Baglantilar


30 Eylül 2007
Kategori: Genel

Halk Edebiyatı: Eserleri yazılı olmayan ancak ağızdan ağıza geçmek suretiyle yayılan ve yaÅŸayan edebiyata denir. Halk edebiyatı günümüzde de canlı bir iÅŸekilde yaÅŸamaktadır annelerin yaktıkları ağıtlar, kına geceleri vb. bunlara örnektir. Divan Edebiyatı bu kesimden insanların duygu, düşünce ve zevklerini yansıtırken, Halk Edebiyatı bunların dışındaki kitlelerin beÄŸeni, düşünce ve ideallerini yansıtma aracı oldu. Ama gerçek anlamda halk edebiyatı kavramı ancak 2’nci MeÅŸrutiyet’ten sonra yerleÅŸti ve halk geleneklerinin ürünleri olan yapıtlar bu dönemden sonra “Halk Edebiyatı” olarak adlandırılmaya baÅŸlandı.

Bu yapıtlar, genellikle öğrenim görmemiş köylüler, kasabalılar ya da kentliler ile yeniçeri ve tekke çevreleri gibi yine halktan kopmamış zümreler arasında, zaman içinde dinin, tasavvufun, tarikatların ve Divan Edebiyatı’nın etkisiyle değişikliklere uğramış eserlerdir.

İslamiyet’in kabulünden sonra anonim halk edebiyatının temel ürünleri sayılan atasözü, destan, masal, bilmece, mani, türkü, ağıt, mesnevi gibi türlerde büyük gelişme görüldü. Türk Halk Edebiyatı’nın ilk gerçek örnekleri Karahanlılar döneminde ortaya çıktı.

KaÅŸgarlı Mahmud’un “Divân-ı Lügati’t-Türk” adlı eserindeki manzum örnekler Türk halk ÅŸiirinin temel biçimi olan dörtlüklerle söylenmiÅŸ ve genellikle yedili, sekizli ve on ikili hece ölçüleriyle düzenlenmiÅŸti. Bu eserde atasözleri de bulunuyordu. Yine Karahanlılar döneminde oluÅŸmuÅŸ “Satuk BuÄŸra Halk Destanı” ve 11 ve 12’nci yüzyıllarda Türkistan’da Yedisu bölgesinde doÄŸduÄŸu sanılan eski Türk destanlarından motifler taşıyan Manas Destanı da bu dönem halk edebiyatının önemli eserleri arasındadır.

Türk Halk Edebiyatında Hece  [değiştir]Türk Halk Edebiyatı nazımda hece ölçüsüne (veznine) dayanır. Bu nedenle hece ölçüsünün tanımlanması gerekir. Hece, tek bir sesli harften ya da bu sesli harfin başına ya da sonuna gelen bir ya da birden çok sessiz harften oluşan ses öbeğidir. Örneğin, o, ot, bir, git, kırk gibi. Kapalı ya da engelli denilen heceler sessiz harfle, açık ya da engelsiz heceler sesli harfle biter.

Türk Halk Edebiyatında Hece Ölçüsü  Åžiirde mısralardaki hece sayısının eÅŸit olmasına dayanan ölçüdür. Türkçe’nin yapısına uygun bir ölçüdür. Hecelerin sayısı parmakla sayıldığı için “parmak ölçüsü” adıyla da bilinir. Türkçe’de heceler uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı deÄŸerdedir. Bu yapısal özellik ÅŸiirde hece ölçüsünün kolayca kullanılmasına imkan verir. Ä°lk yazılı Türk edebiyatının ürünleri olarak bilinen Göktürk Yazıtları’nda ÅŸiir bulunmamasına raÄŸmen ÅŸiirsel özellikler taşıyan ve hece ölçüsüne uyan bölümler vardır. KaÅŸgarlı Mahmud’un Divanü Lugati’t Türk eserindeki ÅŸiirler de hece ölçüsüyle yazılmışlardır. Türklerin Ä°slamiyet’i kabulünden sonra divan edebiyatı ve aruz ölçüsünün yaygınlaÅŸması hece ölçüsünün yalnızca tekke ve aşık edebiyatına özgü bir ölçü olmasına yol açtı.

Hece ölçüsünde kalıbı dizelerdeki hecelerin sayısı belirler. Her dizesinde 11 hece bulunan bir ÅŸiirin kalıbı “11’li hece ölçüsü” olarak gösterilir. Bir hecenin belli bölümlere ayrılmasına “durgulanma”, bu bölümlerin okuma sırasında hafifçe durularak vurgulanan yerlerine de “durak” denir. Kalıplar 2’liden baÅŸlayarak 20’lilere kadar çıkar. Az heceli, yani 2’liden 6’lıya kadar kalıplar tekerleme, atasözü, bilmece gibi ürünlerin ÅŸiirsel parçalarında uyum öğesi olarak yer alır. Bu tür kısa kalıpların durakları dizenin sonundadır.

Hece ölçüsünde durağın önemi büyüktür. Bir kalıp en az 2, en çok 5 duraklı olabilir. Bir durakta bulunan hece sayısı ise 1 ile 10 arasında deÄŸiÅŸir. Hece kalıpları duraklar ve duraklardaki hece sayıları bakımından bölümlenir. Bu kalıplar içinde en çok kullanılanlar 7’li, 8’li, 11’li, 13’lü ve 14’lü olanlardır. 7’li ölçü daha çok mani türünde kullanılmıştır. 8’li kalıp semai, varsağı, destan ve türkülerin ölçüsüdür. 11’li ölçü ise baÅŸta koÅŸma ve destan olmak üzere aşık ve tekke debiyatı ÅŸiirlerinde kullanılmıştır. 14’lü hece ölçüsüne ise daha çok tekke ÅŸiiri ve çaÄŸdaÅŸ Türk ÅŸiirinde rastlanır.

Tasavvuf veya Tekke Edebiyatı  Halk ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tekke şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur.

Aşık Edebiyatı  Halk edebiyatının aşık adı verilen halk sanatçılarının ürünlerinden oluÅŸan koludur.16’ncı yüzyılın baÅŸlarında ortaya çıkan “aşık edebiyatı” türünde söz ve müzik birbirini tamamlayan iki unsurdur. Günümüzde varlıklarını sürdüren aşıklar, bir yandan eski destan geleneÄŸini yaÅŸatırken, bir yandan da doÄŸaçlama aÅŸk ÅŸiirleri söyler, baÅŸka sanatçıların ürünlerini yayar, çeÅŸitli törenlerde bir eÄŸlence unsuru olarak yer alırlar. Aşık ÅŸiirinin nazım biçimi de dörtlük olmakla birlikte dize sayısı çoÄŸalıp azalabilir.

Bu edebiyatın başlıca türleri destan, güzelleme, taşlama, koçaklama, ağıt ve muammadır.Uyak yapısı bakımından koşma,semai,varsağı gibi kısımlara ayrılır.Genellikle yalın ve yapmacıksız bir dil kullanılan aşık şiirinde yinelemeler, boş tekerlemeler, ölçü ve uyak tutturmada kolaylık sağlayan yakıştırmalar bulunur.Mısra sonlarındaki ses benzerliklerini sağlamak için kullanılan bu yinelemelere ayak denir.

- Bu yazı şu ana kadar 158 kez görüntülendi..
Sizin Yorumunuz



Yazilar için RSS aboneligi