halo 3 inceleme

Üç sene bir saniye gibi geçti, en azından Master Chief için, çünkü bizim 3 senelik bekleme sürecimiz onun için sadece Halo 2’nin sonuna eklenilen hikâyesi oldu. Halo 3 tam olarak 2. bölümün bitiş noktasından devam ediyor. Kahramanımız dünyaya doğru yol alırken asıl hedefi İnsanların ve ittifakın arasındaki savaşı durdurmaktı. Fakat maalesef kahramanımız uçuş derslerini biraz asmış olacak ki, şatafatlı ve muhteşem bir karşılama komitesi sevinç içinde onu üslerinde berklerken, sen gel Allianz birliklerin elinde bulunan balta girmemiş ormanın tam ortasına, Spartan 117 uçağı ile beraber çakıl. Fakat sorun değil. Gerçek kahramanlar 2 kilometrelik bir düşüşten mi korkacak canım. Mjolnir Mark VI-Savaş kostümünden çamurları temizledikten ve silkindikten sonra kahramanımız yeniden savaşa hazırlanıyor. Nede olsa evrenin geleceği onun ellerinde.

Kötü niyetli uzaylı arkeologlarAllianz’ların dünyaya varışından beri tarih aşırı derecede değişti. O ihtişamlı başkentlerden eser bile kalmamış. Her şey yerle bir olmuş harabe olan bölgelerde. Tabiî ki bu yabancılar sadece bizim dünyamızı yok etmek için gelmemişler, çünkü bir amaçları var. Dünyayı insanlardan arındıracak ve mistik bir araştırma yapacaklar. Burada da insanlığımızın savunma planında birçok açık bölge olduğundan dolayı, tarihimizi ve geleceğimizi kahramanımızın ellerine teslim ediyoruz.

Birçok FPS oyununda olduğu gibi vicdansızca ve vahşi bir şekilde dövüşmenize ve sayısızca silahınız olmasına rağmen, Halo oyun dizisinde fark yaratılarak değişik ve kendine has oyun tarzı ile sizi evrenin ve dünyanın kahramanı yapmaya hazırlıyor. Xbox-360’ın verdiği grafiklerden ve oyunun akışından dolayı zaten bir havaya giriyorsunuz, fakat aynı zamanda kendinizi ateşin içine atarak düşmanınızla yüzleşiyorsunuz. Düşmanınız her bir yerde üsler kurmuş ve bir zamanlar barışçıl bulutlarımızın arasında artık uzay araçları uçuşuyor. Yönlendirmede çok az değişiklik yapıldığından dolayı sanki hiçbir zaman unutmamış gibi kendinizi hemen oyuna adapte ediyorsunuz ve sadece elinizde 2 silahınız ve belinizin kemerinde birkaç bomba ile yollara koyuluyorsunuz.

Dokuz bölümde dünyanın sonu

Halo 3, Single versiyonu toplam 9 bölümden oluşuyor ve bölümlerde de en çok 4’e bölünerek size birçok zor görev veriliyor. Bu macera sizi balta girmemiş ormanlardan çöllere kadar, yok edilmiş şehirlerden uzaya kadar sürüklüyor. Bu esnadan sizi zaman zaman uzun ve zorlu görevler bekliyor ve çeşitli askeri harekâtlar yapmanız gerekiyor. Misal olarak size şunları söyleyebiliriz: Uçaksavar silahlar kapatılması gerekiyor, birçok üsleri temizlemeniz ve Allianz savaşçılarını Allianz cennetine göndermeniz gerekiyor. Burada silahlarınızın değişik çeşitleri var. Normal bir tüfekten tutun da makineli tüfek, bazuka, ateş püskürten silahlar veya lazer topuna kadar gidiyor. Tabiî ki Master Chief silah kullanımında uzmanlaştığı için öldürdüğünüz düşmanınızın silahlarını ve cephanelerine de el koyabiliyorsunuz. Ayrıca düşmanınızı da Enerji kılıcınızla birkaç parçaya ayırabiliyorsunuz. Bu arada yürüyerek ilerlemek istemeyen için güzel bir çözüm bulunmuş. Değişik araçlara el koyabilir ve kullanabilirsiniz, fakat bu işlem için de biraz savaşacaksınız. Örneğin Scorpion-Panzer, Mongo ose, Wathog veya Hornet gibi araçlar müttefik birimlerinize ait olduğu için her an kullanabilirsiniz, fakat Allianz birimlerin araçları o kadar da kolay değil. Ghost, Banshee veya Chopper’ları elde edebilmek için pilotu kısaca öldürerek yerinden ediyorsunuz. Daha büyük araçlara (Wraith’lar gibi) el koymak için ilk önce aracın üstüne zıplıyorsunuz ve pilot kabinine girdiğinizde pilotu “B” tuşunu kullanarak Allah ne verdiyse pataklıyorsunuz veya pilot kabinine bomba atıyorsunuz.

