Eskiden adını pek duymadığım Ubisoft; son zamanlarda kullandığım iki kelimenin birinde yer alıyor. İyi yapıtlarla karşımıza çıkıp, bizi PC koltuğuna yapıştırıyor. Ghost Recon ismi öyle basit bir ad değildir. Bu serinin oyunlarında, yapay zeka ve oynanabilirlik her zaman iyidir. Demek istediğim bu yapımın bir itibarı vardır. Bu adı kullanan projeler iyi olmalıdır ki, iyi oluyor da.

Advanced Warfighter’ı bilgisayarıma kurdum. Kulağıma gelenler beni üzüyordu. Çünkü oyunun PC’leri oldukça zorladığı ve piyasaya yeni giriş yapan fizik kartlarının, PC üzerinde bulunmaması halinde bazı detaylardan vazgeçmemiz gerekiyordu. Oyunun yüklemesi bittikten sonra, Ageia’nın(Fizik kartı chip’i üreticisi) sürücüsü de otomatik kurduldu. Bu benim için istek dışı olmuştu. Bir giriş videosu bekliyordum, fakat Ubisoft ekleme gereği duymamış. Bunun nedeni giriş videosunu andıran arka plandı. Özellikle arka plan açıldığında elimi fare ve klavyeden çektim. Güzel bir videoydu, heyecan vericiydi. Yapımcılar sinematiklerde yapılan çizimlerde, artık son noktalara gelmek üzereler. Öyle ki asker ve çevre çizimlerini gerçeğinden ayırt edemedim, çok etkileyiciydi. Hemen ayarlara girdim, PC’min bazı detayları kaldıramayacağını bildiğim için, orta seviye üzerine kurulu bir grafik ayarlaması yapacaktım. Beklediğim olmuştu; Texture Quality’de, High seçeneği yoktu. Belki de bu durum fizik kartının olması halinde, High yapılabiliyordu. Bana öyle geliyor ki, bundan sonra çıkacak birçok oyunda, bu tür olaylar ile karşılaşacağız. Bizi fizik kartı almaya yönlendireceklerdir. Ses ayarlarına geçtiğimde ise, oldukça detaylı seçeneklere sahip olduğumuzu gördüm. Ses kalitesi; Low, Medium, High, Extreme diye dörde ayrılıyor. Ses kartım tanrıya şükür ki iyi; hemen Extreme yaptım.

Go Go Go

Ayarları hallettikten sonra oyuna başladım. Üç asker bizden önce, paraşütle atlıyor. Onların atlamasını izlemek, gerçekten çok zevkli oldu. Motion Capture teknolojisi müthiş derecede üst düzeyde. Askerlerin koşması, atlaması çok güzel yapılmış. Sıra bize geliyor ve bizde uçaktan aşağı atlıyoruz. Bulutlar kısa süre manzarayı izlememizi kesiyor ve ardından “Aman Tanrım” diyoruz. Uçsuz bucaksız bir şehir görüntüsü karşımıza çıkıyor. En uzak noktayı bile üşenmeden çizmişler ve gerçekten çok detaylı, görünmesi gerektiği gibi. Fareyi ne yöne çevirsek aynı detay, aynı uğraş ve çok gerçekçi bir şehir bize sunulmuş. İnsanın bu grafikleri görünce havada kalası geliyor. Fizik kurallarının gerektirdiği üzere, yere havalı bir iniş yapıyoruz. Uzaktan gördüklerimin ardından, zeminde bulunan grafikler beni pek memnun etmedi. Fizik kartının olmaması bazı detaylardan bizi kısıyor. GRAW’ın X360 versiyonu üzerinde çok daha uğraş verilmiş ve grafikleri PC versiyonundan daha iyi, ayrıca Third Person kamera açısını da bulunduruyor. Bu durum Ubisoft’un PC’yi, bu yapımda pek de takmadığını göstermekte. Askerler yeterli detayda, fakat bazı çizimlere pek uğraş verilmemiş. Kaplamalar Medium ayarda yetersiz kalıyor.

Bizden adamlarımızla buluşmamız isteniyor ve gereken yere gidiyoruz. Askerlerimizle irtibatımız yeterince detaylı ve olması gerektiği gibi. İstediğimiz kişiye komut verebildiğimiz gibi, hepsine birden de aynı komutu verebiliyoruz. Verdiğimiz emirlere olumsuz cevaplar alabiliriz. Ayrıca söylediklerimizi yerine getirirlerken, baştan salma bir koşuşturma söz konusu olmuyor. Örneğin takip et komutunu verdiğimizde; biz onlardan çok uzaklaşsak da, koşarak peşimizden gelmiyorlar. Bir askerin yapması gerektiği gibi köşelerden dönüp, adım adım ilerliyorlar, dikkatli bir şekilde bizi takip ediyorlar. Bazı noktalarda yapay zeka hataları olabilir, ama genelde akıllı. Ghost Recon önüne geleni vur tarzında bir oyun olmadığı, için askerlere çok ihtiyacımız oluyor. Ani bir düşman mermisi alıp ağır yaralanabiliyoruz. Bu durumlarda kendimizi tehlikeye atmayıp, onları önümüzde yürütebiliyoruz. Çarpıştığımız bölgeler o kadar detaylı ve büyük ki, düşman size bir yoldan barikat kuruyor. Birkaç askeriniz ile ön tarafta onları oyalarken, siz başka bir yoldan gidip rakiplerinizi öldürebiliyorsunuz. Yani Advanced Warfighter bizi taktiksel bir oynanışa sürüklüyor. Zaten eğer orta seviye veya üstünde oynuyorsanız; düşmanın beklediği yerden paldır küldür saldırmanız, büyük bir ihtimalle ölümünüze neden olacaktır.

