Baglantilar

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

…….

Kendi yıldızının bir kızıl deve dönüşmesine dayanan bir dış gezegeni keşfeden bilimadamları, 5 milyar yıl sonra aynı şey başına gelecek Dünya’nın buna göğüs gerebileceği görüşünü ortaya attı.Uluslararası bir araştırma ekibi, Nature’da yayımlanan araştırmaya göre, yıldızı V 391 Pegasi’ye 255 milyon kilometre (1.7 astronomik birim) uzaklıkta ve ‘güneşinin kızıl bir deve dönüşmesine dayanabilen’ V 391 Peg 1 adını verdikleri dış gezegeni (exoplanet) keşfetti.

İtalya’nın Napoli kentindeki Ulusal Astrofizik Enstitüsü’den Roberto Silvotti başkanlığındaki gökbilimciler ekibi, keşfettikleri dış gezegenin, yıldızı V 391 Pegasi’ye çok yakın olmadığı için hayatta kalmayı başarabildiğine işaret ederek, yıldızı bir kızıl deve dönüşmeden önce V 391 Peg 1’in, uzaklığının, Dünya’nın Güneş’e uzaklığı ile kıyaslanabileceğini belirtti.

Gökbilimciler, bu keşfin yörünge uzaklığı 300 milyon kilometreden az olan gezegenlerin, yıldızlarının kırmızı deve dönüşmelerine dayanabileceklerini gösterdiğinin altını çizdi.

Kızıl dev, çekirdeğindeki hidrojeni tükettikten sonra çevresindekini de bitiren yaşamının son dönemindeki yıldızlara verilen isim. Bunlar sistemlerinde kendilerine yakın gezegenleri yutabilecek derecede genişliyor.

Bu olayın Güneş Sistemi’nde 5 milyar yıla kadar meydana gelmesi öngörülüyor. Astronomlar uzun bir süredir Dünya’nın kaderini sorguluyor.

Kaynak:CNN

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin e-posta yoluyla virüs göndererek bilgisayar sistemine zarar veren kişi hakkında verdiği beraat kararını bozdu.

Yargıtay, “Sanık, virüslü e-posta göndererek bilgisayar sisteminin bozulmasına, iş ve zaman kaybına neden olmuştur.” dedi. Yargıtay’ın bu kararının ardından virüslü e-posta gönderenler hakkında ‘bilgisayar sistemine zarar vermek’ suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyet kararları verilebilecek.

Adana’da yaşayan M.Ç. kendi adına kayıtlı bilgisayar adresinden E. İnşaat Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ndeki bilgisayar sistemine zarar verecek virüs içerikli e-posta gönderdi. Olayın yargıya intikal etmesi üzerine hakkında dava açılan M.Ç., virüslü e-posta gönderdiği yolundaki iddiaları reddetti. Duruşmalarda dinlenen tanıklar, şikayetçinin sanık M.Ç. ile evlenmek istediğini, M.Ç.’nin bunu kabul etmemesi üzerine iftiraya maruz kaldığını iddia etti. Çukurova Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Yard. Doç. Dr. B.M., mahkemeye sunduğu bilirkişi raporunda; virüslü e-postanın veritabanından otomatik olarak alınabileceğini ve gönderilebileceğini, bu veritabanını kullananların el ile değiştirebilmelerinin mümkün olduğunu, virüslü e-postanın geldiği adresin ‘Yahoo’ adlı internet sitesinden öğrenilebileceğini belirtti. Bilirkişi raporunda aynı zamanda virüs içeren e-postanın virüsü otomatik olarak yayma özelliğine sahip olduğuna da dikkat çekildi. Virüsün çalışarak sisteme ait olan dosyaları sildiğini ve sistemi çalışamaz hale getirdiğini de belirten bilirkişi, e-postayı gönderen bilgisayarın IP numarası, gönderici ve alıcı adreslerinin servis sağlayıcı firmalardan resmî yollarla istenebileceğini kaydetti.

Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesi, bilirkişi raporunda virüslü e-postayı kimin gönderdiğinin tespit edilemediğini belirterek, sanık hakkında ‘beraat’ kararı verdi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, emsal bir karara imza atarak mahkemenin verdiği kararı bozdu. Yargıtay, sanık hakkında eksik inceleme yapılması nedeniyle verilen beraat kararını bozdu. Yargıtay, virüslü e-postayı gönderen kişinin IP adresinin bulunması gerektiğini, daha sonra bu adresin belirtilen tarih ve saatte hangi abone tarafından kullanıldığının ve abonenin açık adres, kimlik bilgilerinin talep edilmesini, ayrıca adresin sanıkla ilgisinin tespitini, toplanan delillerin bir bütün halinde değerlendirildikten sonra sonucuna göre şahsın hukuki durumunun takdir edilmesini istedi.

