Sanırım bana olduğu gibi, size de Sims oyunlarından sıkıntı gelmiştir. Hala severek oynayanlar da var demek ki, oyunların ardı arkası kesilmiyor. Sims, bir aileyi kontrol edebileceğimiz, gayet masum bir oyundu. Seri büyüdükçe, hemen her konuya el atıldı. Tabi bazı kaka konular atlandı. Aşk konusuna da el atılmıştı ama, çeşitli sınırlamalarla birlikte. Singles ise, bu sınırlamaları tanımayan, çıplaklığı sonuna kadar destekleyen, cesur bir oyun.

Singles, Sims’e benzerliği ile öne çıkıyor ilk olarak. Oyuna başladığınız zaman, basit bir menü karşınıza çıkıyor. Ayarlardan sonra, hemen oyuna giriyoruz. Bana kalırsa, kısa tanıtım turundan bir geçin ve oyuna ısının. Ardından, normal oyun veya serbest yun seçeneklerinden birini seçmelisiniz. Serbest oyunda, sıfır bir apartman dairesinde başlıyorsunuz. Duvarlar bile yok. Herşeyi sıfırdan tasarlamanız gerekli. En sondaki seçenek villa ise, ileride karşımıza çıkacak.

Oyunda, bir erkek ve bir kadın var. Bunları bölüme başlamadan seçebiliyoruz. Ayrıca, eşcinsel kişileri de seçme şansımız var. Karakterler, birbirlerine çok uzaklar ilk aşamada. Onları birbirine yakınlaştırmak size kalıyor. Konuşmalar, hediyeler, şakalar, sohbetler, aşk oyunları ve benzeri şeyleri tasarlamak da size kalıyor. işin sonu da yatakta bitiyor. Hem de hiç sansür olmadan.

Herşey bu kadar basit de değil. Karakterlerin doğal ihtiyaçlarını da karşılamanız gerekiyor. Açlık, tuvalet, temizlik, rahatlık ve benzeri şeyleri maksimumda tutmanız lazım. İşte oyun burada Sims’e çok yakınlaşıyor. Hatta, arayüz bile çok benziyor diyebiliriz. Bu iyi birşey bence çünkü oyuna yabancılık çekmeyecek birçok kişi. Kontrollerin de kolay olmasından dolayı, oyuna hemen alışacağız ve iki kişiyi yatakta birleştirmek için çalışmalara başlayacağız 🙂 Amaç genel anlamda bu değil tabi ama, olsun. Hepinizi iyi tanıyorum. Sizi sapıklar sizi 🙂

Adım gibi eminim, birçok kişi bu oyunu arkadaşlarına karakterleri çırılçıplak soyarak gösterecektir. “Bak, baaaak” diyerek. Ben kendimden biliyorum 🙂 Evet. Oyunda sansür denen birşey yok. Böyle olması da gerekiyor. Yıl olmuş 2004, AB kapısında bekliyoruz. Artık böyle şeyler ayıp olmamalı, konuşulmalı, sohbet konusu olmalı, oyunları oynanmalı. çıplaklık doğallıktır. Bu oyun da, size bu düşünceyi damardan aşılıyor zaten.

Karakterlerin genel ihtiyaçlarını karşılamak için, evinizde birşeylerin olması lazım. İlk aşamada, paranız sınırlı olduğundan, ikinci el eşyalar falan alabiliyorsunuz ve iş buldukça, çeşitli yollardan para kazandıkça, eve yeni eşyalar alıyorsunuz. İki karakteri de siz yönettiğiniz için, bazı şeyleri ilk aşamada dengeli kullanmak durumunda kalıyorsunuz. Ardından, karakteriniz bir yönde gelişiyor ve karakteri olgunlaşıyor. İki karakterin arasında duygusal bağ oluşması da, oldukça uzun bir süreç gerektirecek. Ama hedefinize ulaşmak çok da eğlenceli.

Böyle güzel bir konuyu görsel ve işitsel öğelerle zenginleştirmek, çok harika bir oyunun ortaya çıkmış olması anlamına geliyor. Grafikler mükemmel. Özellikle karakterler süper modellenmişler. Her karakterin her detayına (?) özen gösterilmiş, hareketleri çok gerçekçi olarak capture edilip dijitalleştirilmiş. Aynı zamanda, eviniz de çok gerçekçi, eşyalar mükemmel. Ses efektleri de aynı şekilde harika. Konuşmalar saçma sapan kelimelerden oluşuyor ve text’lerle destekleniyor. Müzikler zaten daha ana menüde size kalitesini gösteriyor.

Hafif sistemleri zorlayan bir oyun olsa da, grafiklerden biraz ödün vererek Singles’ı gayet akıcı bir hale getirebiliyorsunuz. 1Ghz işlemci, 64Mb ekran kartı ve 256Mb bellek ile, keyifli vakit geçirebiliyorsunuz.