Warning: Use of undefined constant wp_cumulus_widget - assumed 'wp_cumulus_widget' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/hellwor/public_html/gamez/wp-content/plugins/wp-cumulus/wp-cumulus.php on line 375
Temmuz « 2008 « Gamez

Temmuz, 2008 için arşivler

Halo 3

halo 3 inceleme

Üç sene bir saniye gibi geçti, en azından Master Chief için, çünkü bizim 3 senelik bekleme sürecimiz onun için sadece Halo 2’nin sonuna eklenilen hikâyesi oldu. Halo 3 tam olarak 2. bölümün bitiş noktasından devam ediyor. Kahramanımız dünyaya doğru yol alırken asıl hedefi İnsanların ve ittifakın arasındaki savaşı durdurmaktı. Fakat maalesef kahramanımız uçuş derslerini biraz asmış olacak ki, şatafatlı ve muhteşem bir karşılama komitesi sevinç içinde onu üslerinde berklerken, sen gel Allianz birliklerin elinde bulunan balta girmemiş ormanın tam ortasına, Spartan 117 uçağı ile beraber çakıl. Fakat sorun değil. Gerçek kahramanlar 2 kilometrelik bir düşüşten mi korkacak canım. Mjolnir Mark VI-Savaş kostümünden çamurları temizledikten ve silkindikten sonra kahramanımız yeniden savaşa hazırlanıyor. Nede olsa evrenin geleceği onun ellerinde.

Kötü niyetli uzaylı arkeologlarAllianz’ların dünyaya varışından beri tarih aşırı derecede değişti. O ihtişamlı başkentlerden eser bile kalmamış. Her şey yerle bir olmuş harabe olan bölgelerde. Tabiî ki bu yabancılar sadece bizim dünyamızı yok etmek için gelmemişler, çünkü bir amaçları var. Dünyayı insanlardan arındıracak ve mistik bir araştırma yapacaklar. Burada da insanlığımızın savunma planında birçok açık bölge olduğundan dolayı, tarihimizi ve geleceğimizi kahramanımızın ellerine teslim ediyoruz.

Birçok FPS oyununda olduğu gibi vicdansızca ve vahşi bir şekilde dövüşmenize ve sayısızca silahınız olmasına rağmen, Halo oyun dizisinde fark yaratılarak değişik ve kendine has oyun tarzı ile sizi evrenin ve dünyanın kahramanı yapmaya hazırlıyor. Xbox-360’ın verdiği grafiklerden ve oyunun akışından dolayı zaten bir havaya giriyorsunuz, fakat aynı zamanda kendinizi ateşin içine atarak düşmanınızla yüzleşiyorsunuz. Düşmanınız her bir yerde üsler kurmuş ve bir zamanlar barışçıl bulutlarımızın arasında artık uzay araçları uçuşuyor. Yönlendirmede çok az değişiklik yapıldığından dolayı sanki hiçbir zaman unutmamış gibi kendinizi hemen oyuna adapte ediyorsunuz ve sadece elinizde 2 silahınız ve belinizin kemerinde birkaç bomba ile yollara koyuluyorsunuz.

Dokuz bölümde dünyanın sonu

Halo 3, Single versiyonu toplam 9 bölümden oluşuyor ve bölümlerde de en çok 4’e bölünerek size birçok zor görev veriliyor. Bu macera sizi balta girmemiş ormanlardan çöllere kadar, yok edilmiş şehirlerden uzaya kadar sürüklüyor. Bu esnadan sizi zaman zaman uzun ve zorlu görevler bekliyor ve çeşitli askeri harekâtlar yapmanız gerekiyor. Misal olarak size şunları söyleyebiliriz: Uçaksavar silahlar kapatılması gerekiyor, birçok üsleri temizlemeniz ve Allianz savaşçılarını Allianz cennetine göndermeniz gerekiyor. Burada silahlarınızın değişik çeşitleri var. Normal bir tüfekten tutun da makineli tüfek, bazuka, ateş püskürten silahlar veya lazer topuna kadar gidiyor. Tabiî ki Master Chief silah kullanımında uzmanlaştığı için öldürdüğünüz düşmanınızın silahlarını ve cephanelerine de el koyabiliyorsunuz. Ayrıca düşmanınızı da Enerji kılıcınızla birkaç parçaya ayırabiliyorsunuz. Bu arada yürüyerek ilerlemek istemeyen için güzel bir çözüm bulunmuş. Değişik araçlara el koyabilir ve kullanabilirsiniz, fakat bu işlem için de biraz savaşacaksınız. Örneğin Scorpion-Panzer, Mongo ose, Wathog veya Hornet gibi araçlar müttefik birimlerinize ait olduğu için her an kullanabilirsiniz, fakat Allianz birimlerin araçları o kadar da kolay değil. Ghost, Banshee veya Chopper’ları elde edebilmek için pilotu kısaca öldürerek yerinden ediyorsunuz. Daha büyük araçlara (Wraith’lar gibi) el koymak için ilk önce aracın üstüne zıplıyorsunuz ve pilot kabinine girdiğinizde pilotu “B” tuşunu kullanarak Allah ne verdiyse pataklıyorsunuz veya pilot kabinine bomba atıyorsunuz.