Artık hiçbir şey emin değil.

Aslında görev bize verildiğinde çok basit gibi görülüyor ve heyecan yaratacak ne var diye bakınıyoruz. Alın, size bir örnek: “Çatıya çıkın ve sizin oradan alınmanızı bekleyin”. Siz ise ormanın kenarında duruyorsunuz ve düşmanınızın üssüne bakıyorsunuz. Etrafta ve damda gezinen birkaç Grunt var, onun haricinde pek bir şey gözünüze batmıyor. Eh, size ne yapmak geri kalıyor: Silahınızın emniyetini çekin ve düşmanınızın ortasına dalın. Birkaç Marines ile beraber Grunts’ları yok ettikten sonra bir köşeyi dönüyoruz, ve ne görelim…! Bir sürü Brutes size doğru kollarını sıvamış ve tüm ateş gücünü size doğru yönlendirerek kafanızı uçurmaya çalışıyor. Marines’ler çatır çatır öldürülüyor ve siz hayatta kalma savaşı veriyorsunuz, çünkü düşmanlarınız kesinlikle aptal değil. En belirgin özellikleri ise büyük bir gurup haline geliyor ve kesinlikle tek saldırmıyor. Ayrıca arkanızdan saldırarak sizi tuzağa düşürmeye çalışıyorlar. Çatışmalarınız devamlı acımasız saldırı ve ümitsiz geri çekilmeden ibaret. Tam çatıyı ele geçirdiniz ve düşmandan temizlenmiş bölge ilan ediyorsunuz, birden karşınıza iki Phantom uçağı çıkıyor canınıza okuyor.

Elinizdeki silahlar o uçakları yok etmek için uygun olmadığından dolayı geri çekilmek durumunda kalıyorsunuz. Tabii ayrıca bir dezavantaj da o uçaktan tam teçhizatlı sayıları onlarca olan Brutes’lar iple iniyorlar ve peşinize takılıyorlar. Bu tarz sürprizler sizi Halo 3’de devamlı bekliyor. Bu 40 metre yüksekliğinde bir Scarab-Panzer olabilir veya sürü halinde sürpriz saldırı yapan düşmanınız da olabilir. İyi ki kendinizi geri çekebileceğiniz emin bölgeler uzak tutulmamış ve siz uzun yürüyüşler yapmak zorunda değilsiniz.

Call of Duty 4 gibi dövüş hızı yüksek bir oyun olmamasına rağmen, kesinlikle bir Pazar gezintisi değil. Misyonunuz sizi bir hedeften diğer hedef sürüklüyor ve akılsızca davrandığınızda veya öylesine ateş açarak düşmanınızın üzerine yürüdüğünüzde, göz açıp kapatana kadar son nefesinizi vermiş oluyorsunuz. Bu oyunun yeniliği ise etrafta sizin işinize yarayabilecek değişik eşyalar ve biraz aklınızı çalıştırarak taktiksel avantajlar yakalayabileceğiniz eşyalar bunlar ve bilhassa Multiplayer konumunda çok işinize yarayacaktır.

