışlardı hatırlarsanız. Videosunu paylaştığımız Duty Calls ile CoD’la dalga geçmişler, hemen ardından da kendi yapımlarının güzel bir reklamını koymuşlardı. Painkiller’ın mimarı People Can Fly’dan ve son yapımları Bulletstorm’dan bahsediyorum elbette. Epic Games’in de yardımlarıyla ortaya çıkan bu yapımın yayıncısını tahmin etmek zor değil, sonuçta CoD’a sataşma söz konusu; EA’den başka kim olabilir.

Medal of Honor ve Battlefield: Bad Company 2 de çıkmadan önce, EA aynı politikayı izlemiş Activision’a ve CoD’un son serilerine göndermelerde bulunmuştu. Ancak bu sefer daha ileri gidilip 4 dakikalık bir parodi-oyun hazırlandı. Yalnız Bulletstorm sadece bu sayede tanınmadı tabi ki. Yayınlanan fragmanlar ve oynanış videoları, kendine has özellikleri olan bir FPS’nin geldiğini haber ediyordu. Kendine ‘shooter’ arenasında ayrı bir paragraf açtıracak bir yapım geliyordu; Bulletstorm artısıyla, eksisiyle inceleme konuğumuz…

GELECEKTE BIR GÜN

Bulletstorm’un senaryosuyla ve hikayenin geçtiği zaman dilimiyle başlayalım analize. Yapımın ‘Sci-Fi Shooter’ türünde olduğunu belirteyim, yani bilim-kurgu üzerine kurulmuş bir hikaye var. Adı sanı bilinmeyen bir gezegende emir aldıkları generallerine karşı çıkan Dead Echo isimli özel ekibin üyesi olan Grayson Hunt’ı yönetiyoruz. 4 kişilik bu ekip, bu zamana kadar yaptıkları görevlerin kimlere nasıl hizmet ettiğini, masum insanlara nasıl zarar verdiklerini bilmeyerek hizmet ettikleri General Sarrano’ya, gerçekleri öğrendikten sonra karşı çıkarlar. İşte hayatta kalma mücadelesi buradan itibaren başlıyor.

Mecburi iniş yapılan gezegende, Sarrano’nun yeni ekibi Final Echo bir yanda, gezegenin sakini ucubeler bir yanda, devasa yaratıklar ve ölüm saçan bitkiler bir yanda. Bulletstorm’da düşman sayısı ve çeşitliliği, aksiyonu arttırdığı gibi soluklanmanıza da mani olacak. Ara videolarla da sık olmayınca, koşuşturmaktan başka bir şey yapamıyorsunuz oyunda. Bu cümle oyunun aslında eksi bir yönünü gösteriyormuş gibi duruyor, ancak size sunulan imkanlar bu eksiyi artıya dönüştürüveriyor. Senaryo klişe gelebilir, zaten Sarrano ile ekibimizin arasında başlayan savaşın nedenini gösteren ilk video, kimseyi tatmin etmeyecektir. Çünkü Gray ve arkadaşlarının gerçeği öğreniş biçimi oldukça basit olmuş, General’e karşı çıkış biçimleri de öyle. Bu nedenle senaryonun, oyunun diğer özelliklerinin gölgesinde kaldığını savunabiliriz.

Hikayenin başlangıcı zayıf olsa da, ilerleyen zamanlarda gelişen olaylar, ‘güvenilecek kimse yok’ ortamı ve ilginç karakterler, senaryoyu göz ardı etmenizi sağlıyor. En ilginç karakter, esas oğlanımız Grayson Hunt. Deli mi deli, onun gibi harekete ve aksiyona düşkün biri daha yok, ayrıca ağzı en az diğer karakterler kadar bozuk. Küfrün bini bir para Bulletstorm’da. Buna rağmen çok komik diyaloglar ve olaylar yaşanıyor. Böylesine şiddet unsurlarının olduğu bir oyuna, eğlence ve komediyi çok başarılı bir şekilde monte etmiş yapımcılar. Canınızı kurtarmaya çalışırken, başkalarının canına okurken veya herhangi başka bir işle olurken gülümsemenizi ya da kahkaha atmanızı sağlayabilir, konuşmalar, davranışlar ve gelişen olaylar.

Şöyle örnek vereyim, Gray’in şuan pek ünü olmayan tekmesi var, ama oyun dünyasında kesinlikle meşhur olacak bu hareket. Gordon Freeman’ın sessizliği kadar efsaneleşmeyecek belki ama, Bulletstorm’un etiketi olacak bu özellik. Silahlarla öldürme seçeneğine sahipsiniz ki silah çeşitlerine sonra değineceğim, ama tekme kesinlikle daha çekici.