Artık hiçbir şey emin değil.

Aslında görev bize verildiğinde çok basit gibi görülüyor ve heyecan yaratacak ne var diye bakınıyoruz. Alın, size bir örnek: “Çatıya çıkın ve sizin oradan alınmanızı bekleyin”. Siz ise ormanın kenarında duruyorsunuz ve düşmanınızın üssüne bakıyorsunuz. Etrafta ve damda gezinen birkaç Grunt var, onun haricinde pek bir şey gözünüze batmıyor. Eh, size ne yapmak geri kalıyor: Silahınızın emniyetini çekin ve düşmanınızın ortasına dalın. Birkaç Marines ile beraber Grunts’ları yok ettikten sonra bir köşeyi dönüyoruz, ve ne görelim…! Bir sürü Brutes size doğru kollarını sıvamış ve tüm ateş gücünü size doğru yönlendirerek kafanızı uçurmaya çalışıyor. Marines’ler çatır çatır öldürülüyor ve siz hayatta kalma savaşı veriyorsunuz, çünkü düşmanlarınız kesinlikle aptal değil. En belirgin özellikleri ise büyük bir gurup haline geliyor ve kesinlikle tek saldırmıyor. Ayrıca arkanızdan saldırarak sizi tuzağa düşürmeye çalışıyorlar. Çatışmalarınız devamlı acımasız saldırı ve ümitsiz geri çekilmeden ibaret. Tam çatıyı ele geçirdiniz ve düşmandan temizlenmiş bölge ilan ediyorsunuz, birden karşınıza iki Phantom uçağı çıkıyor canınıza okuyor.

Elinizdeki silahlar o uçakları yok etmek için uygun olmadığından dolayı geri çekilmek durumunda kalıyorsunuz. Tabii ayrıca bir dezavantaj da o uçaktan tam teçhizatlı sayıları onlarca olan Brutes’lar iple iniyorlar ve peşinize takılıyorlar. Bu tarz sürprizler sizi Halo 3’de devamlı bekliyor. Bu 40 metre yüksekliğinde bir Scarab-Panzer olabilir veya sürü halinde sürpriz saldırı yapan düşmanınız da olabilir. İyi ki kendinizi geri çekebileceğiniz emin bölgeler uzak tutulmamış ve siz uzun yürüyüşler yapmak zorunda değilsiniz.

Call of Duty 4 gibi dövüş hızı yüksek bir oyun olmamasına rağmen, kesinlikle bir Pazar gezintisi değil. Misyonunuz sizi bir hedeften diğer hedef sürüklüyor ve akılsızca davrandığınızda veya öylesine ateş açarak düşmanınızın üzerine yürüdüğünüzde, göz açıp kapatana kadar son nefesinizi vermiş oluyorsunuz. Bu oyunun yeniliği ise etrafta sizin işinize yarayabilecek değişik eşyalar ve biraz aklınızı çalıştırarak taktiksel avantajlar yakalayabileceğiniz eşyalar bunlar ve bilhassa Multiplayer konumunda çok işinize yarayacaktır.

