Yıllar önce yeni nesil konsollardan ilk defa bahsedildiği zamanlarda, bazı oyunların tanıtım videoları piyasaya sunulmuştu. O oyunların bir kısmı raflardaki yerini çoktan aldılar ve bir kısmı ise yavaş yavaş gelmeye devam ediyor. Digital Extremes’in Dark Sector’ü de bu oyunlardan birisi. Çok uzun zaman önce videolarını izlediğimiz oyun seneler içerisinde tamamen değişerek başka bir oyun oldu ve sonunda piyasaya çıktı.

Neydim dememeli ne olacağım demeli

Dark Sector’ün ilk videosunu hatırlayanlar var mı? Oyun uzayda geçen bilim kurgu bir macera idi. Karakterimizin elinde çift tabanca vardı ve bir uzay gemisinin içerisinde gizlenerek düşmanları tek tek indiriyordu. Nasıl oldu ve ne oldu demeye kalmadan oyun için yapılan tüm bu çalışmalar iptal edildi ve oyun yeniden yaratıldı.

Sonuç olarak elimize eliştiriye açık bir oyun geçti. Dark Sector bir çok artı ve eksi ile piyasaya çıktı. Oyun değişik oyunları hatırlatan özelliklere sahip. Oyunu çok sevebilirsiniz veya çabuk sıkılabilirsiniz. Sebeplerini açıklayayım, oyunu anlatayım ve kararı kendiniz verin.

Başka oyun(lar)dan esinlenmek demek bu olsa gerek

Dark Sector’ün konusu ve tarzı bazı açılardan Resident Evil serisini hatırlatıyor. Bir virüs var, mutasyona uğramış garip yaratıklar var ve bu virüsün yayılmasınında emeği geçen kötü adamlar var. Biz bir ajanız ve tabii ki bu virüs bir şekilde bize bulaşıyor. Tüm bunlar tanıdık ve çok da kötü değil. Fakat oyunu oynarken öyküyü anlamak için büyük zorluklar çekiyoruz. Konu anlatımı bu kadar basit bir konuya rağmen çok kötü bir şekilde tasarlanmış. Oyunun ilerleyen bölümlerinde biraz daha konuya hakim olmaya başlıyoruz ama yine bazı noktalarda boşluklarla karşılaşabiliyoruz. Oyun öykü açısından geçer not alamıyor malesef.

Çok şükür ki oyun görsel açıdan harika ve tarzına uygun hazırlanmış ki, biz de konuyu fazla kafaya takmadan oyundan zevk almaya bakıyoruz. Oyun third person (karakteri arkadan gördüğümüz açı) açısından oynanıyor ve tarzındaki en önemli oyunlarla benzerlikler taşıyor. Gears of War çıktığından beri bu tarzda yapılan oyunlar yavaş yavaş Gears of War’daki hareket ve siper alma sistemini uyguluyor. İşte Dark Sector bu işi iyi başarmış. Her ne kadar Gears of War olmasa da karakterimizin koşarken ekranın sallanmasından, duvarlara ve sütunlara siper almaya kadar bir çok hareket başarıyla oyuna aktarılmış.

Karakterimize bulaşan virüs sayesinde bir kolumuz öldürücü bir silah haline gelmiş durumda. Evet çok saçma duruyor ama dediğim gibi gelin konuya fazla takmayalım oyuna bakalım. Elimizdeki silahın adı glaive. Glaive, üç ucu sivri ninja yıldızının büyük hali diyebileceğimiz bir yapıya sahip. Ayrıca bumerang özelliğine sahip, attığımızda elimize geri dönüyor. Glaive kullanırken aynı anda diğer elimizle de bir tabanca kullanabiliyoruz. Ayrıca oyunda ikinci bir silah sahibi olmak da mümkün. Pompalı tüfekden kalaşnikofa kadar geniş bir yelpazeye sahibiz.