Organik-Dinamik Dünya

Halo 3’ü oynadığınızda kendinizi başka ve çok canlı bir dünyada hissedeceksiniz. Yapımcılar bir önceki oyunun stiline sağdık kalmışlar ve değişik doğa manzaraları ile çeşitlilik yaratmışlar. O yüzden ister ormanda sessizce yürürken ister de Voi bölgesinde bombadan parçalanmış yıkıntıların içinde gezerken hep değişik oyun sahneleri karşınıza çıkıyor ve oyunun havasını etkilemeyi başarıyor. Böylelikle tutsakları sorguya çeken Brutes’ları gözlemleyebilir, çatışmaya girmiş uzay araçlarını izleyebilir veya Allianz kargo gemisi üzerinizden uçarken görünmemek için kafanızı içeri çekebilirsiniz. Uzak görüş ve filtrelenmiş görüşünüz sayesinde bunların hepsine uzaktan şahit olabilirsiniz. Yani diğer oyunlarda olduğu gibi oyun bölgenizin kısıtlı olduğunu veren bir durum söz konusu değil ve sanki oyunda sınırsız açık alanınız varmış gibi hissini veriyor. İç mekânlarda ise metal üst yüzeyler kullanılmış, loş ışıklı ortam ve uzun koridorlar tercih edilmiş. Düşmanlar ise detaylı çizilmiş, yani çok rahat rütbelerini görebiliyorsunuz, hatta zırhlarının üzerindeki savaş izleri ve darbeler bile titizlikle özen gösterilmiş. Araçlar bile itinalı metalik görünüm verilmiş ve hoş detaylara dikkat edilmiş. Çatışmalarda ise Halo 3, plazma ışınlardan yaratılan patlamaları, havaya sıçrayan çamurları ve harika ateş oyunlarına da çok özen gösterilmiş bir oyun. Fakat gözüme çarpan, çok da hoş olmayan ve sıkça görülen ekranın çok titrediği ve ekranın kenarında görünen parıldamalar. Ayrıca bir aracı ele geçirdiğinizde mutlaka direksiyona sizin oturmanızı tavsiye ederiz, çünkü bilgisayara kullandırırsanız, sizi daire içinde çevirip duracaktır. Başka birisine kullandırırsanız, arabayı düz duvarlardan çıkarmak isteyecektir ki, bu da çok zaman kaybı ve boşunuza sinirleriniz bozulacaktır.

Ses efektleri için gerçektende güzel şeyler söyleyebiliriz. Düşmanların çıkardığı seslerden dolayı çok kolay yerleri saptanabiliyor ve heyecan veren efektlerinden dolayı komşunuz Halo 3’ü oynamak için sabırsızlanabiliyor. Önceki oyunlara istinaden şimdiki Halo 3’de müzik daha da ön plana çıkartılmış. Yani müziğin yarattığı gerilimden adrenalininiz çıktığı gibi, aynı zamanda da farklı müziklerle sakinleştiriliyorsunuz. Genelde oyunun seslendirmesi iyi olmasına rağmen Call of Duty 3 veya Rainbow Six Vegas efektlerine yaklaştığı söylenemez.

Genel olarak bir toparlayalım!

İtiraf etmek lazım ki, oyunumuzun single payer sürümü çok iyi olmasına rağmen nefesimi kesmedi. Şurada bazı yeni silahlar eklenmiş, oraya yeni düşmanlar konulmuş o kadar. Gerçi sekiz saat boyunca oyunu oynadığınızda bir maceradan diğerini kovalıyor, elleriniz zaman içinde heyecandan terleyebiliyor ve seslendirmeden dolayı kendinizi oyunun içinde hissedebiliyorsunuz. Oyunun grafiği Bioshock’dan sonra gelse de etraftaki manzara görüntüleri ve detaylı çizimler size değişik bakış açıları sunuyor ve onların keyfini de çıkartabiliyorsunuz. Design hataları veya devamlı tekrarlanan level’lerle bu oyunda sizin karşınıza önceki oyun bölümlerinde olduğu gibi şansımıza çıkmıyor. Uzun lafın kısası: Halo 3 bu serinin en iyisi, çünkü önceki bölümlerindeki hatalar artık giderilmiş. Xbox 360 sahibiyseniz ve aksiyonlu bir oyun arıyorsanız Halo 3’ü hemen almalısınız.