Organik-Dinamik Dünya

Halo 3’ü oynadığınızda kendinizi başka ve çok canlı bir dünyada hissedeceksiniz. Yapımcılar bir önceki oyunun stiline sağdık kalmışlar ve değişik doğa manzaraları ile çeşitlilik yaratmışlar. O yüzden ister ormanda sessizce yürürken ister de Voi bölgesinde bombadan parçalanmış yıkıntıların içinde gezerken hep değişik oyun sahneleri karşınıza çıkıyor ve oyunun havasını etkilemeyi başarıyor. Böylelikle tutsakları sorguya çeken Brutes’ları gözlemleyebilir, çatışmaya girmiş uzay araçlarını izleyebilir veya Allianz kargo gemisi üzerinizden uçarken görünmemek için kafanızı içeri çekebilirsiniz. Uzak görüş ve filtrelenmiş görüşünüz sayesinde bunların hepsine uzaktan şahit olabilirsiniz. Yani diğer oyunlarda olduğu gibi oyun bölgenizin kısıtlı olduğunu veren bir durum söz konusu değil ve sanki oyunda sınırsız açık alanınız varmış gibi hissini veriyor. İç mekânlarda ise metal üst yüzeyler kullanılmış, loş ışıklı ortam ve uzun koridorlar tercih edilmiş. Düşmanlar ise detaylı çizilmiş, yani çok rahat rütbelerini görebiliyorsunuz, hatta zırhlarının üzerindeki savaş izleri ve darbeler bile titizlikle özen gösterilmiş. Araçlar bile itinalı metalik görünüm verilmiş ve hoş detaylara dikkat edilmiş. Çatışmalarda ise Halo 3, plazma ışınlardan yaratılan patlamaları, havaya sıçrayan çamurları ve harika ateş oyunlarına da çok özen gösterilmiş bir oyun. Fakat gözüme çarpan, çok da hoş olmayan ve sıkça görülen ekranın çok titrediği ve ekranın kenarında görünen parıldamalar. Ayrıca bir aracı ele geçirdiğinizde mutlaka direksiyona sizin oturmanızı tavsiye ederiz, çünkü bilgisayara kullandırırsanız, sizi daire içinde çevirip duracaktır. Başka birisine kullandırırsanız, arabayı düz duvarlardan çıkarmak isteyecektir ki, bu da çok zaman kaybı ve boşunuza sinirleriniz bozulacaktır.

Ses efektleri için gerçektende güzel şeyler söyleyebiliriz. Düşmanların çıkardığı seslerden dolayı çok kolay yerleri saptanabiliyor ve heyecan veren efektlerinden dolayı komşunuz Halo 3’ü oynamak için sabırsızlanabiliyor. Önceki oyunlara istinaden şimdiki Halo 3’de müzik daha da ön plana çıkartılmış. Yani müziğin yarattığı gerilimden adrenalininiz çıktığı gibi, aynı zamanda da farklı müziklerle sakinleştiriliyorsunuz. Genelde oyunun seslendirmesi iyi olmasına rağmen Call of Duty 3 veya Rainbow Six Vegas efektlerine yaklaştığı söylenemez.

Genel olarak bir toparlayalım!

İtiraf etmek lazım ki, oyunumuzun single payer sürümü çok iyi olmasına rağmen nefesimi kesmedi. Şurada bazı yeni silahlar eklenmiş, oraya yeni düşmanlar konulmuş o kadar. Gerçi sekiz saat boyunca oyunu oynadığınızda bir maceradan diğerini kovalıyor, elleriniz zaman içinde heyecandan terleyebiliyor ve seslendirmeden dolayı kendinizi oyunun içinde hissedebiliyorsunuz. Oyunun grafiği Bioshock’dan sonra gelse de etraftaki manzara görüntüleri ve detaylı çizimler size değişik bakış açıları sunuyor ve onların keyfini de çıkartabiliyorsunuz. Design hataları veya devamlı tekrarlanan level’lerle bu oyunda sizin karşınıza önceki oyun bölümlerinde olduğu gibi şansımıza çıkmıyor. Uzun lafın kısası: Halo 3 bu serinin en iyisi, çünkü önceki bölümlerindeki hatalar artık giderilmiş. Xbox 360 sahibiyseniz ve aksiyonlu bir oyun arıyorsanız Halo 3’ü hemen almalısınız.