Bir glaive’imiz eksikti

Glaive kullanımı için başka bir oyundan hatırlayacağımız bir özellik eklenmiş. Heavenly Sword oynarken bir çok bölümde kullandığımız eğlenceli aftertouch özelliği Dark Sector’de de var. Glaive’i R2 ile fırlattıktan sonra tekrar R2’ye basar ve basılı tutmaya devam ederseniz, Glaive’in uçuşuna ağır çekimde tanık oluyoruz ve Glaive’i kısa sürüleğine havada yönetiyoruz. Bunu ister sağ analog ile, ister SixaxiS hareket sensörü ile yapabiliyoruz. Glaive havada süzülürken ekrandaki her şey bulanık gözüküyor, fakat düşmanları görebileceğiniz kadar bir netlik var. Aynı Heavenly Sword’da olduğu gibi Dark Sector’de de bu özellik oyuna renk katmış ve gerçekten eğlenceli.

Glaive aynı zamanda bazı elementlerin özelliklerini taşıyabiliyor. Elektrik kaçağı olan bir mekanik üzerine fırlattığınızda silahınız elektrikleniyor ve yanan bir araca attığınızda alevleniyor. Bazı bölümlerde bu element özellikleri bölümü bitirmeniz açısından kullanımı şart oluyor.

Oyunda bölümleri geçtikçe kolumuzu silah haline getiren virüsün başka özellikleri de yanında getirdiğiniz farketdiyoruz. Üçgen tuşu ile etrafınızda bir kalkan oluşturabiliyorsunuz ve daha ileri aşamalarda bir süreliğine görünmez oluyorsunuz.

Hem güzel hem eksik

Oyundaki düşmanların çok zeki olduklarını söyleyemeyeceğim. Genelde sayı üstünlüğü yüzünden zorluk seviyesi artıyor. Karşımızdan garip kıyafetli düşman askerleri de var ucube yaratıklar da. Düşmanların genel özelliği glaive ile bir darbe yediklerinde sarsılmaları ve ikinci darbeyi yediklerinde kolları veya bacaklarının kopması. Bu kanlı sahnelerde rakipler çığlıklar atıyorlar ve etrafa parçalar ve kanlar saçılıyor. Oyundaki bölüm sonu canavarları ise gerçekten görülmeye değer. Bu dev düşmanları yok etmek için genelde her bu tarz oyunda olduğu gibi zayıf noktalarını bulmanız gerekiyor.

Dark Sector görsel açıdan hayli başarılı. Modeller yüksek poligonlu ve kaliteli. Texture’ler oyunun stiline uygun ve yüksek çözünürülükde. En başarılı bulduğum noktası ise ışıklandırmalar. Oyun genelde karanlık bir ortamda geçiyor bile olsa, ışıklandırmalar ve ışıkların dokularda yansıması gerçekten başarılı.

Oyunun ses efektleri de atmosfere fevkalade uygun ve başarılı. Karakterimiz ölmeye yakınken gelen kalp atış sesleri ve bir kaç silahın çıkardığı sesler rahatsız edici olsa da genel olarak oyunun ses efektleri başarılı.

Dark Sector Online deneyim olarak malesef bekleneni veremiyor. Sadece iki mod var ve sadece online oyun olsun diye yapılmış. Çok sıkıcı ve boş. Halbuki biraz yaratıcı düşünüp, klasik online modlar ve aynı zamanda bir çok esprili oyun tipi eklenebilirdi. Özellikle glaive üzerine kurulu oyun tipleri eğlenceli olabilirdi. Fakat yapımcılar açıkca online oyun üzerine çalışmamışlar.

Sonuç olarak

Dark Sector bazı oyunlardan esintiler taşıyor. Bu benzerliklerin bazıları başarılı ve bazıları başarısız. Oyun konu olarak çok kötü puan alsa da oynanış açısından eğlendiriyor diyebiliyoruz. Dark sector yaklaşık 9 saatlik bir oyun ve bu süre bazen akıcı ve bazen sıkıcı olabiliyor.

GTA 4’ün gelmesine bir ay daha var ve canınız değişik bir şeyler oynmak istiyor olabilir. Dark Sector bu oyunusuz dönemi dolduracak bir oyun. Ne bir hayal kırıklığı ne de bir şahaser.