Dünyada hangi spor dalı vardır ki milyonlarca insanı peşinden sürükleyip, her türlü kesime hitap etsin? Kaç tane spor dalı vardır uğruna kavganın gürültünün eksik olmadığı? Ve yine kaç spor dalı vardır ki aynı anda 110 bin taraftarı aynı marşı söylemeye iten ve takımlarını delice destekleme arzusu veren… Kaç spor dalı? Kaç?

CM ile ikinci bahar

Futbol denilince akla bir çok şey gelse de futbol oyunları denildiğinde aklımıza gelen başlıca oyunlardan biridir “Championship Manager”, yani kısa adıyla “CM”. Dünya insanı öylesine bağımlıdır ki futbola, bu tutku CM serisini bugünlere taşımıştır. Herkesin hayali değil midir bir takımın başına geçip o takımı a’dan z’ye kontrol etmek… (Futbol tutkunlarından bahsediyorum tabi ki 🙂 Takımımız kazanınca gururlanmak, yenilince üzülmek… Ve hepimizi orta noktada buluşturan şey değil midir ayın futbolcusu seçilen oyuncumuza “helal sana aslanım” demek.. Hepimiz bunlardan tat almayız mı? İşte menajerlik oyunlarının doğumuna sebebiyet veren kutsal hadise bu noktadan geçer. Tüm futbolseverlere bu hisleri verebilmek ve tüm gerçekçiliği ile yaşatabilmek… Bu yıla kadar bu saydıklarımı oyunculara çok mükemmel bir başarıyla entegre eden CM serisi vardı. Fakat bu yıl aynı başarıyı gösteremediklerini en başta söylemeliyim ki yazının diğer kısmına benimle aynı ruh hali içersinde devam edebilesiniz.

FM: 1 – CM: 0

Bu yıl menajerlik oyunları açısından oldukça bereketli bir yıl oldu. Elde tutulup, hatrı sayılabilecek 3 oyun piyasaya çıktı ki bunlardan en sonuncusu CM5’ti. Piyasa yakın zamanda çıkan TCM (Total Club Manager) ve FM (Football Manager)’den hayli geç piyasaya çıkmasına rağmen bu şekilde hazırlıksız yapılan bir oyuna pek rastlamamıştık. Genelde bu tür oyunların ticaret politikaları belirlenirken genelde en son ürüne imza atılıp diğer oyunlardaki eksik yönler tamamlanıp mevcut oyuna güç katıldıktan sonra piyasaya sunum yapılır. Fakat görüyorum ki Eidos bunla uzaktan yakından alakadar olmamış. CM’nin üvey evladı diye nitelendirebileceğimiz FM, ilk çıktığı andan itibaren CM’yi asla ve kat’a aratmadı (Çok fanatik CM fanları dışında). Zaten CM serisine hayat veren yapımcıların bir araya gelmesiyle oluşan FM 2005, CM serisinin verdiklerini ve veremediklerini bir oyun altında toplamıştı. Zira EA Sports’un TCM’si de FM ile rekabette hayli geriye düşmüştü.

CM5 bir hayli merakla beklendi aslında. Sonuçta FM piyasayı silip süpürmüştü ve CM5’in tutunabilmesi için iki şansı vardı; ya FM 2005’ten çok daha iyi bir oyun yapacaklardı, ya da FM 2005’ten çok daha iyi bir oyun yapacaklardı. Başka bir ihtimalin CM5’i FM 2005’ten önde tutması yok denecek kadar az bir ihtimaldi. Meraklı bekleyiş sona erdi ve CM5 çıktı. “Aman Allah’ım bu da ne?!? Bu oyun mu FM ile rekabet edecek? Hayır hayır olamaz. 1 Nisan da geçti, acaba şaka mı bu? Belki de bir kabus olmalı. Ne yaptınız siz ya böyle oyun mu olur?” Bu diyogların hepsi CM5’i merakla bekleyen şahısların dudaklarından bir bir aktı gitti. Driv3r faciasından sonra oyun piyasası CM5 faciası ile sarsılmıştı. Sanırım 2005 faciaların yılı olacaktı. (Umarız son facia CM5 olur) (tüh bak bunu Şaka Gibi Oyunlar’a yetiştiremedik görüyor musun… – OL)

Oyun 180 mb olarak piyasaya sunulduğunda tıpkı milyonlarca insan gibi ben de “Daha demoyu yeni çıkarıyorlar” dedim. Ama oyunun tam versiyonu olduğunu öğrenince açıkçası burnuma gelen kokulardan hiç haz etmedim. Ve o andan itibaren çok kaliteli bir menajerlik oyunu hayali kurmadım. Ama yine de eski dostuma vefa borcumu ödemek için kafamdan tüm ön yargıları sildim ve oturdum oyunun başına. New Game seçeneğinden yeni bir oyun oluşturdum. Daha öncelerde de yaptığım gibi hemen yurdum insanı ve yurdum futbolu oyuna nasıl aktarılmış test etmek için Türkiye Ligi’ni ve bir Türk takımını seçtim. (Kavga çıkmasın diye takım adı vermiyorum:)) FM’e göre kısa bir database yüklemesinden sonra oyuna tam manasıyla kavuşmuş oldum.