Battlefield Bad Company

Doğu Avrupa’da bir yer. “Sarge ve Haggard ” ya da isimleri tam olarak neyse, umursamazlar ve şakalaşmayı seviyorlar. Ortak yönleri altın ve paranın dayanılmaz cazibesi. Kötü takımımız başlarını belaya sokmak için adeta fırsat kolluyor ve buldukları her sebep sonucu kendilerini savaşın ortasında buluyorlar. İşte yine yaptılar…

“Alman tankları bizi yine sıkıştırıyor, derken Fox birliği yardımımıza geldi. Artık arkamızdaki destek daha da sağlam.” gibi cümleler kurarak yazıya giriş yapmayı o kadar isterdim, ama Battlefield bu çağı yıllar önce atladı ve anlaşılan uzay çağından da sıkılmış olacak ki bu kez modern zamana dönmeye karar vermiş görünüyor. Bu gerçek bir hikaye değil. Alternatif kurgu ürünü ve kendini bilmez askerlerin kendi zevklerini tatmin etmek için savaştıkları bir dünya: Bad Company�

Savaşların sadece monitörlerde kalmasını isteyenler el kaldırsın

Yıllardır Battlefield ile cepheden cepheye koştuk, çoğu yeri ele geçirdik, devasa alanlarda bulunduk, ama hiç bir operasyon bu kadar amaçsızca olmamıştı. Bad Company, planlı savaş taktiklerini ve amaçlarından daha çok, bir kaç kötü adamın kişisel çıkarlarından ve hırslarından dolayı sürdürdükleri bir savaşın ezgilerini taşıyor. Bu durum akıllara George Clooney’in başrolünü oynadığı “Three Kings” isimli filmi getirebilir. Bu göreceli bir kavram diye düşünüyorum. EA, Dice Studios’u tamamen satın aldıktan sonraki önemli projesi Bad Company, şu an şirketi oldukça meşgul ediyor. Battlefield serisinin artık çizgisinden tamamen uzaklaşmış bir yapım olduğu düşünülebilir, ama bununla birlikte yepyeni özellikler oyunculara göz kırpıyor. Bu özelliklerden biraz bahsedecek olursak; Görünmez duvarlar diye tabir ettiğimiz sınırlı bir savaş alanı oyunda bulunmuyor, (Battlefield zaten devasa bir alandan oluşuyor, fakat bu kavram bu kez farklı) çok çeşitli silah envanterimiz olacağı gibi, emrimize amade araçlara sahip olacağız. Çeşitlilik için birçok alternatifimiz var. Yeri gelince hava desteği çağırabileceğiz. Cip, tank ve helikopter gibi araçlar kullanımımıza sunulacak. (Şimdi aklıma geldi ve duygulandım. Oldum olası Battlefield oyunlarında uçakları 7 saniyeden fazla havada tutmayı başaramadım). Karl Magnus, “Yok olmayı ve deforme olabilirliği ekleyerek, gerçekle etkileşimli bir çevre oluşturmak istedik.” diye belirtiyor. Oynanış videolarından şimdilik gördüğümüze göre de bunu başarmışlar gibi görünüyor. Her yolu denemek oyuncunun elinde. Örneğin, karşıdan karşıya geçmek gerekiyorsa bunu farklı şekillerde yapmak mümkün olabilecek.

Diyelim ki köprü üzerinden düşman tankı ve beraberinde askerler geliyor. Kullanacağımız roket atarlar veya önceden kurmuş olduğumuz bombaları kullanarak köprüyü yok edebilir, böylece akabinde üzerindeki düşman birliklerini de bertaraf edebiliriz.

Bu yöntemi seçtiğimiz taktirde nehri yüzerek geçmek zorunda kalıyoruz. İkinci bir şık oluşturup düşman birliklerini köprüden geçtikten sonra hezimete uğratabilirsek bu kez köprüyü sağlam bir şekilde kullanıp karşıya rahatça geçebiliriz. Bu tür seçenekler oyundaki çeşitliliği ve özgürlüğü gösteriyor, aynı zamanda bu faktörleri oyuncular kendi kafalarında belirleyerek ne kadar eğlenceli bir oynanış şekli oluşturma imkanına sahip oluyor. Tek düzeylik ortadan kalkıyor. Yapacağımız saldırılarla binaları ve yapıları yıkarak kaçacak, yeni yollar bulabileceğimiz gibi oluşturduğumuz yıkıntılar sayesinde; bazen de düşmanın bize ulaşabilmesini sağlayacak geçitleri kapatabileceğiz. İşte görünmez perdeden kastım bu. Artık sıkıştığımız anda ağır silahımızla bulunduğumuz odanın duvarına dev bir delik açarak, kendimize yeni bir yol yapacağız ve kaçmak için fırsatlarımız olacak. Çevrenin % 90′ı yok edilebilir durumda tasarlanıyor. Ama yine de belirtilen bir unsur var; “Etkileşimli çevreler, Battlefield serisindeki tek büyük değişiklik değildir.” Yapım yeni bir motorla geliştiriliyor.

