Warning: Use of undefined constant wp_cumulus_widget - assumed 'wp_cumulus_widget' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/hellwor/public_html/gamez/wp-content/plugins/wp-cumulus/wp-cumulus.php on line 375
Aralık « 2008 « Gamez

Aralık, 2008 için arşivler

Ghostbusters The Video Game

Atari, 2009’un Haziran ayında piyasaya sürülecek olan Ghostbusters: The Videogame’in yeni videosunu yayımladı. Ghostbusters: The Video Game’de ekibimizle New York’u hayaletlerden temizlemeye çalışacağız. Oyunun Xbox 360, PC ve PS3 versiyonları Blood Rayne ve Nocturne gibi yapımlarla tanıdığımız Terminal Reality firması tarafından geliştiriliyor. Oyunun daha basit bir yapıya sahip olacak PS2, Wii ve NDS versiyonları ise Red Fly Studios tarafından geliştiriliyor. Dan Aykroyd, Bill Murray, Harold Ramis, Ernie Hudson, Annie Potts, William Atherton ve Brian Doyle Murray gibi ünlü isimlerin seslendirmelere katkı sağlayacağı oyunun videosunu sizlere sunuyoruz.

Prey 2

Yapımına 1997 yılında başlanan ve detayları henüz 2005 E3 fuarında su yüzüne çıkmış bir oyun olan PREY, beni hem üzdü hem de umutlandırdı. Üzülme sebebim, bu yapımın bu kadar gecikmesi oldu. 8 sene az bir süre değil. Umutlandığım taraf ise, 8 sene emek verilen bir yapımdan, kötü bir şeyler çıkmayacağıdır. Zaten oyunun E3 videolarını izleyince, bu düşüncemin doğru olduğu kararına vardım. Oyun sırasında çekilmiş videolar göz dolduracak nitelikte. Oyunun yapımcıları, Human Head Studios ve 3D Realms. Dağıtıcısı ise 2K Games. Human Head Studios u, Blair Witch Volume 2: The Legend of Coffin Rock, Dead Man’s Hand gibi oyunlardan hatırlıyoruz. 3d Realms ilk 3d oyunlardan olan ve 1996 yılında piyasaya sürülen, Duke Nukem serisinden hatırlıyoruz. 2K games ise Call of Cthulhu: Dark Corners of the Earth, Civilization IV, Ford Racing 3 Reservoir Dogs, The Elder Scrolls IV: Oblivion gibi başarılı oyunların dağıtımı üstlenmişti. Oyun şu an için sadece PC ve XBOX 360 platformları için geliştiriliyor.

DOOM 3 Engine vs DOOM 3 Engine
Oyunun videosunu izlediğimde, kendilerine ait bir motor kullandıklarını sanmıştım fakat ilginçtir ki, oyunda Doom 3 engine kullanılmış. Fakat oyunun doom 3le bir alakası olmadığı taraftarıyım. Çünkü yapım da, çevreyle etkileşim harika, Doom 3de rastladığım unsurlara bu oyunda hiç rastlamadım. Mesela Doom 3 de öldürdüğümüz yaratığın bedeni kısa bir süre sonra yok oluyor ama PREY de bu hatayı göremedim. Çoğu oyuncunun en sevdiği şeylerden biridir, ölü düşmana tekrardan ateş etmek, mermiler ile düşman vücudun etkileşimini görmek. Tamam belki Doom 3ün yapımcıları ölülere saygı duyduğu için öyle yaptı ama sonuçta bu bir oyun. Doom 3te çevreyle etkileşim, yok diyebilecek kadar azdı. Kutulara vurduğumuzda hiçbir etkileşim göremiyorduk fakat PREY de herhangi bir yere bomba attığımızda, çevredeki her şey etkileniyor. Buna düşman ölüleri de dahil. Bu özellik oyuna çok güzel aktarılmış. Doom 3de, oyunun neredeyse tamamı karanlıkta geçiyordu, PREY de ise Doom 3e göre daha aydınlık bir ortamda oynuyoruz, Preydeki karanlık insanı boğmayacak bir derecede ayarlanmış. Zaten Preyde, Doom 3 engine kullanılacağı haberi verilirken, yapımcılara yöneltilen sorulardan birisi ” Preyde Doom 3deki ortamlar gibi dar ve karanlık ortamlar mı olacak? ” idi. Yapımcılar ise oyunun Doom 3ün aksine, karanlık olmayacağını, oyunda geniş koridorlar ve arenalar bulunacağını belirtti.