Karşınızdaki düşmanı tekmeleyerek, etrafta bulunan dikenlere, tellere, ucu sivri demirlere saplayabilir, uçurumdan aşağı postalayabilir yada havada dans ettirebilirsiniz. Ayağına kayarak çift dalma yada taban kaldırma suretiyle ucubeleri sakatlayabilir, oyun dışı bırakabilirsiniz.
Bir de sol elinizdeki cihazın sunduğu kırbaç özelliği var ki, Indiana Jones bile kıskanır bu kırbacı. Tekme atmak istediğiniz rakipleriniz yeterince yakın değilse sorun değil, gönderin kırbacı getirsin size kurbanınızı. Unutmadan söyleyeyim, tekmelediğiniz hedef yavaş çekime giriyor. Bu sayede daha rahat vurabilir, tekrar tekmeleyebilir veya başka cani fikirlerinizi uygulayabilirsiniz.

ÖZGÜN BIR MACERA

Senaryo modunun yanında Echoes modu bulunuyor ki oyuna bitirmeden buraya girmek istediğiniz zaman otomatik uyarı olarak ‘Spoiler içerebilir, ilk olarak senaryo modunu oynayın’ deniyor. Bu modu ‘multiplayer’ da oynayabiliyorsunuz, 4 kişilik ‘Co-op’ şeklinde. Ekstra modların eklenmesi iyi olmuş, çünkü senaryo modu pek tatmin edici uzunlukta değil. Maalesef birçok iyi oyunda olduğu gibi Bullestorm da kısa sürüyor. Maceranın biraz daha uzaması için zor seviyede oynamanızı öneririm, böylece vasat olan yapay zeka, sinir bozucu olmaktan biraz olsun uzaklaşıyor.

Karakterleriyle, eğlenceli sahneleriyle, kendine has özellikleriyle ve tabi ki Gray’in tekmesiyle akılda kalacak, birçok FPS’den ayrı tutulacak bir yer edinecek kendisine Bulletstorm. FPS oyunlarından hoşlananlar için vazgeçilmez bir yapım olabilir, ancak sürekli öldürmekten, koşturmaktan ve bol aksiyondan haz etmeyenlerin takdirini kazanacak özelliklere sahip değil bu yapım. Belki keyifli ve çeşitli öldürme teknikleri, onları bu düşüncelerinden caydırabilir.

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/bulletstorm/feed/ 0
Cities XL 2011 https://www.hell-world.org/gamez/cities-xl-2011/ https://www.hell-world.org/gamez/cities-xl-2011/#respond Fri, 01 Apr 2011 09:00:16 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1232 CitiesXL_Box_Art.rbxoq

Büyük şehirler kurup onları yönetmeye hazır mısınız…

Cities XL 2011 pek çok birbirine benzeyen oyunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor ancak şimdiye adar oynadıklarım arasından sıyrılan güzel özelliklere de sahip bir oyun olmuş dedirtecek bir yapım.

Oyunda ilk başta karşımıza çok başarılı hazırlanmış bir giriş videosu bulunuyor. Ben epey beğendim. Bizi karşılayan güzel videonun ardından oyun ana ekranı karşımıza çıkıyor. Buradan ilk başta tutorial oynamanızı öneririm , şöyle ki oyun içerisinde çok ihtiyacınız olan bir çok işlevi burada öğreniyorsunuz. Tutorial oynadıktan sonra artık oyuna geçme zamanı…

2dj3tyu

Oyun olabildiğince ayrıntılı ve uzun oynanabilir hazırlanmış. Öyle ki saatlerce kurduğunuz bir şehriniz bile günler sürebiliyor. Ben 1 haftadır aynı şehirle uğraşıyorum ve epey zevkli olmaya başladı. Oyun içerisinde kurduğunuz şehirler arası ticarette yapabiliyorsunuz bu yüzden deniz kenarında balık ve turizm yapılırken kırsal kesimlerde tarımla uğraşabiliyorsunuz.Oyun ayrıntılı hazırlanmış derken bu tarım işinin ağaçta mı yoksa tarla şeklinde olabileceğine bile karar verebiliyorsunuz. Meyve mi sebze mi ? Tamamen size kalmış durumda.

2en9c8j

Oyunda bazen köprü bazen özel bir bina yapmanız isteniyor ve bu istekler gerçekten zor olabiliyor, işte tam bu sırada o en başta girdiğiniz tutorial kısmına geri dönüş yapıp biraz kopya alabiliyorsunuz. Oyunun zor olmasını belki bazılarınız neden zor olsun ki sadece şehir kuruyoruz diye düşünebilirler. Bir şehirde olabilecek her olay oluyor bu oyunda yangınlar,hırsızlıklar, çatışmalar… Eğer oyuna ilk başladığınızda şehrinizi kafanızda canlandırmadan kurarsanız ileride ciddi sıkıntılar yaşayabiliyorsunuz.

Her yıl piyasaya düzinelerce benzeri çıkan bir oyun için Cities XL 2011 mükemmel olmasa da gayet başarılı bir yapım olmuş.Detaylı oyun yapısı, kullanışlı menüsü, kaliteli grafikleri ile size ihtişamlı şehirler kurmanıza izin veren Cities XL 2011 bu tarzları beğenenler için denemesi gereken bir oyun .