Güncellik mi, o nasıl bir şey?

Arayüz aslında pek de değişik değildi FM2005’ten. Zaten bu tarz oyunlarda arayüz adına çok büyük değişiklikler beklemek hayalperestlik olsa gerek. Hemen taktik menüsüne, takım kadrosuna ve idman programında bir tura çıktım. Bu birimlerde de FM’den çok eksik bir yan yoktu açıkçası. Peki neydi bu oyunu kötü ve tatsız yapan şey? Madem her şey aynı idi de neden CM5, FM2005’in yanına yaklaşamıyordu? İşte burada göstere göstere bağıran, ben buradayım diyen 2 adet cevap kucaklıyordu bizi. İlki oyunda kullanılan maç motoru, ikincisi ise oyunun database güncelliği. Zaten CM’yi CM yapan unsurlardan en önemli iki maddeyi bu saydıklarım oluşturuyordu eskilerden. Daha doğrusu menajerlik oyunlarına zevk katan, kendinizi menajer gibi hissetmenizi sağlayan en önemli unsurlardı bunlar. Ama maalesef CM5 bu iki unsuru da pas geçip milyonlarca oyun severi derinden yaralamıştı.

Oyunun sınıfta kalan iki unsurunda bahsettik. Bu iki konuda işlenen suçlara şöyle bir göz atacak olursak, takımların adlarının yanlış yazılması, oyuncu adlarının yanlış yazılması, en son transferler oyuna eklenmesine karşın daha önce başka takımlara transfer oyuncuların hala aynı takımda bulunması, karakter kullanımında yanlışlar, detaylarda hatalar… (süper lig maçını 81 kişinin izlediğini görmüş müydünüz?) Bunun gibi uzayıp giden bir database katliamı var.

Gelelim hemen hemen herkesin ben bile daha iyisini yapardım dediği konuya, yani maç motoruna. 3 boyutlu yapacağız diye gerçekten motorun tüm çark ve dişlilerine hasar vermişler. Sahada oyuncular gerçekten berbat duruyor. Göz yoran bir tasarım var. Seslere gelince, zaten oyun içinde herhangi bir ses efekti yok, tek tesellimiz maç esnasında duyduğumuz seslerdi ama CM5 bizi ondan da mahrum etmiş. Gol oluyor, stattan çıt yok. Anca sarı kartlarda taraftar saniyelik bir tepki veriyor. Ayrıca oyuncu değişikliklerinde sürekli aynı şekilde tekrarlanan anonslar da sinir bozucu. Pozisyonlara göre değişen sesler, gol efekti, taraftar yuhalaması gibi şeyler için FM 2005 CD’nize gözünüz gibi bakınız.

Son zamanlarda oyun piyasasında bir özensizliktir gidiyor. Seri haline gelen ve oyuncuların sevgilisi haline gelen bir çok oyunun bu yıl içinde çıkardığı oyunlar hep hayal kırıklığı yarattı (İstisnalar var tabii). Moda mıdır bilemiyorum ama kimse yapılan oyuna özenmiyor. Nasıl olsa adımız var mentalitesi fena halde benimsenmiş durumda. Bu piyasa da ciddi 3 rakiple boğuşacaklarını bilmelerine rağmen böyle bir oyun çıkarmak şüphesiz yenilgiyi en baştan kabul etmektir.

Kralın hatrına

Her ne kadar bizi feci şekilde hayal kırıklığına uğratsa da menajerlik oyunlarının eski kralının son tangosunu kralı seven herkes muhakkak alıp oynayacaktır. Kralı tahttan eden “veziri” FM ise 2006 yılına kadar tahtın sefasını sürecek. Bakalım önümüzdeki yıl kral tahtına geri mi kavuşacak, yoksa vezirinin önünde rezil olmaya devam edecek mi? Bekleyip göreceğiz.

Eğer FM’den sıkıldıysanız ve CM’yi yeni soluk olarak görüyorsanız, şimdiden söylemeliyim ki bu hayalinizden vazgeçip FM oynamaya devam edin. Ha yok ben doğuştan CM’ciyim, kessen beni onsuz yapamam diyorsanız CD Marketlerden oyuna sahip olabilirsiniz. Önümüzdeki CM oyunlarında buluşmak üzere (Arkası yarın gibi oldu ama arkası sanırım 1 sene sonra 🙂

Herkese iyi oyunlar..