Kaynak: zaman.com.tr

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

Artık cepten bedava konuşacağız. Sistem geliştiriliyor. Nasıl mı olacak?

Gelişmekte olan ülkelerde iletişim olanaklarını önemli ölçüde artırması beklenen ve internetteki “peer-to-peer” (P2P) teknolojisinden esinlenen sistem, bir mobil telefon baz istasyonu olmaksızın, cep telefonları arasında iletişim sağlamayı amaçlıyor.

Kırsal kesim veya çöl gibi baz istasyonu olmayan bölgeler için tasarlanan sistem, halen TerraNet şirketi tarafından Tanzanya ve Ekvador’da deneniyor.

TerraNet’in kurucusu Anders Carlius, bu fikrin 2002’de Tanzanya’da safari yaparken aklına geldiğini ve zayıf şebeke bağlantısının sadece birkaç metre ötedeki diğer arazi aracında bulunan arkadaşlarının telefonlarını çaldıramadığını anlayınca, başka bir teçhizata gereksinim olmaksızın iki telefon arasında konuşma yapılıp yapılamayacağını düşündüğünü belirtiyor.

Ericsson’un desteğindeki İsveç şirketinin geliştirdiği teknoloji, P2P gibi çalışmaya uyumlu cep telefonları aracılığıyla, şebeke içinde veri gönderilmesi ya da konuşma yapılmasını öngörüyor.

Cep telefonları birbirleri arasında bağlantı kurarak, sistemin menzilini genişletiyor ve bir mini şebeke oluşturuyor. Sistem şimdilik, her cep telefonları arasında bir kilometrelik bir menzilde çalışıyor.

Sisteme dahil telefonlar arasında ücretsiz görüşme yapılan sisteme dahil bir telefon açıldığında, menzili içindeki bir başka telefonu aramaya başlıyor, eğer bulursa bağlanıyor ve radyo şebekesini yaymaya başlıyor.

Sistemin ucuz bir USB bağlantısıyla bilgisayarda internet üzerinden TerraNet şebekesinin diğer aboneleriyle de konuşma olanağı sağlayacağını belirten İsveç şirketinin yetkilileri, deneme aşamasındaki sistemin Afrika, Güney Amerika, Hindistan ve Çin gibi yerlerde insanlara ilk kez bir dijital kimlik vermenin yanı sıra öğrencilerin kendi aralarında iletişimi için de harika bir yöntem olacağının altını çiziyor.

Kaynak: internethaber.com

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

Güneş enerjisiyle işleyen İngiliz uçağı, pilotsuz en uzun süreli uçuş rekorunu kırdı.

İngiltere’nin savunma şirketi Qinetiq tarafından imal edilen Zephyr adlı pilotsuz araç deneme uçuşu sırasında 54 saat havada kaldı. Araştırmacılar, güneş enerjisini kullanan bir aracın ilk kez başka enerji kaynaklarına başvurmadan üst üste iki gece uçtuğunu söylüyor.

Ancak Zephyr’in kırdığı 54 saat rekoru resmen kayıtlara geçemeyecek, çünkü çok gizli gerçekleşen deneme uçuşuna dünya hava sporları federasyonu FAI’nin temsilcileri katılmadı.

Fakat Qinetiq şirketi, Zephyr’in 33 saat süren bir başka deneme uçuşunu federasyon yetkililerine bildirdiğini ve bunun da bir rekor olduğunu söylüyor.

Bundan önce pilotsuz en uzun süre havada kalma rekoru 2001 yılında jet motoruyla işleyen Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait Global Hawk keşif uçağının 30 saatlik yolculuğuydu.

Zephyr’i imal eden ekipten Chris Kelleher, “Bizim uçağımız çok daha yükseğe tırmanıyor ve uzun süre uçabiliyor” diyor.

Qinetiq şirketi, uçağın askeri amaçlarla kullanılabileceği gibi yeryüzünün fotoğraflanması ve iletişim alanlarında ticari uçuşlara da hizmet edebileceğini söylüyor.

MARS’A YOLCULUK?
Zephyr’in deneme uçuşu ABD’nin New Mexico eyaletindeki askeri üssünde gerçekleşti. İki kanat arası genişliği 18 metreye varan pilotsuz uçak, iki gün hiç durmadan uçtuktan sonra bir arıza nedeniyle inmek zorunda kaldı.

Pervaneli uçak, ikinci deneme sırasında, hava muhalefeti nedeniyle daha az süre havada seyretti.

Zephyr’in pazarlama müdürlerinden Paul Davey, “Dünyada ilk kez böyle bir uçağı iki gün boyunca güneş enerjisiyle uçurtmayı başardık” diyor.