Hikaye biraz klasik ama ilginç?
Uzaylılar dünyaya gelip Tommynin, yani oynadığımız karakterin kız arkadaşını kaçırıyorlar. Dünyaya sadece Tommynin sevgilisini kaçırmak için gelmediler ya. Asıl hedefleri, her zamanki gibi dünyayı ele geçirmek. Böylece Tommy, aşk uğruna dünyayı kurtaracakmış. FPS ve aşk içiçe, heyecanlı bir hikayeye benziyor aslında. Videodan anladığım kadarı ile Tommy, sevgilisi gibi uzay gemisinin içine çekiliyor. Uzay gemisin içinde neler olup bittiğini anlamaya çalışırken, uzaylıların dünyayı ele geçirmek istediğini anlıyor ve hemen harekete geçiyor. Yapımın en güzel ve en orjinal yanlarından biri ise “Spirit walking ve Death walking”. Spirit walking de vücudumuz bedenimizden ayırıp, ruh halimiz ile gezebileceğiz, nesnelerin içinden geçebileceğiz ve görünmez de olabileceğiz. Death walkingde ise, öldüğümüz zaman diğer tarafa gidip ruh avlayacağız yani orada bulunan hayvanların ruhlarını avlayıp, oyuna öldüğümüz yerden devam edeceğiz. Dediklerine göre bize bu özellikleri öğreten yaşlı biri olacakmış. Videoda, önceden kızılderilerin yaşadığı bir yere gidiyoruz. Orada yaşlı adamın biri, bize şunları diyor ” We will meet you many time, for this is the place of teaching and you have so much to learn. Now, please, sit and open your mind”. Yaşlı adam, bizimle bir çok kere buluşacağını ve burasının, bizim öğrenim göreceğimiz bölge olduğunu söylüyor”. Galiba bu yaşlı adam bizim büyük babamız oluyor.
Silahlar ve düşmanlar
Oyunun dikkat çekici yönlerinden biri ise, teknolojik silahların kimyasal mermi, kimyasal silahların ise normal mermi atması. Kimyasal silahlar çoğunlukla hayvanlara benziyor yani silahın dışı bir hayvanla kaplı. Silah animasyonları özellikle kimyasal silahların üzerindeki hayvanların animasyonları harika olmuş. Oyunda birde uçak benzeri, havada da sabit durabilen bir araç var. Bu araçta bulunan silahlardan birisi sayesinde, her şeyi kaldırabilip sağa sola fırlatabiliyoruz. Yalnız bu silah, Half-Life 2’deki Gravity Gun gibi nesneyi kendine çekmiyor, aracın ön kısmından yolladığı elektrik ile tutuyor ve savuruyor.Aracın diğer bir silahı ise kimyasal mermi yollamaya yarıyor.

Efektler…
Bildiğiniz gibi yapımda Doom 3 motoru kullanılmış. Doom 3deki grafiklerin, gölge, silah ve ateş efektlerinin ne kadar başarılı olduğunu biliyorsunuz, fakat Preyde gölge efektleri daha başarılı kullanılmış. Özellikle silah mermilerinin ve bombaların yarattığı boğumlama efekti, dumanlar çok güzel aktarılmış. Mesela düşmandan kopup yere düşen bir parçadan duman çıkıyor. Işık efektleri silahlar üzerinde oldukça başarılı. Silahların çevreye yaydığı ateş ve ışığın duvara ve nesnelere yansıması da çok hoş olmuş. Seslerden çok etkilendim. Mouseu çevirdiğiniz yöne göre veya bulunduğunuz yere göre ses şiddeti değişiyor. Silah, düşman, çevre sesleri çok güzel aktarılmış, özellikle ayak sesleri harika olmuş. Bastığınız yere göre ayak sesleri değişiyor, mesela metal bir zemin ile toprak zemin arasındaki fark çok belli oluyor ve her adımdan çıkan sesler aynı değil. Sadece tak tuk, tak tuktan ibaret sesler kullanmamışlar. Zemin aynı olsa bile ayak sesleri yine değişiyor ki bu çok güzel bir özellik.
Oyunda, aralarında geçiş yapabileceğimiz portlar bulunuyor. Bu portlar sayesinde bir noktadan, diğer bir noktaya kısa bir sürede gidebileceğiz. Portlar aracılığı ile geçiş yaptığımız ortamlar birbirinden farklı olacakmış. Duvarların ve nesnelerin rengi, düşmanlar, kısaca her port geçişinde başka ortamlara gireceğiz. Bu da bizi oyundan sıkılıp soğumamızı engelleyecek. Yalnız bazı portlar kapalı olacak, bu yüzden bulmacalar ve unlock olayları yapımda bulunacak.
İşte oyunun en ilginç ve hoş yanı. Oyunda duvarlarda yürüyebileceğiz. Mesela tavana çıkmak için duvarın üzerine doğru yürümemiz yeterli olacak. Düz duvara tırmanabileceğiz yani. Ee tabi uzaydaki yerçekimi dünyadakinden farklı, birde buna uzaylıların (sözde) teknolojilerini eklersek, bu durum gayet normal geliyor.