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/cities-xl-2011/feed/ 0
Battle:Los Angeles https://www.hell-world.org/gamez/battlelos-angeles/ https://www.hell-world.org/gamez/battlelos-angeles/#respond Thu, 31 Mar 2011 11:00:18 +0000 http://www.hell-world.org/gamez/?p=1230

Battle: Los Angeles’ın fragmanını izlediniz mi bilmiyorum, konusu klişe olsa da açıkçası fragmanı ‘bu filme gitmeliyim’ dedirtti bana. Sanırım bugün gösterime giriyor Türkiye’de. Battle: Los Angeles’ın gösterime girmiş başka bir versiyonu var elimizde, video oyunu. Film oyunları kötü olur düşüncesiyle hareket ederken, tanıtımı hiç yapılmamış ve baştan savma olduğunu daha oynamadan hissettiren yapım Battle: Los Angeles, 2011’in kara listesinde yerini almaya hazır.

UZAYLILAR DÜNYAYI İSTILA EDER

Evet, tabi ki de uzaylılar dünyayı istila edecek. Hatta tüm ülkeleri ele geçirecekler, geriye mücadele eden bir tek Birleşik Amerika kalacak. ABD’nin cesur ve kahraman askerleri, yeri geldiğinde canlarını feda edecek, yeri geldiğinde can kurtaracak, ya da uzaylıların canına okuyacak. Sonra biraz dram, biraz göz yaşı, hop bir de ABD bayrağı dalgalanıyor, oh mis… Yanlış anlamayın, propaganda yaptıkları için yadırgamıyorum yapımcıları, sonuçta bu devletin vatandaşları yapıyor bu oyunu veya filmi, Türk bayrağının dalgalanmasını kimse beklemesin o yüzden bu yapımlarda. Tekdüzelikten yakınıyorum ben sadece.

Neyse o ayrı bir konu, devam edecek olursak yukarıdaki gibi klişesinden bir konu bizi bekliyor. Ancak bu sefer ABD’de de istila edilmiş durumda, New York dahi ele geçirilmiş. Geriye bir tek Los Angeles kalmış, oyunun adından da anlaşılacağı üzere. Daha ana menüde fark ediliyor klişe senaryonun başıboş bırakıldığı. Basit bir menü dizaynı, öylesine tasarlanmış uzaylılar ve dahası. Dediğim gibi, daha oyuna başlamadan kafanızda canlanıyor zaten birçok şey.

Battle: Los Angeles ufak bir videoyla başlıyor, çizgi roman tadında hazırlanan ara filmlerde resimsel sunuş var, yani herhangi bir animasyon veya hareket beklemeyin. Kim uğraşacaktı bir de onla, adamların işi gücü var.

Hadi çok önem vermediniz belli, yapay zekayı da salladınız, odun gibi duran arada bir eğilen uzaylılarla savaşmamıza neden oldunuz. Bari bir iki farklı uzaylı tipi bulunsaydı, onlardan vursaydık biraz da. Oyunun monotonluğuna bir de tek tip düşman eklenince, daha da çekilmez hale geliyor Battle: Los Angeles. Neyse ki arada birkaç tane uzay gemisi patlatıveriyoruz da, gözümüz gönlümüz şenleniyor. Bazen de çevrede bulunan askeri aracın üstüne çıkıp ağır makineli kullanıyoruz.

Silahlardan bahsedelim biraz; işte bir otomatik tüfek, bir adet ‘sniper’, birkaç el bombası ve arada bir elimize geçen roketatarımız mevcut. Bunlar oyuncak gibi görünüyor nedense, sesleri de mantar tabancasını andırıyor. Ateş ederken dehşet saçmıyorsunuz, boğuk bir ses çıkıyor sadece. Ses efektlerinde de sınıfta kalmış yapım. Ses konusunda bir tek aksiyon müziğini beğendim oyunun.

Grafiklerin de çok başarılı olmadığını tahmin edebilirsiniz. Baştan savma hazırlanmış uzaylılar ve onların araçları, başarısız çevre tasarımları ve patlama efektleri, elle tutulur ışık yansımalarının ve gölge efektlerinin sağladığı artıyı çok rahat bir şekilde eksiye çeviriyor. Karakter modellemeleri fena değil, Michelle Rodriguez’i benzetmeyi başarmışlar. Yani çok silik bir karakter olsa da oyunda, yüzünü görmek yeterli.

SONUÇ

Yazı boyunca oyun hakkında düşüncelerimle ilgili ser verip sır vermedim farkındaysanız. Saber Interactive vasatın da altında bir yapıma imza atmış. Oyun boyunca aynı tip düşmanları öldürüyorsunuz, vuruş hissi düzgün bir şekilde yansıtılsa öldürmekten keyif alırdınız belki ama o da yok. Bu oyunun yayıncı firmasının Konami olması da ilginç.

]]>
https://www.hell-world.org/gamez/battlelos-angeles/feed/ 0