Gün boyunca güneş enerjisini depolayan Zephyr’in pilleri uçağın gece de havada seyretmesini sağlıyor.

Uzaktan kumandayla yönetilen pilotsuz uçak, deneme sırasında 18 bin metreye kadar çıktı.

Güneş enerjisiyle gece de işleyebilen pilotsuz uçak denemesi bir ilk değil. 2005 yılında Amerikan şirketi AC tarafından imal edilen SoLong 48 saat havada kalmıştı.

Ancak iki uçak arasında önemli bir fark var. Zephyr’in pilleri devamlı olarak çalışır halde kalabiliyor. SoLong ise belirli aralıklarla havada süzülerek gitmek zorunda.

Nasa’nın geliştirdiği Pathfinder ve Helios uçakları da benzer mantık üzerine kurulu. Nasa, güneş enerjisini kullanarak ileride bu tip uçakların uyduların yerini alabileceğini ya da Mars gibi gezegenlere pilotsuz sefer düzenlenebileceğini tahmin ediyor.

Nasa’nın ürettiği Helios adlı araç 2001 yılında 29,5 kilometreye yükelerek, roketsiz çalışan kanatlı bir aracın irtfa rekorunu kırmıştı.

Fakat Helios 2003 yılında Hawaii yakınlarındaki Kauai adasında bulunan Amerikan üssünün hava sahasında uçarken parçalanarak düştü.

Kaynak: Ntvmsnbc.com

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

Türk Telekom, 2 milyon IP DSLAM portuyla internet erişim altyapısını yeniliyor. Bu sayede 20 megabitin üstünde bir hızla internet bağlantısının yanı sıra canlı sayısal TV yayını, isteğe bağlı içerik teslimi, IP telefon gibi hizmetleri sunabilecek.

Türk Telekom’dan yapılan yazılı açıklamada, şirketin yaklaşık 110 milyon Euro’luk yatırımla internet erişim altyapısını yenilediği ve 2 milyon IP DSLAM port ilavesi yaptığı bildirildi. Açıklamada, Türk Telekom’un, IP DSLAM adı verilen yeni nesil internet erişim cihazları sayesinde 20 megabitin üstünde bir hızla internet bağlantısının yanı sıra canlı sayısal TV yayını (Broadcast TV), isteğe bağlı içerik teslimi (Video on Demand), IP telefon ve yüksek kalitede video konferans gibi hizmetleri sunabileceği kaydedildi.

Türk Telekom’un, söz konusu yatırımda Alcatel-Lucent, Huawei, Meteksan Sistem ve ZTE Corporation ile işbirliği yaptığı, bir süre önce düzenlenen imza töreniyle erişim altyapısı yenileme çalışmalarına başlandığı belirtildi.

Açıklamada, yeni nesil internet erişim cihazları olarak bilinen IP DSLAM ile erişimin IP üstüne yoğunlaşacağı, üçlü oyun olarak tanımlanan bir sistem kapsamında ses, veri ve görüntü bir araya gelerek tek bir kanaldan iletilmeye başlanacağı ve multimedya içeriği ile zenginleşen iletişim imkanlarının kişiye özel iletişimle farklılaştığı ifade edildi.

Ses, veri ve görüntünün üçlü oyun (Triple Play) adı altında birleşmesiyle, internet üstünden TV yayınlarının mümkün olması (IPTV), istenen anda istenen video içeriğine internet üstünden ulaşılması (Video on Demand), internet üstünden telefon konuşmalarının yapılmasının (VoIP) sağlanacağı belirtildi.

Yeni IP teknolojilerinin yeni nesil ağlar (NGN), üçüncü kuşak mobil haberleşme hizmetleri ve IPTV taşıyıcı ağı için sağlam bir temel sağladığı, geleneksel DSL teknolojilerinin kısıtlarını ortadan kaldırdığı kaydedildi.

Açıklamada, konuya ilişkin bir değerlendirme yapan Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Celalettin Dinçer, IP DSLAM teknolojileri sayesinde ADSL2 ve VDSL2 gibi saniyede 20 megabitin üstünde geniş bant internet teknolojilerinin kullanıcılar tarafından kullanılmaya başlanacağını ifade ederek, “Kullanıcı tarafında büyük bir çoğunlukla yatırım yapmayı gerektirmeyen bu sistemler sayesinde farklı hizmetler sunulabilecek” dedi.

Kaynak: NTVMSNBC

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi’nin ilk etabını oluşturan Ankara-Eskişehir hattında gerçekleştirilen deneme seferlerinde saatte 275 kilometre olarak hedeflenen test hızı aşıldı.