Sonuç olarak Prey
Preyin çıkış tarihi, 2005in son çeyreği olarak gösteriliyor. Ben şimdiden merak etmeye başladım oyunu. Sanırım, oyunun sistem gereksinimleri çok yüksek olacak. Acaba kaç kişi, yeni ekran kartı alması için ailesini zorlayacak. Acaba kaç kişi, sistemini baştan yenileyecek. Acaba bize vaat ettiklerini verebilecekler mi? Bence verecekler, bunun kanıtı da 2005 E3 fuarındaki Prey videosu. Gerçi videolar oyunun kendisini yansıtmaz ama olsun. Hep beraber bekleyip göreceğiz.


2 Days To Vegas


Tür:Sinematik Aksiyon
Yapımcı: Steel Monkeys
Dağıtımcı: ?
Platform: PS3,Xbox 360,PC
Çıkış tarihi: 2008 Sonu


İstenen En Düşük Sistem Gereksinimi
3.4 GHZ Penitum 3\ AMD Athlon Class Processor
2 gb RAM
512 MB DirectX 10 compatible AGP graphics card with HW pixel & vertex shaders support
Sound Blaster compatible sound card
12 GB hard drive space
PC DVD-ROM

Maximum Sistem Gereksinimleri:
Pentium 4 3.4 Ghz
2.5 Gb Ram
1204 Mb Ekran Kartı
Sound Blaster compatible sound card
12 GB hard drive space
PC DVD-ROM

Steel Monkeys adındaki bir firma, 2 Days to Vegas isimli GTA benzeri 3. kişi kamerasından oynanan heyecan dolu aksiyon-macera oyununu duyurmuştu. Yapımcının belirttiğine göre araba takip sahneleri, aksiyon dolu anlar ve kurgudaki dönemeçler, sizi bilgisayar koltuğunuzla beraber odanızın duvarlarına vuracak. 48 saatlik bir sürede Amerika’yı birbirine katabileceğimiz oyun, bir gangsterin hayatını bizlere çarpıcı biçimde yansıtacak.

Daha detaylı anlatmak gerekirse;
Oyunda Vinny isimli hapisten yeni çıkmış birisini oynuyoruz. Vinny’nin tek istediği kız arkadaşıyla sakin bir yaşam sürmek iken
kardeşi Tony’nin başını derde sokması yüzünden kendisini çatışmalar, araba takiplerinin ve beklenmedik sürprizlerin arasında buluyor.
Oyun iki günlük bir zaman dilimi içerisinde geçiyor. Oyunda zamana karşı bir yarışa gireceğiz ve Amerika’nın belli başlı şehirlerinden
geçerek 2 gün içerisinde Vegas’a ulaşmaya çalışacağız. Oyunun grafikleri ise tek kelimeyle inanılmaz…


Condemned Criminal Origins

Geçtiğimiz yıl F.E.A.R. ile adından sıkça söz ettiren Monolith, ilk olarak X360 için hazırladığı Condemned: Criminal Originsin PC versiyonuyla nihayet karşımıza çıktı! Geçtiğimiz günlerde yapımın demo versiyonunu yayınlayarak beklentileri üst seviyelere taşıyan ekip, 13 Nisan tarihinde Condemnedin dağıtımına başladı.

Condemned: Criminal Originsin başarılı olacağının en büyük kanıtı, aynı yapımcıların elinden çıkmış olan F.E.A.R.dır. Daha önce hiçbir FPS oyununda rastlamadığımız kadar yüksek hareket kabiliyetine sahip düşmanlarıyla, başarılı yapay zekasıyla, yeterli fizik motoru ve muhteşem atmosferiyle, oynayanların üzerinde adeta film tadında bir etki bırakmıştı. Bu yüzden ki nice yayın organında övgülerle söz edilip, yüksek puanlar almıştı. Condemned: Criminal Originsden de hepimiz benzeri bir etki bekliyoruz. Bakalım Monolithin yeni FPSsi, neyi ne kadar başarmış?

