Neighbours from Hell. Çok basit bir oyun. Ne grafikleri 3D, ne de sesleri Dolby Surround. Teknoloji yönünden hiçbir özelliği yok. Ama yine de oyuncuları koltuklarına çivileyebiliyor. Her zaman görsellik ön planda olacak diye bir kural yok. Bu oyun bunun en büyük ispatı. Eğlenceli oynanışı, tek tıklamayla harikalar yaratılabilmesi, NFH’yi mükemmel bir oyun yapmıştı.

Oyunu daha önce oynamamış olanlara oyundan bahsedelim biraz. Ayrıca kesinlikle ilk bölümünü de oynayın oyunun. Uzun bir oyun değil. Sırf 1-2 saat eğlenmek amacıyla, oynamanızı tavsiye ederim. Oyunda biz abartı yaramaz bir adamız. Bu adam, komşusuna çeşitli şakalar yapmayı çok seviyor. İlk bölümde, evin odalarına çeşitli tuzaklar kurarak, komşusunu çileden çıkartıyordu. Bu sefer de, tatili zehir ediyor adamcağıza. Adam kalkmış Çin’e gitmiş. Çok güzel zaman geçireceğini hayal ediyor. Ama yaramaz komşusu, tatili cehenneme çeviriyor.

İlk oyundan bu yana, hiçbirşey değişmemiş. Sadece mekan değişmiş o kadar. Bu sefer, açık alanda takılıyoruz. Yine birbirinden değişik tuzaklar var. Bu sefer, tuzakları kurmak biraz daha zorlaşmış. Özellikle son bölümlere doğru, tuzakları hazırlamak 2-3 işi ard arda yapmanızı gerektirebiliyor. İlk oyunda bir cismi başka bir yerde kullanarak tuzakları hazırlamanız ve ortadan kaybolmanız yetiyordu. Bunda da öyle şeyler var ama sonlara doğru daha zorlu tuzaklar oluyor. Mesela bir aslan heykelinin boynuna dinamit yerleştirerek o dinamiti başka bir cisimle yakmanız gerekli. Kopan aslan kafasını da, başka bir noktada tuzak olarak kullanmanız lazım. Tüm bunlar size bir puan kazandırıyor.

Oyunun konsepti yine aynı. Komşuya yakalanmadan etrafta dolaş. Çeşitli malzemeler topla, ve bunları gerekli yerlerde kullan. Zaman sınırlaması yok ama ilerleyen bir zaman var. İşleri ne kadar erken yaparsanız o kadar puan kazanıyorsunuz. Ayrıca ard arda yapılan şakalarla komşunuz çılgına dönüyor. En soldaki bar en üste ulaşırsa, büyük ödüller alıyorsunuz. Bir bölümü ilk defa oynarken neyin nerede olduğunu kestirmek biraz zor oluyor ama herşeyi öğrenip yeniden oynayarak, o bölümde rekor kırabilirsiniz.

Bölümlerde 5 veya 6 tane şaka yapmanız gerekli. Normalde 3-4 tane de yetebiliyor bir sonraki bölümün aktif olması için ama ileride diğer gizli bölümlerin açılması için, tüm şakaları bulup yapmanız gerekiyor. Hepsini bitirdiğiniz zaman, bölüm bitiyor. Yeterli sayıda şaka yaptığınızda, hepsini bitirmeden bölümü geçmek isterseniz, sağ alt köşedeki “thick” işaretine tıklamanız yeterli.