Yeni nesile yeni altyapı

Bad Company’de, Frostbite Engine kullanılıyor. Gelişi güzel dinamik ışıklandırma ve gölgelendirme tekniklerinin yanında, kaliteli çevre modellemeleri ve diğer göze çarpan özellikler oldukça başarılı. Tüm bunlara fizik efektleri de eklenince tadından yenilmez bir hal alacaktır diye umuyorum. Şuan ki gördüklerimizden yola çıkarak diyebilirim ki yapay zeka da güzel görünüyor ve ikinci yorumum ise; zorlayıcı olacak gibi. Ne demek bu? Şu demek, “Yapımcılardan biri xbox360′da oyunu oynarken bir evin odasından Sniper ile bir askeri indirdi ki yanında bir asker daha vardı. Tam buna yönelmişti. Bu kez doğru hamleyi yapamadı ve yerini belli etti. Daha sonra gelen tank ise yapımcının bulunduğu odaya büyük bir kapı inşa etti.” Bu izlenimlerden iyi bir iş çıkarılacağını bekleyebiliriz. Multiplayer’a da bakacak olursak şu an için pek elle tutulur bilgiler yok, ama Battlefield serisi bize yıllarca Multiplayer arenada ne kadar başarılı olduğunu defalarca ispatladı ve bu kez bu ispat çabası önceliğini Singleplayer�a kaydıracak. Yine de bir online fenomeni haline gelen Battlefield, Bad company ile de 24 kişiye kadar olan kaliteli Multiplayer deneyimleri sunmayı planlıyor.

Yıllarca Battlefield, Singleplayer çıksın diye bekledim ama ne oldu?

Deforme olabilir ve yıkılabilir çevre, gelişmiş grafikler, eğlenceli oynanış ve en önemlisi tek kişilik bir senaryo sunan Bad Company, kesinlikle beklentileri karşılayacak gibi görünüyor. Evet bir Battlefield hayranı ve takipçisi olarak yıllarca bu oyunun Singleplayer olarak yapılmasını bekledim. Özellikle 2. Dünya Savaşı olarak, ama ne yazık ki gerçekleşmedi. Yapım ilk duyurulduğunda içimi bir heyecan kaplamıştı, çünkü oyun tek kişilikte olacaktı. Nedense heyecanım uzun sürmedi. Bad Company, Xbox 360 ve PS3 için geliştiriliyor ve ufukta şimdilik PC görünmüyor. Çıkış tarihi de henüz belirli olmayan yapımın en erken 2008 içerisinde piyasalarda olması tahmin ediliyor. Yılların PC müdavimi Battlefield bile artık PC’ye sırt çeviriyorsa, belki de artık gerçekten konsol almanın vakti geliyordur(!)

Worms Open Warfare 2

Yılların eskitemediği kurtçuk savaşında yeni bir perde daha aralanıyor. 1994 yılından beri üç aşağı beş yukarı aynı oyunu oynuyoruz, ancak yapımdan sıkılmamış olmamız hala orijinalliğini kaybetmemesinden kaynaklandığından olsa gerek. Her ne kadar Worms sevsem de 3D olanına 2D versiyonu kadar ısınamadığım bir gerçek. Sony�nin yumurcak makinesi PSP ise Worms Open Warfare 2 ile daha çok 2D severleri sevindiriyor.

Şapkasından ten rengine kadar detaylı şekilde bir profil ve takım kurduktan sonra ana menüye geçiş yapıyoruz. Burada bizi sırası ile hiçbir detaya müdahale edemeden kendimizi oyunda bulduğumuz Quic Game; takım ve zorluk seviyesi seçilebilen Custom Game; Puzzle, Campaign, Time Attack ve Training alt kategorilerine sahip Single Player; Kablosuz çoklu oyun modu Wireless Multiplayer; Takım yönetimi, Harita Editörü alt kategorilerine sahip Customise; Single Player�da kazanılan puanlar ile alışveriş yapabileceğimiz Shop; Profile ve Options menüleri karşılıyor.