Ankara-Eskişehir hızlı tren hattında, 23 Nisan 2007’de başlayan test sürüşlerine, İtalya’dan kiralanan 3 vagon ve 2 makineden oluşan setle devam ediliyor. Başlangıçta 70-80 kilometre hızla başlanılan test sürüşlerinde, saatte 275 kilometre test hızına ulaşılması hedefleniyordu.

TCDD yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Eskişehir sınırları içinde Beylikova-Yunusemre arasında bugün yapılan test sürüşlerinde, saatte 275 kilometre olarak belirlenen test hızı aşıldı ve kısa bir süre için saatte 282 kilometre hıza ulaşıldı. Yetkililer hızlı trenin yaklaşık 20 kilometre boyunca saatte ortalama 275 kilometre hızla gittiğini ifade ettiler.

Kaynak: AA / Samanyoluhaber.com

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

Arama motoru Google, geçen ay ilk kez Microsoft’un sitelerini geride bırakarak, en çok ziyaret edilen internet sitesi oldu. Araştırma grubu Comscore’un yayımladığı araştırma sonuçlarına göre, Google ve Google’a bağlı siteleri, geçen ay 528 milyon ayrı kullanıcı ziyaret etti. Google’a bağlı siteler arasında “YouTube” gibi video siteleriyle “Google Mail” de bulunuyor. Comscore’a göre, Microsoft ve Microsoft’a bağlı siteleri ziyaret eden kullanıcı sayısı ise 526,9 milyon oldu. Araştırmada, geçen yıl mart ayına göre Google’ı ziyaret edenlerin sayısının yüzde 13, Microsoft’u ziyaret edenlerin sayısının ise yüzde 4 arttığı belirtildi.

Comscore yetkililerinden Andrew Lipsman, Google’ın geçen yıl sonunda satın aldığı “YouTube” sitesini geçen ay 160,8 milyon ayrı kullanıcının ziyaret ettiğini söyledi. “YouTube” sitesine geçen yıl mart ayında 22 milyon ayrı kullanıcı girmişti.

Araştırmaya göre, Google ve Microsoft’tan sonra en çok tıklanan 3. site 473,3 milyon ayrı kullanıcıyla “Yahoo!”, 4. site de 272 milyon kullanıcıyla “Time Warner” oldu.

Açık artırma sitesi “eBay” 256 milyon kullanıcıyla 5. sırada, internetteki ansiklopedi “Wikipedia” 212,1 milyon kullanıcıyla 6. sırada, “myspace”in de aralarında bulunduğu siteleri içeren Fox Interactive Media 151,2 milyon kullanıcıyla 7. sırada yer aldı.

Comscore’a göre, geçen ay en çok ziyaret edilen 8. site 149,6 milyon kullanıcıyla alışveriş sitesi Amazon, 9. site 129,3 milyon kullanıcıyla CNET, 10. site de 111,4 milyon kullanıcıyla arama motoru “Ask” oldu.

15 yıldan uzun süredir internet kullanıcılarının sayısını değerlendiren Comscore’a göre, geçen ay interneti yaklaşık 762 milyon ayrı kişi kullandı.

Kaynak:  www.turk3.com

Yazar: | Kategori: Haberler
Yorum: 0

Bilgisayar güvenliği uzmanları, bir internet arama motorundan bulunan siteye tıklandığında yüzde 4 casus yazılım veya bilgisayar virüsü bulaşma ihtimali bulunduğu uyarısı yaptılar. Anti virüs yazılım şirketi McAfee tarafından yapılan bir araştırmada, sadece ABD’deki kullanıcıların kendilerini online güvenlik sitelerine götürmesi amacıyla ayda 276 milyon civarında arama yaptıkları ortaya çıktı. Virüsle mücadele şirketinin, internetin beş büyük arama motoru, webdeki aramaların yüzde 93’ünü oluşturan Google, Yahoo, Msn, AOL ve Ask’da yaptığı araştırmada, American On Line (AOL) şirketi en güvenli, Yahoo ise en riskli çıktı. AOL’de yapılan aramalarda sitelerin yüzde 2,9’u, Yahoo’da ise yüzde 5,4’ünün riskli olduğu belirlendi.

McAfee şirketinin araştırmasında, webde yapılacak en tehlikeli aramaların da dijital müzik paylaşımının olduğu P2P siteleri olduğu ortaya çıktı.

“Bearshare” P2P sitesi yüzde 45,9 ile en riskli sonucu verirken, bunu yüzde 37,1 “Limewire”, yüzde 34,9 ile “Kazaa” ve yüzde 32 ile “Winmix” izledi.

Diğer riskli arama kelimelerinin de yüzde 42 ile “screensavers” (ekran koruyucu) ve yüzde 31,1 ile “wallpapers” (duvar kağıdı) olduğu belirlendi.

Kaynak:  www.turk3.com

Yukarı
Yazilar iin RSS aboneligi