Düşman yapay zekası bence yeterli düzeyde. Sizinle iyi çarpışıyorlar. Ellerindeki mermileri acımasızca üzerinize boşaltıyorlar. Duvar veya herhangi bir yerin arkasına saklanıyor olduğunuz zaman bile, sizi sıyıran ya da etrafa çarpmakta olan mermi sesleri, şu anda bir oyunda duyabileceğinizden, en üst düzeyde diyebilirim. Bu sesler sizi korkutuyor, ortaya atılamıyorsunuz. Askerlere komut verebildiğimiz gibi, strateji oyunlarından tanıdığımız Drone’ları da kullanabiliyoruz. Onları yönlendirip düşmanın konumunu belirleyebiliriz. Ayrıca TAB’a bastığımızda önümüze bir taktik haritası çıkıyor ve buradan adamlarımızı detaylı bir şekilde yönlendirebildiğimiz gibi, düşmanlarımızı da kuş bakışı olarak görebiliyoruz. Bu harita basit bir yapıda değil. Tamamıyla üç boyutlu, uydudan elde edilen görüntü bize veriliyor. Olan çatışmaları bile sıcağı sıcağına bu ekranda görebiliyoruz.

Görevler bize başkandan gelebildiği gibi, o bölgede bulunan bir askerden de gelebiliyor. Helikopterde bulunan biri, bize heyecanlı bir şekilde görevi anlatıyor. Ekranın sağ üst köşesinde, onların resimlerini görüyoruz. Bize olanları aktarırken çok heyecanlı oluyorlar, bu da onların bize gerçekten ihtiyaçları olduğu hissini uyandırıyor. Özellikle öldüğümüz anda, başkanın Mitchell Mitchell diye seslenişi çok etkileyici. Bundan sonrasında başkan, askerlere yüzbaşının vurulduğunu ve görevin iptal olduğunu söylüyor. Bunlar oynanabilirliği yükselten etkenler.

Elimizde bir askerin taşıyabileceği kadar silah bulunuyor. Yani bazı oyunlarda olduğu gibi bir dolabı andırmıyoruz. Tüfeğimiz, tabancamız ve bombamız var. Görevden önce silahlarımızı seçebiliyoruz. Silahların eklerini ve kendimiz dışındaki askerlerimizin silahlarını da değiştirebiliyoruz. Ghost Recon’da bir Sniper ya da Machine Guner olabiliriz. Oyunumuz tamamıyla gerçekçilik üzerine kurulu olduğu için, attığımız bir şarjörün içindeki mermiler üzerimizde kalmıyor. Yani sık sık şarjör değişimi, bir anda mermilerinizin bitmesine neden olabilir. Buna ilk başta dikkat etmedim ve bölümün birinin yarısını silahsız tamamlamak zorunda kaldım. Yapımda belli bir sağlığımız yok. Sol alt köşede küçük bir kare kutucukta yeşil iyi olduğumuzu, yeşilden kırmızıya gittikçede kötüye gittiğimizi anlıyoruz. Onun hemen yanında da, aynı renge sahip bir kalp atış göstergesi var. Sağlığımız hakkında bilgiler sadece bunlar. Aldığımız mermiler bazen yaralanmamıza, bazen de bir anda ölmemize neden olabiliyor.

Son cümlelerde söylemem gereken en önemli nokta, oyunumuzun PC’leri gerçekten çok kasıyor olmasıdır. 1 GB Ram, 6600GT Extreme ve AMD 64 3200+’lü bir sistemde, GRAW’ı orta seviyede bile çok düşük FPS ile oynadım. Ghost Recon’da, Oblivion’a taş çıkartacak bir kasma söz konusu oluyor. Özellikle patlama sahnelerinde bilgisayarım çok ağırlaştı. Bunun dışında yapımda benim üzüldüğüm nokta, TPS kamera açısı olmayışı oldu. Bu belki de PC’yi daha yorabileceği için kaldırılmış olabilir, ancak olmasını isterdim. Fizik kartına da sahip olmadığım için, bazı detayları tam anlamıyla göremedim. Özellikle kaplamaların High’da olması, oyunu görüntü açısından çok üst seviyede gösterebilir. Sol üst köşede bulunan askerlerimizin ve Drone kamerasının; normal bir görüntü şeklinde değil de, sadece etrafta bulunan cisimleri çizgisel olarak göstermesi de, bence kötü olmuş. Ama Ghost Recon bence bu kadar kısıtlamayla da oynamaya değer. Özellikle efektler ve taktik ağırlıklı olması, GRAW’ı oynanabilir kılıyor. Herkese iyi oyunlar dilerim.