Kolay oynanış

Klasik bir Worms oynanışına sahip yapımda L ve R omuz tuşları haritaya zoom yapmaya, analog tuş harita üstünde gezmeye, ok tuşları kurtçuğu hareket ettirmeye ve nişan almaya, kare zıplamaya, daire silah seçmeye ve X ateş etmeye yarıyor. Rüzgâr etkeni bu yapımda da unutulmamış ve yaptığınız atış rüzgârın şiddet ve yönü doğrultusunda direk etki altında kalıyor. Her oyuncu ancak kendi sırası geldiğinde ve ona ayrılan 45 saniyelik süre içerisinde hamlesini yapmalı, sıra diğer oyuncuya geçtiğinde ise başına gelecekleri eli-kolu bağlı izlemekten başka çaresi bulunmamakta.

Singleplayer altındaki Training modu ile sıkı bir Worms oyuncusu yetiştiriliyor. Hazırlanmış eğitimler gerçekten faydalı ve özellikle oyunu ilk kez oynayacak arkadaşlar için çok faydalı. Bir diğer modda Time Attack, bu modda ise adından da anlaşılabileceği gibi zamana karşı yarışıyorsunuz. Puzzle�da ise diğer kurtlara karşı yarışmıyor, haritada bulunan bir çıkış noktasına erişmeye çalışıyoruz. Bu moddaki temalar ve oynanış da farklılık göstermekte. Örneğin uzay temalı bir haritada kurtçuğun zıplama uzunluğu ve havada kalma süresi çok daha uzun sürmekte. Yazı başında ana menüde bulunan Shop, yani alış veriş dükkanından söz etmiştik. Kazandığınız her bölüm sonunda ödül olarak ayrıca puan kazanmaktasınız. Bu puanlar Shop�ta harcanarak size materyal olarak geri dönüyor. Shop�ta bulunan Customisation sekmesinde kurtçuğunuza bere, şapka alabilir,bölüm içi yeni müzikler edinebilir, koreografinize yeni zafer dansları dahil edebilirsiniz. Landscape sekmesi ile yeni bölümler satın alabilir, Weapons�tan yeni silahlar edinebilir, Missions sekmesinden de yeni görevleri biriken puanlarınız karşılığı oyununuza dahil edebilirsiniz.

PSP’de, Worms keyfi

Uzun yıllardır birlikte olduğumuz pembe dostlarımız ile bu defa PSP sayesinde tekrar birlikte zaman geçiriyoruz. Her ne kadar üç boyutlu versiyonu iyi olsa da ilk göz ağrımız iki boyutlu dostlarımızı tekrar görmek çok güzel. PSP�nin kendi sınıfındaki güçlü yapısında 2D bir yapım zaten onun sınırlarını zorlayacak değil, ancak PSP�de oynanan platform oyunlarının ne kadar zevkli olabildiğinin de bir göstergesi Worms Open Warfare 2. Yapım, renkli yapısı, temaya göre değişen neşeli müzikleri, kımıl-kımıl kurtçukları işe eğlenceli saatler vaat ediyor. Özellikle Worms sever PSP�cilerin kaçırmaması gereken bir yapım.

Knight Online Server Kurmak

Mrb Arkadaşlar.Bende bu aralar KO server kurmaya merak sardım.Ve Gerekli dökümanları bulduktan sonra ilk denememde serverı kurdum.İstiyorum ki SizLerde fasLa ugraşmadan KO serverı kurun ve keyfini Çikarın.Şimdi SizLere tamamen kendi yorumlarımla KO serverı anlatmaya çalişacagim..

Bu KO serveri kurdukları türk ko larıyla aynı sistem ve aynı dosyalardır bir gönüllü arkadaşımız KURTKO yu kurabilir?