İnsana karşı insan
İlk olarak şunu söylemekte yarar var. F.E.A.R. ile Condemnedin en önemli ortak yönü, her iki yapımında korku hissine etki eden bir oyananışa sahip olması. Buna karşın en önemli farkları da yine bu noktada ortaya çıkıyor. F.E.A.R.daki korku vericilerin doğa üstü canlılar olduklarını biliyorduk ve onlardan her an, alışılmışın dışında bir korku uyarısı bekliyorduk. Bu da gerilim hissini yükseltiyordu. Condemnedin farkı ise, olayların gerçek sebeplere dayanması ve karşımızda (Halka 1 ve 2 filmindeki Samaraya benzeyen F.E.A.R.daki ufak kız) Alma gibi doğa üstü güçleri olan birinin olmaması. Yani Condemnedda size yapılacak en büyük kötülüğü yine insanlar yapacak. Açıkçası hal böyle olunca, yani rakibimizi tanıyınca, oyun atmosfer olarak F.E.A.R ‘a göre bir adım geriden başlıyor. Sözü daha fazla uzatmadan, Monotlithin yeni oyununa giriş yapmakta yarar var.

Tam sürümün demodan ilk bakışta ayrılan farkı, menüye eklenen bir kaç seçenek olmuş. Archievements ile oyun için hazırlanan artları görebilirsiniz. İlk etapta hepsi kapalı ancak siz görevleri bitirdikçe açılıyorlar. Load Chapter ile, Load Gamei kullanmadan direk olarak bitirmiş olduğunuz görevlerin başından başlayıp, yeniden oynayabiliyorsunuz. Profile için ise artık çoğu oyunda karşılaştığımız, kendi ayarlarımızı saklayabileceğimiz bir tür modül olduğunu söyleyebiliriz.
İlk etapta Optionsı kullanarak, başta grafik/performans ayarlarınızı yaparak oyuna başlayın. Demoda da karşılaştığımız gibi, yapım F.E.A.R.a göre daha iyi optimize edilmiş. Bilindiği üzere F.E.A.R.ın performans sorununun en önemli kaynağı, Monolith tarafından hazırlanan ışık efektiydi. Bu efekt, maalesef sistemi çok zorladığı gibi, kapatılamıyordu da. Buna karşın Condenmedde böyle bir sorun yok. Monolith efektlerin üzerinde ince eleyip sık dokumuş olacak ki, F.E.A.R.da zorlanan sistemler Condemnedda gayet iyi performans verebilirler.

Demodan tanıdık başlangıç
Oyunda FBI ajanı Ethan Thoması kontrol ediyoruz. Bir cinayet vakası için olay mahaline vardığımız sırada bizi dedektif Dickenson karşılıyor. Kısa bir konuşmanın ardından terkedilmiş binaya giriyoruz. Işık efektleri göz alıyor. Dickensonı takip ederken anlıyoruz ki, burası demoda karşılaştığımız bölüm. Fakat yapımcılar tıpkı F.E.A.R.ın demosunda yaptıkları gibi bir kaç bölümdeki objeleri, aynı bölümde toplamışlar. İlerlediğiniz zaman anlayacaksınız ki, bu bölüm tam olarak demodaki değil. Bazı yerler farklı, uzun veya kısa olabiliyor ya da beklediğiniz bir düşmanın yerinde yeller esiyor…

İlk bölümün bitişi, demonun da son sahnesi oluyor. Oynayanların hatırlayacağı üzere iyice bir dayak yedikten sonra, camdan aşağı fırlatılıp, aracın üstüne düşüyoruz. Sonrası mı? İki polis mumurunun öldürülmesi olayında, şüpheliler listesinde yer alıyorsunuz ve sonra hem polislerden kaçıp kendinizi aklamaya hem de cinayetlerin ardındaki kişiyi yakalamaya çalışıyorsunuz.

Bu yolda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, ajan Ethan Thomasın ilerledikçe sanrılar görmeye başlıyor. Bölüm geçtikçe aklını kaçırmaya başladığını düşünüyorsunuz. Hatta bazen cinayetlerin arkasındaki ismin Ethan Thomas olduğu bile aklınızdan geçiyor. Özellikle ilk bölümün sonundaki sahne ve iki polis memurunun öldürülmesi, oldukça basitti. Polislerin ateş etmeyip, öldürülmeyi beklemeleri biraz şaşırtıcıydı. Hem de FBI ajanı Ethan Thomas orada dayak yerken! Bunu bir varsayım olarak kenara koyup, bu soruların cevabını oyunun sonuna dek alamayacağımızı belirtmek gerek.