Oyun yine eskisi gibi çok kolay kontrol ediliyor. Sol fare tuşu ile herşeyi yapıyorsunuz. Karakterinizi biryerlere yürütmek için, yere tıklamanız yeterli. El ikonu çıkan yerden, birşeyler alıyorsunuz. Diğer ikonda da, cisimleri kullanabiliyorsunuz. Hedef tahtası çıkarsa biryerde, o zaman oradaki cismi almak biraz daha zor demektir. Bir hedef tahtası çıkıyor ve bir de cisim. Ortada cisimin dış hatlarının belli olduğu bir resim var. Siz cismin kendisini, çiziminin üzerinde tutmaya çalışıyorsunuz. Cisim hep hareket ediyor ve belirli bir süre gerekli yerde tutamazsanız, başa dönüyorsunuz. Bu yerlerde önemli şeyler olduğundan, uğraşmanız ve içindekileri almanız gerekiyor.

Oyunda, artık sadece yaşlı ve göbekli komşumuz yok. Bir de Olga adında dev bir kadın ve minik oğlu da var. Bunlara şaka yapmıyorsunuz. Aksine, şaka yapmak için kullanıyorsunuz. Mesela minik çocuğun eline oyuncak bir ayı vererek, o an oynadığı ve sizin işinize yarayacak birşeyi alabiliyorsunuz. Olga ile masa tenisi oynayacak olan komşunuz, tenis masasına gelmeden önce topu yumurta ile değiştirdiğinizde, adam yumurtayı Olga’nın suratına atıyor ve Olga da gidip komşunuzu pataklıyor. Bunlar çeşitli örnekler. Özellikle Olga, çok eğlenceli birisi. Dev gibi olması da ayrı bir komiklik. Komşumuz da, çok zevkli adammış 🙂

Oyundaki grafiklerde hiçbir değişiklik olmamış. Ben önceki oyun için kötü şeyler söylense bile, beğenmiştim grafiklerini. İlk oyunun incelemesini yapan arkadaş da beğenmişti zaten. Ama bazı yabancı sitelerde, oyunun abartı basit olmasından dolayı, boşa geçirilen zaman olarak değerlendirilmiş. Bence öyle değil. Oyun çok kısa olabilir ama birkaç kişi bir arada oynandığında, az da olsa iyi vakit geçirmenizi sağlıyor. Grafikler değişmemiş. mekanların değişmesi bence yeterli. Çin motifleri kullanılan oyunda, heryerde değişik detaylara yer verilmiş. Bir deniz kenarı ve klübelerde olması gerekenher detay düşünülmüş. Etkileşime gireceğiniz cisimlerle dekor amaçlı çizilmiş cisimler arasında grafik farkı yok. Heryer aynı. Karakterler de sprite’lardan oluşmakta ama bunu zor anlıyorsunuz. Karakterlerin oyuna oturtulması, başarılı şekilde gerçekleştirilmiş. Dİkkatli bakmadıkça, piksellenmeyi görmüyorsunuz.

Ses efektleri de başarılı. Efekt olarak, komşumuzun meşhur homurdanması başı çekiyor. Bir de, bu bir şov olduğundan, seyircilerin gülmesi, alkışlaması da duyuluyor. Ayrıca bizim karakterin gülüşü de duyulmaya değer. Bunların yanında, bölümlere özgü sesler de oyunda var. Bunlar kaliteli sesler. Oyunda dialog olmadığından, bu sesler yetiyor. Ses kalabalığı olmaması, oyunu daha sade yapmış, sıkıcı olmaktan uzaklaştırmış.

Müziklere bakacak olursak, yine Çin ezgileri taşıyan müzikler kullanılmış oyunda. Bence çok harika olmuş. Fazla parça yok oyunda ama sıkmıyor. Paldır küldür müzikler de değiller. Asansörlerde çalan parçalar gibi. Alttan alttan, hafifçe duyuluyor, kulaklarınızı okşuyor.

Böyle basit bir oyundan, süper bir sistem istemesi beklenemezdi herhalde. Bilmiyorum minimum sistem gereksinimleri nedir ama ben düşük sistemlerde deneyemedim. Ama duyduğuma göre, 500Mhz işlemcili 64Mb RAM’li ve TnT ekran kartlı makinelerde bile süper çalışıyormuş. Daha düşüklerde de çalışacağından eminim.