[Resim]

Silahını seç ve en çevik RTS’ye başla.

Massive Entertainment’in, hepimizin bildiği kalıplar içerisinde bir RTS yapmadığı açıkça belli. World in Conflict, U.S. ile S.S.C.B. arasındaki soğuk savaşı bu oyunda çözecek gibi gözüküyor.

Yayınlanan oyun içi videolarına göre, bu kadar bol aksiyon içeren bir RTS ile henüz karşılaşmamıştık. Haritanın her köşesinde bir aksiyon, deyim yerindeyse bir bir savaş karmaşıklığı var. Ağaçların arasından çıkagelen piyadeler, tepenizde dolanan ve silahlarını hazırda bekleten helikopterler, roketlerini dolduran tanklar, yıkık sokakların arasında saklanan düşman Adeta nefes almak için vaktiniz yok. Savaş oyunlarında klasikleşen “bir adım önünüzde” gerçekleşen patlamalar ve havalarda uçuşan el bombaları da bu kaos ortamına büyük etki ediyor. Eğer kıyamet 1989 yılında gerçekleşseydi büyük ihtimal World in Conflict’deki sahnelere benzer sahneler yaşanırdı diyebiliriz.

[Resim]


MULTIPLAYER:

World of Conflict’in multiplayer oynama özelliği klasik RTS’lerdeki gibi ordu kur – yönet – mouse’un sol tuşuna bas mantığından sıyrılıyor Oyundaki tüm oyuncular her üniteye her birime ve her yapıya sahip oluyor böylece birebir savaşlarda tam teçhizatla savaşıyorsunuz. Ordu kur – savaş mantığından ziyade strateji belirlemek yeterli geliyor. Az askere sahip olup da akıllıca bir stratejiyle sayısız askeri son yolculuğuna uğurlayabiliyorsunuz.

[Resim]


EKİP, TOPLANIN

Oyundaki en önemli stratejilerinizden biri takım çalışması olmak zorunda. Bir düzine asker ve birkaç sağlam tank ile akıllı bir saldırı yapmak varken “şu 3 asker önden gitsin ne kadar adam alırsa kârdır” mantığı bizlere sadece askerlerin cesedini kazandıracaktır. Ayrıca oyunda zırhlı ünitelerin komutanları, tek başına kafasına göre ilerleyemeyecek zira kendi ünitesinden bir tank infilak ettiğinde kendini savunması imkansız durumda. Oyunda müttefik güçlerin önemi oldukça fazla. Onlar olmadan tek başınıza koskoca ordulara direnmeniz bir hayli zor. Daha önce de dediğimiz gibi, başarının altın sırrı takım çalışmasında.

[Resim]


Kıdemli RTS oyuncuları için bile bu oyunda öğrenecekleri çok şey mevcut. Düşman ünitelerin ordusunu analiz etmeye ve düşman üssünü işgal etmeye konsantre olunmuşken World in Conflict, savaşı ayakta tutmayı başarıyor ve planlanmadan, amatörce yapılan saldırılarda ordunuzu kaybetmekle kalmıyorsunuz, aynı zamanda kendi üssünüzü de kaybediyorsunuz. Zira üzerine düzinelerce ünitenin yağdığını gören düşman, ya müttefiğine ya da uzaklarda bir birliğine sizin üssünüzü işgal etmelerini söylüyor. Bu yüzden stratejinizi çok iyi planlamanız gerekir.

[Resim]


Oyun esnasında kimi yerlerde kalabalık savaşlar gördüğünüz zaman hiç bu savaşa girmeyip kendi başınıza bir yol çizebilirsiniz. Farklı bir görev ile ilerleyip amacınıza ulaşmak da mümkün. Fakat söylemek zorundayız ki savaşmayı tercih etmezseniz çok sıkıcı görevler sizleri bekliyor.

[Resim]


Gelmiş geçmiş en hızlı oynanan, hareketin bir an bile durmadığı en seri RTS ünvanına aday olan World in Conflict, bu seneki RTS oyun piyasasına büyük soluk getireceği kesin. Özellikle Supreme Commander’ın yeni oyunu da kapıdayken RTS severler için güzel günler geliyor.