ÖnceLik olarak SQL SERVER 2000 Yüklüyoruz
http://download.microsoft.com/downlo…73/SQLEVAL.exe

SQL KURULUM
setup dosyasini calistiriyoruz ve
SQL Server 2000 Components’i seçiyoruz
Install Database Server
Next
Local Computer’i işaretleyin sonra Next
Create a new instance of SQL Server,or install Client Tools’i seçip Next
İsim ve Şirket yazip Next
Yes’e tıklayıp devam
Server and Client Tools’u seçip Next
En üstteki Default’u seçip Next
Typical’i seçip Next
the same account for each service.Auto start SQL Server
Service’i seçin sonra
Use the Local System account’i seçip next Mixed Mode’u tıklayarak şifre yazıyoruz.((Ben Buraya şifre olarak knight Yazdim.))
Next’e basıp yükleyin. Sonra Pc yeniden başlatın..

Database Ayarları
Enterprise Manager’i açın (Başlat-> Programlar -> Microsoft SQL Server ->
Enterprise Manager)
Console Root -> Microsoft SQL Servers -> SQL server Group ->
(local)(windows) tıklayın ve tamama basın..
DatabaseLere girin ve new database diyin.
KN_online Diyerekten database oluşturun.
Bu oluşturdugunuz KN_online database sağ tıklayın Restore Database’i seçin
From Device’a tıklayın üstteki Options tabından Force restore over existing database’i seçin
Select Devices’a tıklatın
Add tusuna basıp indirdiginiz 1098 server içinde db gelerek ordaki db gösterin 3 kere tamam basın ve buda bitmiş olsun..Şimdi Databaselere gelin KN_online database seçin ve tamam basin.Şimdi
Console Root -> Microsoft SQL Servers -> SQL server Group ->
(local) (windows)
Security -> Login -> Right click -> New Login diyip kullaci adına knight yazın
alttan sql server authentication’u seçin ve şifreye knight yazınız.
Database access -> KN_online’i seçin sonra herhangi bir dil şeçin.
database role seçeneğinde db_owner olarak seçin sonra ok diyin.((Herhangi Bir Hata Çikarsa Tekrardan KN_online database girin user seçin ordaki knight i silin ve tekrar deneyin))
Databaselere girip KN_online -> Sağ tıkla -> Properties -> Permission hepsini knight olarak işaretleyin ve bu bölümde bitmiş olacak.

Sistem DSN ayarları
Başlat -> Programlar -> Yönetimsel Araçlar -> Veri Kaynakları (ODBC)
sistem DSN tabina tıklayın ve Ekle tusuna basın
SQL Server seçin ve resimdekilerin her birini girin
.

Şimdi Server DosyaLarın içinde EBENEZER girin en alta Server.ini onu açin.

orada birsürü ip göreceksiniz hepsine kendi ip nizi yazın

Şimdi LOGINSVR Girin Versiyon.ini Açin..

orada da birsürü ip göreceksiniz hepsine kendi ip nizi yazın

Yapacagımız son ayarda Client ayarıdır.Client içindeki server.ini açin

oradada birsürü ip göreceksiniz hepsine kendi ip nizi yazın

Server Dosyaları:
http://rapidshare.de/files/22409779/…v1098.rar.html

Client Dosyaları
Kendi uploadım
Tek Part:
http://www.filefactory.com/file/a8a1f9
Bunlarda tek part indiremeyenler için iki part
Part1:http://www.uploading.com/?get=CWU1NUOK
Part2:http://www.uploading.com/?get=90W7AJOJ
Part1:http://www.filefactory.com/file/ec935a
Part2:http://www.filefactory.com/file/c2f6a2

Bazıları diyebilir.Bazı yerleri atladın diyerekten.Ama Bu atladıgım yerler gereksiz ayrıntıdan ibaret.Şuan Serverim Takır Takır işliyor Yaptıgım herşeyi size anlattım.Anlatımdan sıkıldıysanız kusura bakmayın.Ayrıca Anlattıgım Kurulum bilgilerin tamamını zorluklarla ben yaptım söyleyim.Buraya kadar SaglıcakLa kalın..

NOT:Alıntıdır.

Crysis 1.21 Yama Paketi

• Crysis Patch Hotfix 1.21:
• Açıklama : Crysis’de bilinen bir güvenlik açığını giderecek “hotfix” niteliğindeki 1.21 numaralı yama paketi çıktı. 37 MB boyutundaki paket, online modda sunucu ve oyuncuların oluşan bir kod hatası yüzünden oyundan düşmelerine son veriyor. Crysis Patch 1.21’i indirmkek için link

Yada buradan indirebilirsiniz;

İndirmek İçin >>Tıklayınız<<