Kanıtları teçhizatlar sayesinde değerlendiriyoruz.

Yanımızdaki teçhizatlar, kanıt toplamanız için gerekiyor. Oyun size gerekli yerlerde uyarı veriyor ve t tuşu ile teçhizatlarınızı kullanıyorsunuz. Kısaca onlardan bahsetmek gerekirse UV Light ile Ultraviole ışın vererek, kan ve diğer organik maddeleri görebiliyoruz. Laser Light ise bize geniş alanlardaki zerreleri ortaya çıkarmamıza yarıyor. Gas Spectrometerda havadaki koku ve elementleri ortaya çıkartıyor. Bunlar Detection Tools. Bir de Collection Tools var. Suç mahalinden Sampler ile gerekli örnekleri toparlıyorsunuz. 3D Scanner ile objeler hakkında bilgi topluyoruz. Digital Camerada, suç mahalinden resim almak için kullanılıyor.

Yapımda bazı yerlerde ölü kuşlar ve metal parçalar bulacaksınız. Bunları toplamanız halinde, bölüm sonunda daha çok eklenti kazanıyorsunuz. Oyunun gidişatına bir etkileri olmadığını belirtmekte yarar var.

Kendi silahını kendin bul

Düşmanların hareket kabiliyeti, F.E.A.R.dakilerden bile daha başarılı hazırlanmış. Bir kere saklanmak için duvar diplerini tercih etmeleri, bir yerlere tırmanmaları, koşmaları vb… davranışları, karşınızdaki düşmanı küçümsemenizin önüne geçiyor. Özellikle silah bulmak konusunda çok akıllılar. Ellerinde birşey yoksa, kimi yerde üzerinize sandalye fırlatabiliyorlar! Siz bunun şokundayken, sağa sola göz atıp, bir yerdeki metal parçasını çekip alıp, üzerinize saldırabiliyorlar! Sadece metal parçası da değil, oyun boyunca sayısız arbede silahı ile karşılaşacaksınız. Bunları sadece düşmanlar değil, sizde kullanacaksınız. Su boruları, çivili tahtalar, metal plakalar, dolap kapakları, itfayeci baltası, çekiç, inşaat demirleri… gibi nesnelere, oyun boyunca adeta canımızı emanet edeceğiz. Peki ateşli silahlar yok mu? Kısıtlı sayıdalar ve en önemlisi de, sağ sola saçılmış kurşunlar, Condemnedde bulunmuyor. Yani elimize bir silah geçti mi, tek bir mermiyi bile boşa harcamamız gerekiyor, aksi halde tahta sopaya talim etmek zorunda kalabilirsiniz!

Ateşli silah kullanmanın bir diğer ayrıntısı da, biten tabanca veya tüfeklerinizi, atmak zorunda olmamanız. Öyle ki kabzalar bile, bir tür arbede silahı olarak kullanılabiliyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, silahların ömrü. Güzel bir silah bulup, istediğiniz kadar kullanamıyorsunuz. Zira dövüştükçe, silahlar kırılıyorlar ve en sonunda kullanılamaz hale geliyorlar. O anlarda tekmelerinizi konuşturmanız gerekiyor.

Yakın dövüşte dikkat edilmesi gereken husus, silahların özellikleri. Bunlar damage, speed, block ve reach olarak belirlenmiş. Kimisi daha çok hasar verirken, bir diğeri daha yavaş olabiliyor ya da kimisinin savunması iyiyken, ötekisi daha uzağa kadar erişebiliyor.

Yapay zeka
Condemned: Criminal Originsi ilk defa oynarken, yapay zeka hakkında övgü dolu sözlere yer verebilirsiniz. Buna karşın tekrar tekrar veya uzun müddet oynama neticesinde, düşünceleriniz epeyce değişecektir. İlk bakışta gördüklerinizden artı değer olarak aklınıza kazınanlar, düşmanlara kazandırılmış yüksek hareket kabiliyeti olacaktır. Özellikle yakın dövüşte oldukça şaşıracaksınız. Düşmana vurduğunuz darbe ve silahın gücüyle doğru orantılı olarak, farklı tepkiler veriyorlar. Öyle ki darbenin şiddetiyle kendi etrafında daireler çizenler, geriye kaçanlar, elindeki silahı düşürüp, panik halinde silahını arayanlar, hatta yeni silah bulmak için çevreye göz atanlar, bulamadıklarında size kafa atmaya kadar geniş bir saldırı yelpazeleri bulunuyor. Gerçekten çok etkileyici.

Oynadıkça görüyorsunuz ki, yapay zeka bir çok yönden başarısız. Örneğin düşmanların saklanma huylarına anlam verebilmiş değilim. Bir kapı açıyorsunuz, düşman tam karşınızda! Biz onu görüyoruz, o bizi görüyor. Buna karşın gözünüzün önünde bir duvar arkası bulup saklanıyor. Yapacağı hamle de hep aynı; Bulunduğu yerden birden bire fırlayıp, size okkalı bir darbe vurmak! Açıkçası bir defa iki defa bu tuzağa düşüyorsunuz ama sonra tamamen etkisiz bir tuzak oluyor. Hatta biraz uğraşırsanız, o anlarda sizde düşmanınıza tuzak hazırlayabilirsiniz. Biraz yaklaşın ve o hareket ettiği sırada geri kaçın, zaten o ilk etapta vurma eylemi göstermeye programlandığı için, onun boşa giden hücumundan sonra, hızlı davranıp, kombine darbeler ile rakibinizi etkisiz hale getirebilirsiniz.

Eğer düşmanınızdan hiç darbe almadan ard arda vurursanız, bazı zamanlar rakibiniz sersemleyip, diz çöküyor. O anlar da ekranın sol alt köşesinde 1- RAM, 2- SLAM, 3- SNAP ve 4- PUNCH olmak üzere, çeşitli seçenekler beliriyor. Bunlar bir nevi son vuruş ya da ölüm vuruşu olarak adlandırılabilir. Ancak bunları kullanmak için hızlı davranmanız gerekiyor, aksi halde düşmanınız kendine gelebilir.

17:13
Condenmedde karşılaştığınız her saatin aynı dakikada durmuş olması, bir hata mı, oyun içi bir rastlantı mı veya oyun içi bir şeyi mi sembolize ediyor bilemiyorum. Fakat dikkat çekici bir ayrıntı. Belki de bunun cevabına yapımı bitirince ulaşabileceğiz.

Teknik ayrıntılara gelince, grafiksel olarak Condemned: Criminal Origins, olağan üstü bir kaliteye sahip değil ama çok kaliteli ışık efektleri sayesinde göze çok hoş, hatta kimi zaman büyüleyici geliyor. Çevre kaplamalarına bakınca yine başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Yüz kaplamaları da ortalamanın üzerinde. Müzikler rahatsız edici ve oyunun vermek istediği psikolojik gerilimi bir nebze olsun yansıtıyorlar ama yeterli değiller kanısındayım. Sesler başarılı ama elinizdeki yakın dövüş silahıyla vurduğunuz zeminlerden, hep benzeri sesler geliyor. Yani bir kısım sesleri yapımcılar atlamışlar. Genel olarak ortamlara sessizliğin hakim olduğunu da belirtmek isterim.

Teknik olarak neler gördük?

Condemnedi oynarken bizim kullandığımız sistem: P4 2.8 GHz işlemci, 1024 MB RAM ve 128 MB ATI Radeon 9800 PRO ekran kartı içeriyor. Grafik ayarlarının Detail sekmesinde herşey maksimumdayken, 1024×768 çözünürlüğünde gölge ayarları düşükteyken ve Antialiasing 2x olarak, oldukça rahat bir oynanış yakaladık. Böylelikle oyunun harika ışık efektlerinden ve görsel detaylarından da mahrum kalmadık.

Genel olarak bakıldığında Condemned: Criminal Origins, geçtiğimiz yıl F.E.A.R.ın yaptığı etkiyi yapabilecek bir oyun maalesef değil. Çok başarılı bir oyun, güzel bir atmosferi var, polisiye gerilim ve hatta korku tadında kurgusuyla, uzunca bir müddet oynanacaktır. Yine de ilerledikçe yapımın kendini tekrar ettiğini düşünmeye başlıyorsunuz. Son söz olarak, Monolith yine başarılı bir FPS yapmış. Tek kusuru belki de beklentilerin çok üst noktada olduğu bir yapım olması. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…

Counter Strike Patch v23

Counter strike patch v23 dosyasıdır…

İndirmek İçin:

http://rapidshare.com/files/173228297/patch.zip